2

203 20 11
                                    

Annemin zoruyla işe götürülmemle beraber bir de ortaklarına uğruyorduk.

Evlerinin önüne geldiğimizde annemin arabadan in yanımda dur laflarına daha fazla dayanamadım ve arabadan inip yanında cici kızolmaya başladım. (sanki normalde cici kız değil de her gece barlarda gezen bi kızım)

Kapıdan çıkan İpek hanım ve yanındaki kişiye bir saniye bakıp bakışlarımı yine ayakkabılarına çevirdim.

"Ah evet bu kızım Ilgaz."diyen annemle kafamı kaldırıp baktım.

"Ben İpek bu da oğlum Samet."dedi İpek hanım bende en hafif gülümsememi ona yollayıp sıkıldığımı belli edecek şekilde sesli sesli nefesini verdim.

Anne kızın sıkılıyor ... Hani bilmek istersin diye söylüyorum.

Ben daha fazla dayanamayıp arabaya binerken onlarda annemle gelmeye başladılar.

Hani şu klişe olaylardaki gibi ortakların oğlu ve kızı baş göz edilmeye çalışılır ya annemin çabası da o ama unuttuğu ve artık kabullenmesi gereken birşey var ki kızı çirkin ve o çocuk bana bakmayacak kadar yakışıklı hem baksa bile ela gözlü oysa ben ne isterim (sanki çok güzelim ve isteme hakkım varmış gibi mavi istiyorum en derin maviyi) tabi bunu annemin ne anlayacağını sanıyorum ne de kabulleneceğini.

Şirkete geldiğimizde kapıda Samet konuşmaya başladı.

"Naber Ilgaz?" cidden mi Samet klişe bi şekilde naber mi ?? peki o zaman

Ama gerçekten annemin çabasını boşa çıkarmak istemedim burnu kaf dağında gözükmek de en son isteyeceğim şey ama zaten ben öyle biri değilim ki ben hiç bir zaman peşinden koşulan kız olmadım olamam olamayacağım HİÇ.

Cevap vermeden şirketten içeri girip herkesin hastalıklı gibi bakmasını umursamamaya çalışarak asansöre bindim ve 13.kata çıktım.

Annenin gelmesi baya bi uzun sürse de bende oturup yine her zamanki gibi mavi gözlü biri çizmeye başladım.

Ne zaman biterdi bu hayalim ya da biter miydi ?

Belki bende bir gün benim yaşımdaki diğer kızlar gibi sevgilim için ağlardım haa yanlış anlaşılmasın olmayan sevgilim için belki de hiç olamayacağı için kim bilir? Aslında şuan da ağlayabilirdim neden ağlamıyordum aman neyse ya.

"Ilgaz bu ne demek oluyor ,kaçmak nedir ,neden kaçıyorsun Ilgaz, çok arkadaşın varmış gibi benim zorumla ayağına gelenleri de tepme kendine gel artık."

"Anne sakinleşir misin ?"

"Sakinleşemem Ilgaz bu ne böyle, şımarıyorsun ben zorla ikna ettim çocuğu buraya gelmesine, sen ise çocuk gibi cevap vermemeler falan çok mu arkadaşın var? Var da ben mi bilmiyorum? Ben biliyorum Ilgaz hiç arkadaşın yok ben biliyorum ama ne biliyor musun?"dediğinde o anın verdiği şokla kafamı sağa sola olumsuz anlamda sakladım.

"Artık senden utanıyorum benim gibi ünlü bir iş kadının kızının senin gibi özgüvensiz ve yanlız olmasından artık utanıyorum."

UTANIYORUM

SENDEN

ARTIK UTANIYORUM

SENİN GİBİ ÖZGÜVENSİZ VE YANLIZ

Kulakların çınlıyordu. Annem benim annem benden utanıyordu.

Bir kaç saniye bekledikten sonra gözyaşlarımı daha fazla tutamadım ve ağlarken koşarak odadan çıktım.

"Ilgaz dur annecim ben öyle demek istemedim."dediğini duymuştum asansöre binerken.

Hadi ama anne öyle demek istemeyen arkamdan gelirdi.

Ben nasıl dayanırdım. Benim bu kadar güçsüz olduğumu bile bile...

Ben niye güçsüzdüm hiç sormuş muydu kendine beni yetiştirmeye bile çalışmamıştı ki benim annem neden diğer arkadaşlarımın ah pardon olmayan arkadaşlarımın annesi gibi değil.

Saçlarımı yapmadı,okula elimden tutup götürmedi,ödevlerime yardım etmedi hiç yaşamadım bunları neden ? Çünkü o en başından beri kocasından ayrıldı ama ayakta durdu o güçlü bir iş kadını imajı vermeye çalıştı.

Hey hey hey senin kızın burada güçlü kelimesinin tek harfini bile karşılayacak kadar güçlü değilken sen neredeydin anne?

Ya da ben bunları önceden anlamayacak kadar aptal mıydım ? Ah doğru ya ben arkadaş ve mavi derdindeydim. Aptallığına doyma sen Ilgaz.

Bunları bir şekilde atlatırdım -yani belki-ama şimdi ne yapacaktım ?

.

.

.

vote alabilir miyim ve yorum :))

MAVİ (ilk aşk)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin