-3.BÖLÜM-

102 6 2
                                    

Çok çok çok uzun bir aradan sonra yeni bölüm sizlerle

Bizi karşılamaya gelen Devrim, Eylem ve teyzeme baktım. Devrim hemen koşup valizlerimizi aldı. Aramızdaki tek erkek sonuçta onu da yapmalı değil mi? Hem kasta yapmış. Kas yapmış? ''Kas mı çalıştın sen?'' diye sordum gülerek.''Evet güzelim tam üstüne bastın''diye cevapladı beni sırıtarak. Ukala ne olacak..

O sırada Eylem beni kendine çekip bir ahtapot misali kollarına doluyor. Aynı şekilde karşılık veriyorum -daha yumuşak belki bir koala..- Artık nefes alamayacak duruma geldiğimde Eylem'e ''Eylem nefes alamıyorum'' diye fısıldıyorum. Hemen çekiliyo ve suçlu gözlerle ''özür dilerim Hera iyi misin?'' diye soruyor. ''İyiyim iyiyim'' diye yanıtlıyorum hemen. Devrim kırılmış gibi bana bakıyor. ''Devrim kim ki zaten? Kadın değil misiniz hemen birbinize koşun zaten. Hepiniz aynısınız azizim, hepiniz aynısınız'' diyor kafasını sallayarak hafif sitem kokan sesiyle.  ''Elinde valizler var diye sarılmadım kuzen eve gidince bol bol gideriririz özlemimizi'' diyorum gülümseyerek. O da bana sırıtarak karşılık veriyor. O sırada arabaya vardığımızı fark etmiyorum bile. Devrim eşyaları bagaja yerleştirdikten sonra sürücü koltuğuna geçiyor ve yanına da teyzem oturuyor. ''Devrim arabayı sen mi kullanacaksın?'' diye soruyorum gözlerimi pörtleterek. ''Evet minik beğenemedin mi?'' diye soruyor sırıtarak. Bu çocuk ne kadar fazla sırıtıyor öyle? ''Teyze Devrim araba kullanıyor tehlikenin farkında mısın?'' diyerek gözlerimi açıp dehşete düşmüş gibi etrafa bakınıyorum. Kemerimi bağlayarak koltuğa yapıştım ve yanlardan tutundum. ''Heyy bu kadar abartılacak bir durum yok ortada. Okula her gün arabayla gidip geliyoruz. Öldük mü? Hayır.'' diyor bozulmuş bir şekilde. ''Bir de arabam var de bende şurada düşüp bayılayım'' diyorum meraklı meraklı. ''Var tabi ki minik" diye cevaplıyor beni gülerek. ''Teyzem sana araba aldı?? Hadi canııım. Hayatta inanmam.'' dedim şaşkın bir şekilde. ''Babam aldı zaten.''  dedi daha da keyiflenerek.  ''Babası almışmış'' diye homurdandı teyzem. Teyzemle eniştem -Murat amca- 2 sene önce ayrıldılar. O günden beri Murat amca Devrim ve Eylem'i kendine bağlamak için hep maddi şeyler yapıyor. Bir keresinde Amerika'ya tatile göndermişti hatta. Teyzemde buna sinir oluyor tabi. Her neyse ben bunları düşünürken eve gelmişiz bile. -bunu beni dürtüp ''bakk yeni eviniz'' diye bağıran Eylem sayesinde anlıyorum.- Ev 3 katlı -3. kat çatı katı- ve çok şirin bir görünümü var. annemin de aynı düşüncelerde olduğunu kafamı çevirip ona bakınca anlıyorum. Gözlerini kısmış sevimli bir gülümsemeyle bakıyor yeni evimize. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde eve olan hayranlığım daha bir artıyor. Evin içi çoğunlukla mavi tonda döşenmiş ve aralara siyahlar serpiştirilmişti. ben böyle durmuş hayran hayran evi izlerken annemin dürtmesiyle kendime geldim. ''Gel de odanı göstereyim meleğim'' dedi sırıtarak. Gülümsedim ve annemin arkasından merdivenleri çıktım. 2. kata geldiğimizde koridora baktım. Duvarlar maviydi ve acayip hoş görünüyordu. Annem beni yeniden merdivenlere çekti ve yukarı çıktık. Buranın duvarları ise mavi ve siyahın en güzel tonlarıyla boyanmıştı. Koridorda duvara monteli olan bir ışıkla aydınlanıyordu. Ortam loştu ve buraya daha gizemli bir hava katıyordu. Annem beni bir odaya itti. (bu evi nasıl bu kadar iyi biliyor? en yakın zamanda soracağım) Odaya baktığımda ilk dikkatimi çeken şey karşı duvarın tamamen cam olmasıydı. İzmir'in ışıklı akşamı ayaklarımızın altındaydı resmen. Gözlerimi kırpıştırarak anneme baktım. Annemin tavanı göstermesiyle direk gözlerimi tavana çevirdim. Yıldızları izlemem için büyük  bir cam vardı. Resmen büyülenmiştim. Odanın bir banyosu vardı ve bir odası daha. O odaya doğru yönlendirdim adımlarımı. İçeri girdim. Bu sefer 2 duvar camdı ve bir koltuk vardı. Koltuk şaşırtıcı bir derecede odamdaki mobilyalarla uyuyordu. Büyük bir balkonu vardı bir de... Sessizliği bozan annem oldu '' Bu kat tamamen senin kızım. Umarım İzmir bizim için çok iyi bir başlangıç olur. Umarım çabuk alışırız bu güzel şehire. Yarın eşyalarımız geliyo istediğin gibi düzenlersin artık odanı.'' dedi sevimli bir gülümseme eşliğinde. Bende ona gülümseyip sarıldım. ''Çok teşekkürler anne her şey için.. Seni çok seviyorum..'' diye mırıldandım. Aşağıdan teyzemin ''Nehir çıkmamız gerek şirket yemeği varmış.'' diye bağırışı geldi. Size söylemediğim bir şey daha.. Teyzemle annem aynı şirkette çalışıyorlar. Annem Ankara şubesindeydi işte şimdi İzmir.. Annem aceleyle gitti ve üstüne uygun bir şeyler giydi -3 saniyede ev halinden iş yemeği haline dönebilen bir kadın düşünün o benim annem Nehir Yılmaz bu konuda bir numaradır-  ayrıca teyzem ne ara hazırlandı? ''Hadi çocuklar biz çıkıyoruz siz başınızın çaresine bakarsınız.Ne bileyim pizza felan söyleyin. Biz geç geliriz büyük ihtimal bizi beklemeyin isterseniz yatın.'' dedi annem ve sonra çıktılar. Devrim beni kendine çekti ve saçımı öptü. ''Eee fare nasılsın?'' dedi munzur bir ifadeyle. ''Fare mi?''dedim yüzümü buruşturup koluna vurarak. Kahkaha attı ve elimi tutup öptü. ''Tamam tamam'' dedi gülmeye devam ederken. O sırada Eylem atladı konuşmaya ''Deniz nasıldı Heraaaaaa??'' diye sordu hülyalı hülyalı. ''Manyak mısın kızım sen?'' bakışımı atıp ''iyi o da nasıl olsun.'' diye cevaplıyorum. Siz bilmiyorsunuz tabi.. Eylem ve Devrim bir ara bize 1 aylığına kalmaya gelmişlerdi o zaman ben Eylem'i Deniz'le tanıştırmıştım. Deniz de yakışıklı bir çocuk tabi. Eylem hoşlandı Deniz'den sonra çıkmaya başladılar. Eylem İzmir'e dönerken de ayrıldılar. Ciddi bir şey değildi yani. Neyse. Devrim bize ''kızlar siz kafayı yemişsiniz'' bakışını atıyordu. Yine Eylem atladı konuşmaya ''Can eniştem napıyoduu Heraaa?? Buraya gelmene nasıl izin verdi anlamış değilim. Hele Ceyda nasıl oldu da izin verdi?'' dedi cıvıldayarak. Gözlerinin içine baktım. Sadece sustum ve gözlerim doldu. Devrim bir şey olduğunu anladı ve beni daha çok kendine bastırdı. ''İyi misin Hera ? '' dedi fısıldayarak. ''Onların adlarını ağzınıza almayın.. Değecek kişiler değiller'' dedim usulca. Eylem ve Devrim şaşkın şaşkın birbirlerine sonra da bana baktılar. ''Sorun ne?'' dedi Eylem yanımıza gelirken. Yanımıza geldi ve oturup kolunu bana attı. Başımı Eylem'in omzuna koydum ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ağlamam gittikçe daha çok şiddetleniyordu. Ağzımdan hıçkırıklar ardı ardına kaçıyordu. Kendimi şimdi durdurmazsam eğer krize gireceğimi biliyordum. Ama durduramıyordum. ''Anlat bana güzelim ne oldu?'' diye fısıldadı Eylem kulağıma.''Ca-Can be-beni al-aldattı C-Ceyda'yla ilk bu-buluşma yerimizde'' dedim. Hıçkırıklarımdan dolayı kesik kesik çıkmıştı. Devrim beni kendine daha çok bastırdı -ne kadar mümkünse artık-  ve saçımı okşamaya başladı. ''şşt bebeğim geçti, her şey bitti, bak biz buradayız'' diye fısıldadı kulağıma. 2-3 hıçkırık fırladı ağzımdan. Göz kapaklarım ağırlaştı. En son hatırladığım şey ise Devrim'in beni usulca yatırıp üstümü örtmesiydi...

Sabah belimin ağrılarıyla uyandım. Nakliyeciler gelmiş ve eşyaları taşıyorlardı. Ellerimi terlemiş saçlarımın arasına daldırdım ve yüzümü buruşturdum. Acilen banyo yapmalıyım ! Eylem'in neşeli cıvıltısını duydum. ''Günaydın karaböcük'' bana doğru zıplayarak gelmeye başladı. Yanıma ulaştığında arkama geçip saçlarımı topuz yaptı. sonra ise yanımdaki boş kısıma zıpladı. ''Dakikalar sonra odan tamamen kurulu olacak ve biz de eşyaları yerleştireceğiz.'' dedi sanki Dünya'nın en mükemmel işini yapacakmışız gibi ellerini çırparak. Onun bu enerjisine göz devirdim.  ''Saat kaç?'' diye sordum esneyerek. Artık esnediğimden mi yeni kalktığımdan mı bilinmez sesim bir değişik çıkmıştı. ''Saat 12'' dedi yeniden cıvıldayarak. O sırada odam kurulmuştu. Eylem'le odama çıktık ve eşyalarımı yerleştirmeye başladık. Kitaplarımı yerleştirirken hepsinin tozunu almayı ihmal etmemiştim tabi. 2 buçuk saatin sonunda odam tamamen yerleşmişti ve Eylem'le ben de bitmiştik. Aşağıdan Devrim'in ''Hadi kızlar hazırlanın sizi sahile götüreyim'' demesiyle kendimi banyoya atmam bir oldu. Kısa bir duş alıp çıktım. Kış mevsiminde olsak bile hava cehennem gibi sıcaktı. Üstüme siyah sporcu atleti altıma siyah kot şortumu ve onların üstüne de siyah kolları beyaz olan bana neredeyse 3 beden büyük hırkamı giymiştim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp eyeliner ve göz kalemi sürdüm. Eylem zaten bize geldiği kıyafetlerle gelecekti. Yani beyaz göbeği açık bir body pembe yüksek bel bir şort ve beyaz ayakkabılar. Beraber aşağı indik. Devrim üstüne yeşil sarı çizgileri olan bir tişört onun üstüne sarı bir hırka ve altına bir kot giymişti. Benim aksime daha iç açıcıydı ikiside. Güneş gözlüğümü taktım telefonumu, kulaklığımı ve cüzdanımı aldım. Evden çıkıp yürümeye başladık. Eylem ve Devrim bir konu hakkında konuşuyorlardı. Ama tam olarak dinlediğim söylenemez. Devrim'in beni koltunun altına almasıyla kendime geldim. ''Sen bizi dinliyor muydun?'' diye sordu kaşlarını kaldırarak. ''Hayır'' diye itiraf ettim ona bakarak. Gülümsedi ve daha çok kendine bastırdı beni. Şirin bir kafenin önüne geldiğimizde Devrim kapıyı ittirdi ve içeri girdik. Kapının açılmasıyla çan sesi bütün kafede yankılandı. Kalabalık bir masaya ilerlemeye başladığımızda derin bir nefes aldım. Eylem ve Devrim herkesle selamlaşırken ben sadece bana gülümseyerek ellerini uzatanlara "Hera" diyordum. Sonra da yalancı bir gülümsemeyle ellerini sıkıyordum. Herkes yerine yerleşti ve konuşmaya başladılar. Ben ise sadece boş boş etrafı izliyordum. Kapı açıldı ve içeri 3 kişi girdi. 2 kız bir erkek. Çocuk siyah saçlı olan kızın beline ellerini dolamıştı ve gülerek bir şeyler anlatıyordu kızlar ise gülüyordu. Birden Ceyda ve Can'ı hatırladım. Ayağa fırladım ve lavaboya kendimi attım. Gözümden isyan edercesine akan bir damla yaşı vahşice sildim ve aynaya baktım. Sonra 2 kız da içeri girdi. Siyah saçlı olan kız " ya selin iyi ki varsın" diyordu samimi bir şekilde. Kendimi dışarı attım ve kendi kendime "sakin ol!" komutları vererek masaya yürüdüm. Tam oturacakken lana del rey'in sesi kulaklarıma doldu ve çalan telefonumun ekranına baktım. Arayan kişinin ismini görmemle olduğum yere çökmem bir oldu..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TANRIÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin