18

13.2K 1K 1K
                                    

''ya ne var ne, beni bu kadar sevmeyin bir salın ya!''

jimin isyankâr bir şekilde ayaklarını hızla yere vurduğunda, omuz silktim. jungkook hastaydı, ona bakmak istiyordum ama imkanlar el vermediği için yapamıyordum ve şuanki tek şansım jimin ve tayfasıydı, maalesef başka şansım yoktu. hem artık bir şekilde onunla yakınlaşmam lazımdı, bu kız gibi davranma işini daha fazla uzatmamalı ve ona gerçekte kim olduğumu söylemem gerekiyordu.

''sen neden jungkook'un telefonlarına cevap vermiyorsun?'' dedim hafifçe kaşlarım çatılırken. ''çocuk hastaymış ya, ama işe bak ki o benim dışımda kimseye ulaşamadı!''

''ne? oha.'' diyerek dudağını büzdü jimin. ''benim bebişim hasta mı olmuş ya? ben, ben ders çalışıyordum ve bu yüzden de kimsenin rahatsız etmesini istemediğim için telefonu kapatmıştım. ama diğerlerini bilmiyorum.'' derin bir nefes verdim. şuan olduğum durum gerçekten çok karışıktı, gerçekte kim olduğumu sadece jimin biliyordu ve ben de bir süre önce evlerimizin yakın olduğunu öğrenmiştim. aslında amacım kötü değildi, lâkin jungkook'un eşcinsel olmadığını öğrendiğim andaki üzüntüyle ne yapacağımı bilememiş ve birden böyle bir yola başvurmuştum. çok iyi anlaşıyorduk, onunla konuşurken gerçekten mutluydum ve o da öyle görünüyordu. ama anlaşılan önyargıları duygularının önüne geçiyordu.

''biz konuştuk işte,'' diye başladım söze. ''bak çok hastaymış jungkook, hiçbir şey yapmaya hali yokmuş. ve bir süre konuştuktan sonra da aklıma bir fikir geldi.'' heyecandan terleyen ellerimi çaktırmadan kotuma sildim. jimin merakla bana bakıyordu.

''senin o zeka fışkıran aklına ne tür bir fikir geldi acaba gucci kankacım?'' hafifçe omzuna vurduğumda, yüzünü buruşturdu.

''ben sizinle konuşuyorum ama okulda jungkook ile çok iletişim kuramıyorum, sanırım senin bizi ayarlama fikrinden ötürü benden haz etmiyor.''

''ee?''

''eesi, artık onunla konuşmam gerek. ve jungkook'un da birilerinin ona bakmasına ihtiyacı var. diğerleriyle beraber veya ikimiz gidelim onun yanına, artık bir yerden başlamam gerekiyor.''

jimin kaşlarını kaldırmış söylediklerimi dinler bir vaziyetteyken, susmamla beraber bir süre öylece durdu ve boş boş yüzüme baktı. ben ise o sırada ise düşünmeye başlamıştım jungkook ile konuşmalarımızı. ona uzun zamandır demek isteyip diyemediğim şeyi söylemiş, güzelsin demiştim. ah öyle güzeldi ki o, artık daha fazla kendimi tutamamış söyleyivermiştim işte. ki eğer jimin neredeyse pot kıraca olmamı bilse kesinlikle uzun süre benimle dalga geçerdi.

''jungkook evinde konuşmadığı birini istemez ki.''

''orası da sende işte,'' dedim gülerek. ''zaten seninle tanışmak istiyordu, hem bak çok iyi biri o biz sürekli konuşuyoruz, ziyaret bahanesiyle de tanışmış olursunuz falan dersin. ya da ben derim, farketmez.''

jimin elini omzuma koyup sıkmıştı. ''senden korkulur. tamam, çok yakışıklı olduğun için kabul ediyorum taeciğim.''

konuşmaya çalışırken, kahkahama da engel olamamıştım. ''resmen çıkar ilişkisine döndü bu, ama iltifatın için teşekkür ederim!''

''ne demek,'' derken jimin de gülmeme katılmış ve bu sayede de gözlerinin neredeyse kapanacak kadar kısılmasına sebep olmuştu. ''neyse neyse, şimdi şu dört gerizekalıyı bulmak uzun sürer. biz ikimiz gidelim, hem jungkook ulaşamıyorsa biz nasıl ulaşacağız ki?''

''haklısın.'' dedim heyecanım gitgide artarken. ''o zaman, gidiyoruz?''

''gidiyoruz.''

-

like a girl ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin