TB♧Giriş

186 6 0
                                    

"Ben küçük bir kız çocuğu değilim anne! İnan bana kendi başımın çaresine bakabilecek kadar büyüdüm!"

"Biliyoruz Yui ama yeni bir savaşa kadar güvende olduğunda emin olmalıyız."

Sinirle odama gittim ve kapımı kapatıp ona yaslandım. Savaş kim bilir ne zaman ve benim o zamana kadar evde hapis hayatı yaşamaya hiç niyetim yok. Dolabıma yöneldim ve sırt çantama gerekli malzemeleri koyduktan sonra ağzını sıkıca bağlayarak penceremin önüne geldim. Aşağıdaki muhafızları kontrol ettikten sonra daha bir kaç gün önce öğrendiğim şeyleri uygulayarak toprağı havaya kaldırdım ve aşağıya indim. Muhafızlara görünmeden bahçe duvarında aynı şekilde geçtim ve caddeye ayak bastım. Herkes günlük işleriyle uğraşıyordu. Pazarda meyve satanlar , alışveriş yapanlar , gezenler , sohbet edenler ,

Ve önümde eğilenler.

Buna şaşırmamam gerekiyordu ancak ne yapacağımı bilemiyordum. Etrafımda halka oluşturduklarında kaçacak bir yerimde kalmamıştı. İçlerinden biri kalkıp bana üzerinde sinekler uçuşan bir muz verdiğinde sabrım doruk noktalara ulaşmıştı.

"Lütfen bu hediyeyi kabul edin Sayın Yang." Bir muza bir adama bakarken çenem seyriyordu.

"Yeter!" diye bağırdım ve bir iki adım geriledim. Herkes şaşkınca bana bakıyordu. Kalabalıktan sıyrılıp bir arasokağa girdim ve üzerime baktım. Bu elbiseyle herkes beni tanırdı. O sırada bir çamaşır askısında asılı kıyafetleri gördüğümde sinsice gülümsedim. Bir kaç parça kıyafetten kimseye zarar gelmezdi, her ne kadar halkımın kıyafetleride olsa..

TOPRAK BÜKÜCÜ 卍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin