Selam.
Kurgu içeriğini değiştirdim.Yeni kurguyu artık bu kitaptan devam ettireceğim.Umarım beğenirsiniz.Çok içime sinen bir bir kurgu oldu.
Güzel yorumlarınıza ihtiyacım var.
*Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.
------Zihnimin içinde dolaşan boş düşünceler aklımı yitirmeme neden oluyordu.Kalbim ne yapacağını bilmiyor,ruhumla oyun oynarcasına ölüme tetikliyordu.İçimde anlamdıramadığım duygu denilen şey beni benden alıyordu.Hissizleşmiştim.Nerede,nasıl hissedeceğimi bilmiyordum.Hayatımın en ilginç,en berbat dönemlerini yaşıyordum.Kafamda kurguladığım saçma düşünceler adeta bedenime de işliyordu.
Sımsıkı kapalı olan gözlerimi aralayıp,derin bir nefes aldım.Ciğerlerim bile bu nefesi almamak için benimle birlikte savaş veriyordu.Her aldığım nefes ölmem için bir sebep daha veriyordu.
Olduğum yerden hafifçe doğrulup yatak başlığına sırtımı dayadım.Gözlerimi tavana dikmiş geleceğimden parlak olan bembeyaz tavana bakıyordum.Tavan bile ruhsuz gözlerini benden uzak tut diye bağırırcasına beni karamsızlığa ittiriyordu.
Bu çok saçmaydı.
Her şey çok saçmaydı..
Yaşamam çok saçmaydı,nefes almam saçmaydı,kuşların uçması çok saçmaydı..Peki biz bu saçmalıklarla dolu dünyada ne uğruna yaşam mücadelesi veriyoruz?Büyük bir "HİÇ"için..Yine içim daralmıştı.İçimde bir yerlerde kendimin bile dolduramayacağı koca bir boşluk vardı sanki..
Kafamı dik bir şekilde yatak başlağına dayadıktan sonra karşımda asılı olan tablo dikkatimi çekmişti.Daha önce hiç dikkatli bir şekilde odamı incelememiştim.Her ne kadar kendi odam olsa da sadece yatmak için burayı kullanıyordum.Odanın içindeki boktan ibaret olan dizaynlar anneme ait idi.Mobilyaları,odanın duvar rengini ve pekçok şeyi kendi zevkine göre döşemişti.
Yazıyı net bir şekilde okumak için gözlerimi biraz daha kısıp ingilizce olan cümleyi okumaya başladım.
"It's too late to live,to early to breathe."
"Yaşamak için çok geç,nefes almak için çok erken."
İçimde bir yerlerde saklanan çocuk ilk defa karamsızlıktan 1 saniye geri çekilmişti.Ne yapacağını bilmeyen küçük bir kız çocuğu..
Bunun düşüncesini düşünmek bile çok güzeldi.
Histerik bir kahkaha atmıştım.Fazla ironik ve trajekomik gelmişti bu durum.Kahkamı bozan kapı çalma sesiydi.
Duyduğum kapı sesiyle kahkaha seslerini kesip,yüzümü buruşturmuştum.Kendimden başka kimseyle konuşacak mecalim yoktu .Gözlerimi devirip "Gel!"diye seslendim kapıyı çalan her kimseye.
Kapı yavaş yavaş aralanmaya başladığında yatakta olan pozisyonumu düzeltmek amacıyla üzerimde ki yorganı geri atarak bacaklarımı yataktan dışarı çıkardım.
Yüzüme doğru gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak kafamı yukarı kaldırdım."Naber lan çakma çaki?"
Anıl'ın pozifitif sesiyle güne başlamak benim için iyi bir gün olacağına bir işaretti sanırım.
Yüzüme yalandan bir gülümseme koyup,gözlerimi Anıl'ın gözlerinde buluşturdum.