Where Were You In The Morning

290 22 49
                                    

"Sana dedim, defalarca bunu sana dedim!"

Bağırışı tekrardan kulaklarımı tırmalarken gözlerimi sımsıkı yumdum. Nefesimin gitgide daraldığı bu odada olmaktan, ilk defa bu denli nefret etmiştim.

Kavga ettiğimizde, biribirimize hatırladıkça dahi beni mahveden cümleler sarf ettiğimiz de veya en basitinden sevdiği tişörtüne kustuğum zaman bile bu denli kötü hissetmemiş , nefret etmemiştim.

Ki zaten, bunları kötü anılar olarak adlandırmıyordum. Hatta benim için güzel bile denilebilirdi fakat tam şu anki durumum , hayatım boyunca başıma gelen en kötü anım olacağına emindim.

O, beni terk ediyordu.

"Sakin olmalısın." Dedim göz yaşlarımı tutmaya çalışırken. Sıcak bir damla yanağımda süzülürken derince yutkunmak zorunda kaldım. Ağlamamı sevmediğini biliyordum.

"Ağlama." Dedi sinirli bir ses tonuyla. Gözlerine sımsıkı yumarak açtı ve bu sefer daha boğuk bir ses ile konuştu.

"Ağlama. Bundan nefret ediyorum. Sakın ağlama."

Omuzlarım pes edercesine çöktü ve sinirle kıpkırmızı olmuş yüzüne zorlukla baktım. Ardından tekrardan koyu renki parkeler ile göz teması kurdum.

"Benden de nefret ediyorsun." Dedim kısık bir ses tonuyla. Duymasından daha çok, ki zaten bu küçücük oda da nefes seslerimizi bile duyabiliyorduk, bunu sesli düşünmek canımı yakıyordu.

"Evet." Dedi deli gibi kahkaha atarken. Gözlerindeki bu nefret beni öldürecek gibi üzerime dikilmişti ve sadece bakışları ile beni yok etmeyi başaracak gibi duruyordu.

"Seviştiğimiz gecenin sabahında ülke değiştirmeye çalışarak kaçan sürtüğün tekinden tabiki nefret ederim!" Terlediği tişörtü onu rahatsız ediyor olmalıydı ki hızla pencereyi açarak kendine nefes alacak hava bulmaya çalıştı. Ellerini dayadığı pencereye yaslanıp hızla geri çekilirken üzerime doğru bir kaç adımda geldi.

"Ve sana aldığım müzik kutusu için geri dönmüştün öyle mi!" Suratıma çarpan sert sesi gözlerimi sımsıkı yummama sebep olurken yutkunmayı dert etmedim. İstesem de rahat bir şekilde nefes almak imkansız gibi duruyordu.

"Bunun için geri döndün demek." Yatağın üzerine, gizlice alırken Shawn'a yakalanmam sonucu elimden düşürdüğüm müzik kutusunu eline alarak bana gösterdi.

Karışmış saçları ve kırılgan yüzü beni, odadan ikinci ve son kez çıkmak üzere yakaladığında darmadağın olmuş bakışları dakikalardır yerimde dikilip kalmama neden olmuş, kustuğu bütün sinir ve nefretin yanında sessizce onu dinlemiştim.

"Shawn." Gözleri müzik kutusundan yavaşça bana çevrildiğinde tahta ve bir kaç metalden oluşan, bana kendisinin aldığı mavi müzik kutusunu yere serçe fırlattı.

Parçalanan müzik kutusunun her bir parçası odanın koyu renkli parkesi üzerine dağılırken sıçramadan, korkumu gizleyemedim.

"Al. Müzik kutusu."

Acı ile yere düşüp paramparça olmuş müzik kutusuna bakarken kalbimin aynı sayıda parçalara ayrıldığını hissediyordum. Bu çok kötüydü, onu mahvetmiştim ve şuan fark ettiğim şey onun beni bu kadar incitebileceğinden tamamen habersiz olmamdı.

"Sen...ne istedin benden?" Sinirden belirginleşmis yüz hatları yumuşadı ve bu kalbimi daha da parçalara böldü. Onu üzebilir veya sinirlendirebilirdim. Bunun üstesinden de gelebilirdim fakat onu kırmak, bu hayatta en nefret ettiğim şeydi. Ve gözlerime odaklanmış hafif, kırgın bakışları hayatımın son bulmasını istememe neden oluyordu.

One Shots / Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin