Yine düşünüyorum hep düşünüyorum. Ne zaman bir banka otursam ağacın dallarına bakıp düşünüyorum. Kendimi o kadar kaptırdım ki ne yapmam gerektiğini unuttum. Bir yere dalıp düşünmek nasıl bir his olduğunu acaba kaç kişi biliyordu. Artık yeni bir evim, yeni bir odam ve yeni bir okulum vardı. Gine sıkıcı bir okul yılı olacağını önceden biliyordum. Dik oturup sağıma baktım ve uzun boylu, kel, ten rengi siyah olan birisi bana doğru yürüyordu. Şık giyinmişti havalı bir tarzı vardı aynı zamanda o kişinin okul müdürü olduğundan hiç şüphem yoktu. Bana yaklaştı ve "Merhaba Muhammed. Ben bu okulun müdürü Kemal Sarun. Okulumuza hoş geldin umarım burayı beğenirsin." Sadece oturup kafamı salladım. Kemal Bey eliyle okul kapısını işaret etti, benim içeri girip sınıfımı bulmamı istediğini anlamıştım. Çantamı aldım ve siyah büyük kapıya doğru ilerledim. Bu okulu şimdiden sevmiştim, nedeni ise okulun güzel bir bahçeye sahip olmasıydı. Bahçe kırmızı, beyaz, sarı çiçekler ve büyük uzun ağaçlarla doluydu, sessiz ve sakin bir yerdi. Artık kendime özel bir yer bulmuş gibiydim. İstediğim an gelip burda kitap okur hatta şiir yazabilirdim. Şiir yazmayı çok severim. Edebiyat benim hayatım gibidir asla vazgeçmem. Siyah kapıdan içeri girdim. Karşımda bir kantin ve kantine ait mavi kırmızı masa ve sandalyeler vardı. Bu okulun renkleri çok güzel dizayn edilmişti. Rehber hocasının odasını bulmam gerekiyordu. Ama nerede olduğunu tam olarak bilmediğim için birine sorma ihtiyacı duydum. Ve gözüme birisi batmıştı bile ona doğru yürüdüm. Bir kızdı uzun kumral saçlı, makyaj yapmıştı. Ona yaklaştım ve "Merhaba! Acaba bana rehberlik odasını gösterebilir misiniz?" Diye sordum. Kız bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Bana öyle uzun baktı ki sanki bana aşık olmuş gibiydi. Kız kendine geldi. Telefonunu kapatıp "Elbette gösteririm. Beni takip edin." Bu kız kesinlikle bana aşık gibiydi. Yürümeye başladık. Rehberlik odasına doğru giderken ikide bir bana bakıyordu ve bu beni ürpertiyordu. Bana son kez bakarak "Adın ne?" Diye sordu. Tabi bunu söylemek istemiyordum çünkü benim kişisel medya hesaplarımı bulup takip etmeye başlıyabilirdi. Kızların böyle bir sorunu vardı. Ne zaman yakışıklı ve tatlı bir erkek görseler ismini öğrenmeye çalışıp onları takip ederlerdi. Ayrıca aşk mesajları yazarlardı. Yazın bu tür bir olay bana olmuştu. Yaz tatilinde spora başlamıştım kendimi geliştirmek için çok uğraşıyordum. Eskiden insanlar kiloluyum diye benimle hep dalga geçerlerdi. Bu yüzden bir karar verip spora başladım. Yaz ortasında istediğim vücuda ulaşmıştım, artık korkmama gerek kalmamıştı. Bir gün yürüyüşe çıkmıştım. Yanımdan geçen tüm kızlar bana bakıyordu ve ağızlarından resmen salya akıyor gibiydi ağızları açık bir şekilde öylece dimdik vücuduma bakıyor beni arzuluyorlardı. Tam o sırada dinlenmek için bir banka oturdum suyumu içip arkama yaslandım. Ağacın dallarına bakıp Gine düşünüyordum o sıralar. Sonra bir kız gelip bana adımı sordu ben ise söyledim. Birkaç gün sonra kız beni Instagram hesabımdan takip etmeye başlamıştı. Ben pek umursamadım. Daha sonra bana mesaj ve fotoğraf atmaya başlamıştı. O günden sonra bir daha hiç bir kıza direk ismimi vermek istemedim. Şimdi kıza ismimi verirsem aynı şeyin olmasından korkuyordum bu yüzden duymamış gibi yapıp yürümeye devam ettim. Biraz yürüdükten sonra sonunda rehberlik odasına varmıştık. Teşekkür ettikten sonra kapıyı tık tıkladım ve içeri girdim. İçeride küçük bir masa ve bir kitaplık vardı. Gözüm hemen kitaplığa baktı ve kendimi bakmaktan alıkoyamadım. Farkına varmamıştım bir anda birisi "Sanırım kitap okumayı seviyorsun." Dedi ve hemen oraya döndüm karşımda kısa siyah saçlı, gözleri kahverengi olan, 30 yaşlarında bir kadın vardı. Bana bakarak "Merhaba sanırım sen yeni öğrencisin. Ben Sibel senin ve diğer öğrencilerin rehberlik hocasıyım. Sanırım hangi şubede olduğunu merak ediyorsun." Derken bana bir kağıt uzattı. Ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Hemen elime aldım ve teşekkür edip odadan dışarı çıktım. Şubem B idi. Her sene B şubesinde oluyordum ve artık gına gelmişti. Şubeme doğru ilerledim. Kapıyı tık tıklayıp içeri girdim. Hemen karşımda ilk edebiyat hocamı görmüştüm. Nerdeyse 2 sene olmuştu görüşmeyeli. Hemen yanına gidip selam verdim. O sırada bir çocuk bana bakıyordu. Kendisi çok tatlı yüzlü birisiydi. Merak etmiştim acaba benle arkadaş olur mu? diye. Hemen kendini tanıtma kısmına geçtim. "Merhaba benim adım Muhammed. Umarım iyi bir yıl geçiririz birlikte." Derken çocuğun derin düşüncelere daldığını anlamıştım bu da benim ilgimi çekmişti. Ve kendime soruyordum acaba ne düşünüyordu? Benimi düşünüyordu? Benim çoktan böyle düşünmeme neden olmuştu. Hemen bir sıraya doğru ilerleyip oturdum. O sırada zil çaldı. Herkes dışarı çıktı, o bile koşarak yanında bir kızla dışarı çıkmıştı. Arkalarından koşup onları takip ettim. Bir banka oturuyorlardı ve bir şeyler konuşuyordular. Merak etmiştim acaba ne konuşuyorlar diye. Aniden ayağıma bir top geldi. Bir futbol topuydu. Topu alıp hemen karşıma baktım ve 3 gencin benden toplarını atmalarını istediğini hissettim. Ayağıma topa vurdum. Bu işlerden pek anlamazdım ama ilk defa düzgün bir pas atmıştım. Kendimle gurur duyuyordum. Bir an ona döndüm. Okulun içine doğru gidiyordu. Ben de diğer kapıdan girdim ve sınıfa doğru ilerledim. Tam sınıf kapısının orda bekliyordum. Aniden arkama döndüm ve çarpıştık. Canım fazla açımamıştı. Hemen ona dönerek "İyi misin?" Diye sordum ama bana şok geçirmiş gibi bakıyordu ve aniden bayıldı. Yanıma iki kız koştu birisi kıvırcık uzun saçlı diğer ise kısa siyah saçlı birisiydi. Bana bakarak "Hemen revire götürelim." Dedi kısa siyah saçlı olan. Çocuğu kucağıma alıp revire gittik. Okulun hemşiresi benden onu yatağa yatırmamı istedi. Yatağa doğru ilerledim ve nazik bir şekilde onu yatağa koydum. Okulun hemşiresi bana dönerek "Sen dersine geç kalma ben onunla ilgilenirim." Dedi ama ben onu yalnız başına bırakmak istemiyordum. Yalnız olmasada onula birlikte olma hissim vardı. Fakat hemşireyi dinledim ve sınıfa doğru ilerledim. Aklımdan çıkmıyordu. Acaba iyi miydi? Kötü bir şey oldu mu? Diye merak ediyordum. Sınıfa girdim, sırama oturdum. Zaman çok hızlı geçiyordu. Tek bir dersi bile dinlemedim. Onu düşünmekten kendimi alıkoyamadım.
Yazım hataları için özür dilerim ve mantıksız ise kuusra bakmayınız daha iyi olmaya çalışıcam!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Söz
Teen FictionBu hikaye iki eşcinselin nasıl tanıştığı ve birbirlerine nasıl aşık olduklarını anlatıyor. Arkadaşlarını da unutmayalım. Hikayede ne geçtiğini söylesem heyecanı kaçar bence bir oku o zaman anlarsın.