...Birden kapı tıklandı. Kaan'ın gel demesiyle paspal bir adam geldi. Onur adını sordu.
-Adım Mehmet, Mehmet Altunel. dedi. Kaan
+Seni tanıyormuyum ?
Onur'a çevirdi kaasını sordu.
-Bu bizim sitedeki Mehmet olmasın ?
Onur: ''Kız kardeşin var mı?''
Mehmet:'' Evet Gülnaz''
Şevval söze atıldı bu adamın bize yardımı dokunabilir. elinden iş gelir bunun.
Mehmet :
-Sen Onur'sun ve sende Kaan'sın sözde kadim arkadaşlar. diyip buruk ve acıklı bir ifadeyle oturdu. Kaan:
Kalk senin üstüne başına çeki düzen verelim artık bizimlesin dedi. Ve tüm savaş planlarını anlattı.
üretim serileşmişti günde 40 tank 80 tüfek üretiliyordu. Herşey tıkırında işliyordu. Taa ki televizyon haberini duyana kadar:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti çöktü. Yönetime istifa çağrısı yapılmasına rağmen görevi bırakmıyor.
Alında bu onlar için çok iyi bir durumdu yani kurtarma süreci oluşturulabilirdi. Ancak elindekiler yetmiyordu sadece beş bin küsür adamla yapılacak iş değildi. Silahlar fazlaydı ancak adam yetersizdi.
Şevval benimle çalışan 900 tane işçi var sizde de yaklaşık olarak 1200 kişi var zaten elimizde hazır 5050 kişi var birleştirelim.
Mehmet eliyle hesap yapmaya çalıştı. Onur durdurdu eline hesap makinesi verdi. ve şapşalca sırıttı.
7150 kişi yaklaşık 2100 kişi kadar insan eklendi. Silahlar tutuşturuldu ellerine hepsi hemen hemen silah kullanmayı biliyordu. İstanbuldan Hataya kadar yol almaları lazımdı. Şevval Mehmet Onur Kaan ve 8 işçi malzemelerin olduğu helikopterle diğerleri feribotlarla teknelerle yola çıkmıştı.
57 gün sonra
Ekip 10900 kişi olmuştu Hatayda bir askeriye inşa edilmiş ve askeri birlikler oluşturulmuştu. askeriyenin dışında her gün patlamalar oluyor çatışmalar oluyor ve askerlerimiz dağıtıyordu. Vahşice katledilen çocuklar askeriyenin duvarlarına asılmış kanlarıyla garip işaretler çiziyorlardı.
Şevval İstanbula gitmiş 3 saat sonra Hatayda olacaktı. Gelirken askeri mühimmatda getiriyordu.