Step 4: Epilog - Home Sweet Home

348 15 3
                                    

STEP 4

Epilog - Home Sweet Home

"Şu an wafflelar senden daha seksi, güzelim."

Sabah olduğunda yatakta tek başına olduğunu fark eden Jimin, gece duş almadan uyuyakaldığını hatırlayınca yüzünü buruşturmuştu hoşnutsuz bir şekilde. Çapaklı gözlerini ovalayıp ayılmaya çalışırken boynunu yataktan sarkıtıp yerde olduğunu sandığı kıyafetlerine bakmak istedi, fakat etrafta bir parça bile eşya yoktu; hepsi toplanmıştı sanki. Bu yüzden huysuzca seslendi hemen. "Kkookie! Donum nerede?"

Biraz sonra kapıda beliren Jungkook, sevimli bir gülümsemeyle "Uyandın mı?" diye sorup içeriye girmişti. Gözlerini devirerek "Yok, hâlâ uyuyorum. Bu da benim astral bedenim canım." diyerek tersledi genç sevgilisini. Büyüğün cevabıyla kıkırdayan Jungkook, çekmecelerin birinden bir şey alarak yatağa yöneldiğinde "Çok komiksin." demişti ve yatağa oturduğunda usulca erkeğinin dudaklarını öpüp sonra da söyledi. "Ve sabahları bu huysuz, ağzı bozuk konuşmalarını duymak, senin gerçekten evde olduğunu hissettiriyor. Kesinlikle rüya değil."

Sinsi bir tebessüm Jimin'in dudaklarına yerleşirken sordu, gence. "Ben evde değilken gerçekten de özlüyorsun beni?" Dünkü muhabbetten sonra bu kez hiç düşünmeden cevaplayabilirdi Jungkook ve de öyle yaptı. "Özlemekten daha fazlası. Ölüyorum."

Kısa ve sessiz bir bakışmadan sonra aniden gencin dudaklarına yapışan Jimin, adeta bunun bir rüya olmadığına inanmak istiyormuş gibi öpüyordu sevgilisini. Mecburi de olsa ayrı kalmayı sevmiyordu, Jungkook'un da bu ayrılıklardan hoşlanmadığını bilmek içine su serpmişti şimdi. Dudaklarını onunkilerden çok zor ayırdığında gözleri hâlâ kızaran dudaklardaydı ve sordu, çatallanan sabah sesiyle. "Saat kaç?"

"10'a geliyor. Acıkmışsındır, duş alıp içeriye gel. Bir şeyler hazırlarım hemen."

"On mu? Senin dersin yok mu? Neden okulda değilsin?"

"Bugün derslerim öğleden sonra, telaşlanma hemen öyle."

Büyüğün endişeli yüzü onu güldürünce kıkırdamıştı yine Jungkook ve elindeki iç çamaşırını Jimin'in eline tutuşturup oturduğu yerden kalktığında söyledi, onun yüzüne eğilirken. "Duşunu al." Ardından da dudaklarına kısa bir kelebek öpücüğü bırakıp odadan çıktı, büyüğü sabah sertliğiyle baş başa bırakarak.

"Bu hiç adil değil! Duydun mu beni çocuk? Benimle böyle oynayamazsın!"

Yaklaşık bir on dakika sonra duşunu alıp giyinmiş bir halde Jungkook'un yanına gelen Jimin, küçük yemek masasında arkası dönük bir şekilde oturan gence sinsice yaklaşarak burnunu usulca onun boynuna sürtmüştü. İrkilerek yerinden sıçrayan Jungkook ise "Beni korkuttun!" diyerek onu azarladı ve tişörtünün yakasından tutarak kendine çektiği gibi dudaklarına yapıştı. Ayaküstü gelişen bu ateşli öpücük, Jimin'in yönlendirmeye başlamasıyla açık mutfağa girmeleri ve Jungkook'un onu mutfak tezgahına oturtmasıyla sonlanmamıştı elbette; bacaklarını gencin beline sıkıca saran Jimin, hiç de onu bırakmak istiyormuş gibi değildi. Ancak bir süre sonra doğal bir şekilde öpüşmeyi sonlandıran Jungkook "Benimle doyabileceğinden emin değilim, Chimmy." diyerek ekledi. "Orman meyveli soslu wafflelar bence daha doyurucu olacaktır."

Gözleri aniden parlayan Jimin "Orman meyveli mi?" diyerek hemen bacaklarını çözmüş ve Jungkook'u kenarı itip çabucak tezgâhtan inmişti. "Hani? Neredeler benim güzellerim?" Bu hareketiyle genç sevgilisini oldukça eğlendirmişti. Kıkırdayarak ağzı sulanmış büyüğü izleyen Jungkook, biraz sonra elindeki waffle tabağıyla ve koca bir bardak sütle küçük yemek masasının başına geldiğinde söyledi. "Bunları istiyor musun?" Hevesle başını sallayan Jimin, yemek için sabırsızlanıyordu. Ancak Jungkook öyle kolay vermeyecekti. "Peki, ne söylemen gerekiyor?"

✓ YOUR :: Voice Smell Body [KookMin - Mini Series]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin