Şehrin biraz dışında yaşayan Cem ve Selim çok yakın arkadaşlarmış. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmez; birbirlerinden bir an olsun ayrılmazlarmış. Okula beraber gider, aynı sırada oturur, beraber ders çalışırlarmış. Cem ve Selim yine bir gün okuldan çıkıp evlerine giderken yeni açılan şekerci dükkânının önünden geçmişler. Dükkanının vitrininde rengarenk şekerler duruyormuş.
Selim, vitrine yaklaşarak, " Şekerlere bak. Ne kadar güzel görünüyorlar." Demiş. Cem, " Hadi biraz alalım, benim harçlığım yanımda" diye atılmış. İki arkadaş gülümseyerek içeriye girmişler ve tüm paralarını harcamışlar. İki büyük torba şekerle dükkandan çıkarken çok mutlu görünüyorlarmış. Eve girene kadar şekerlerden atıştırmışlar. Ardından şekerleri aralarında eşit pay edip evlerine dağılmışlar.
Selim eve geldiğinde annesinin kendisi için yemek hazırladığını görmüş ama o kadar çok şeker yemiş ki yemek yiyecek hali kalmamış. O sırada annesi Selim'in çantasının yanında duran torbayı görmüş, içine açıp bakınca çok şaşırmış. Oğluna dönerek "Selim tüm harçlığını bu şekerlere mi verdin yoksa?" diye sormuş.
Selim tabağındaki yemeklerle oynayarak "Evet okulun yanına şekerci dükkanı açılmış. Vitrinde öyle güzel görünüyorlardı ki Cem ile dayanamayıp bütün harçlığımızla şeker aldık." Annesi, " Anlıyorum canım ama bu kadar çok şeker yemen sağlığın için zararlı; dişlerin çürür karnın ağrır. Hem bak o kadar çok yediğin için tabağındakileri bile bitiremiyorsun." Demiş.
Selim çatalını bırakıp annesine bakmış. " Ama anne! Cem de yedi! İkimize de bir şey olmadı." Annesi; "Şimdi de sağlığın ve büyümen için yararlı olan yiyecekleri yemiyorsun." Demiş. "Her şeyin fazlası zararlı. Şeker almadan önce bana sormalıydın." demiş. Selim çaresiz annesinin kurallarını kabul etmiş ama bu duruma pek üzülmüş. Akşam olunca Selim'in karnı ağrımaya başlamış. Bu yüzden ertesi gün okula gidememiş.
Okul dönüşü Cem biraz daha şeker alıp arkadaşını ziyarete gitmiş. Kapıyı ona Selim'in annesi açmış. Cem elindeki poşeti sallayarak " Merhaba Selma teyze. Selim'e geçmiş olsun demek için geldim. Hem ona hediye de getirdim." Demiş. Selma hanım üzüntüyle " Üzgünüm Cem ama Selim çok hasta. Dün çok fazla şeker yemiş. Şimdi dinleniyor. Yorulmaması lazım." Demiş. Cem şaşkınlıkla " Ama Selma teyze dün ben de şeker yedim ve hasta olmadım." Demiş. Ve o an karnının ağrıdığını hissetmiş. Acıyla iki büklüm olmuş ve inlemiş.
Selma hanım Cem'in de hastalandığını hemen anlamış. Onu eve almış. Ve Selim'in yanına yatırmış. Selim ve Cem'e çorba yaparken bir yandan da söyleniyormuş. "Anne sözü dinlemezseniz işte böyle hasta olursunuz. Bu size iyi bir ders olsun. Bir daha sözümden çıkacak mısınız?"
Selim ve Cem pişmanlıkla iç çekmişler ve aynı anda " Hayııııır!!" demişler. Selim " Seni dinlemediğim için çok özür dilerim anne" demiş. "Bir daha sözünden çıkmayacağım" demiş. Cem; "Ben de annemden gizli saklı iş yapmayacağım. Her zaman önce ondan izin isteyeceğim" demiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ninemin anlatılmaz masalları
RandomHer masalın konusu var bu konuların her biride dersler verilmiştir...