"YARDIM ET MİRA,SEN ÇOK AKILLI VE ÖZELSİN"
Korkmamalıydım,panik yapmamalıydım,ve daha bir çok şey.Bu akşam anneme birşey söylememeye karar vermiştim,bir gün içinde fazlasıya şeyler yaşamıştım,yarını bekleye bilirim.
hızlıca sözlüğü kapatıp raflara kaldırdım ve çevirdiğim kağıdı onların arasına koydum. yatağağıma geçtim ve o yaşlı adamda gördüğüm görüntüğü hatırladım böyle birşey olabilirmiydi yani ben böyle birşeyi nasıl görebilirim.yastığımı dikleştirdikten sonra başımı yastığa koydum ve yorganı üstüme çektim bu küçüklükten gelen bir alışkanlıktı sanki yorganın altına girince herşeyden koruna bilirdim tüm kötülüklerden,ama öyle değildi işte bu acı bir gerçek.
bir süre sonra fısıltılar duymaya başladım, kesinlikle anlamıyordum bunu konuştukları dili bilmediğimden değil çok sessiz konuşuyorlardı, ne olduğunu anlamak için etrafıma bakındım ama gördüğüm tek şey karanlık.daha sonra fısıltıların arasından kendini belli eden bir ses duydum..
"Vos Banshee!" duyduğum ses ile birlikte karanlık dağıldı ve gözlerimi açtım terlemiş birşekilde yatakta doğruldum rüyaydı evet ama bu seferki farklıydı ve beni gerçekten korkutmuştu.Banshee? Dediğine emindim neydi acaba çalışma masasından telefonumu aldım ama şarjı bitmişti her zaman bu zamanlarda biter zaten,Müziği açık unutmuş olmalıydım odam da duran saate baktığımda sabah 11'e geliyordu son çare meriç.
odamdan çıktım ve cidden üzerimi bile değiştirme diğimi fark ettim,ama şuan buna vaktim yoktu hızlıca odamdan çıktım ve yan oda olan meriçin kapısının önünde durdum ve kapıyı tık tıkladım 1-2 dakika sonra cevap geldi "Gel!" kapıyı hızlıca açtım ve arkamdan kapıyı kapattım önüme döndüğümde meriç bilgisayarda tumblr da geziniyordu.
"Ablacım,Yakışıklım,canım benim napıyorsun?" dedim yanına yaklaşırken bana şakınlıkla bakarak.
"Ne istiyorsun?" dedi,bir şey istediğimi anlamıştı evet çünkü ben hiçbir zaman böyle konuşmamıştım.bende çok uzatmayarak söze girdim
" bilgisayarı kullanmam gerek,meriç" dedim
"Hayır" dedi bana bakmadan.
"Ama meriç çok önemli" dedim üzgün bir ifadeyle
"peki" dedi sandelyeyi bana doğru çevirirken tekrar söze girdi "Ama ne arıycaksan benim yanımda arıyacaksın" bunu yapmaktan başka bir çarem yoktu.
"Peki" dedim ve onun oturduğu sandalyenin yanına yaklaşırken "Yaz.Banshee"
"Banshee?" dedi "Araştırma ödevim için"dedim cidden söyleyecek başka bir yalan bulamıyordum,konuşmayı bıraktık google açtıktan sonra arama motoruna banshee yazdı ve çıkan ilk sayfaya tıkladı tam yazan yazıları okuyacaktım ki beni durdurdu
"Dur ben okurum" dedi sırıtırken "Ödev ha"
"Banshee diyer adı Ölüm perisi: Bugünlerde de hâla bir banshee'nin yaşadığına inanan kişiler vardır banshee'yi şöyle tanımlaya beliriz Ölümü gören İnsan,Doğa üstü insan,eğer banshee bir insanın ölümünü görürise bu kişiyi bir sonraki görüşünde tamamen ölü olarak bulur." dedi ve ekledi "Bu yardımcı oldumu Mira"
"Oldu" dedim duyduklarım birer birer yaşadıklarımla aynıydı ben birinin ölümünü görmüştüm ve banshee nin yaşadığına inananların olduğunu duymuştum,ayrıca o adamı tekrar görmeye gitsem ölücek miydi onu tekrar göremezdim böyle bir riski alamazdım ya o adam benim yüzümden ölürse ama bir yandan gidip böyle birşey olup olmayacağını merak ediyordum.
"O zaman odamdan çıkabilirsin?" dedi uyarır bir sesle
"Tamam" dedim "Bu arada Mira değil ABLA!" odadan çıktıktan sonra kendi odama girdim ve doğa yı aradım biraz kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı
--------
Altıma siyah yüksek belli bir kot pantolon,üzerine göbeğimin bir kısmını açık bırakıcak yarım üzerime yapışan beyaz düşük askılı bir t-shırt ayakkabı olarak siyah beyaz bir spor ayakkabı seçtikten sonra düz beyaz üzerinde siyahtan zımbaları olan çantanın içine telefonumu ve cüzdanımı attım saçımı 2 tane bol bir balıksırtı örgüsü örmem biraz uzun sürmüştü ama güzel bir görüntü katmıştı siyah gözkalemlerimi çektikten sonra doğa ile buluşma zamanımızın geldiğini anladım.
"Kaçtım ben anne!!" diye bağırdım kapının yanındaki dolaptan anahtarı alırken.
"Geç kalma akşam bir aile yemeği yemek istiyorum"
"Merak etme anne,1-2 saat takılıp gelic-"ben sözümü bitirmeden annem elinde kırmızı mat bir ruj ile yanıma geldi
"Ben parfüm üzerinde çalışıyor olabilirim ama bu kadar siyah ve beyaz kombinine kırmızı bir rujun iyi gideceğini biliyorum"dedi yanıma yaklaşırken
"Güven,bana güzel olucak" dedi ruju bana uzatırken,biraz tereddüt etsemde dolabın karşısındaki aynaya geçip rujun kapağını açtım koyu bir kırmızı olduğu her halinden belliydi,kırmızı ruju dudaklarımda gezdirdim arkasında bıraktığı izler sanki bana ait değil gibiydi. ruj ile işim bittiğinde kendime baktım gerçektende mat ve kırmızı ruj çok güzel olmuştu özelliklede gözlerimin kırmızısını ortaya çıkarmıştı,son zamanlarsa hiç ruj sürmüyordum sürekli göz kalemi.
"Teşşekürler annecim" dedim kapıyı açıp sevecen bir tavırla ona öpücük atarken
Uzaktan "geç kalma" sesini duyuyordum.
--------------
Doğa ile buluşmak için aynı kahveciye geleli tam 34 dakika olmuştu ama hâla ortalarda yoktu.ben büyük camdan dışarıya bakarken yanıma ceket almadığım için kendime kızıyordum.
"Ne arzu edersiniz hanfendi?" dedi geçenlerde gördüğümüz garson.
"Arkadaşımı bekliyorum A-a bir dakika sende onu tanıyorsun dimi sonuçta müşterilerinizle çok yakından ilgileniyorsunuz(!),Baya yakından(!)" zaten sinirliydim dokunsalar ağlıyıcam o derece hayatımda neler olduğuna dair en ufak bir fikrim bile yoktu hızlıca bulunduğum masadan kaltım ve karşı caddeye geçip Doğayı aradım zaten bu yerden kalkmak için bir mazeret arıyordum zavallı garson.
"Nerdesin." dedim kızgın olduğumu belli eden sesimle
"Kusura bakma hemen bir alt sokaktayım geç kaldım" nefes nefese kalmıştı.
"Orada bekle" dedim ve telefonu kapattım. oraya gidip onu almalıyım ve o kahveciye gidemiyeceğimizi söylemeliyim,çünkü rezil oldum rezil ettim,kalp kırdım ve daha fazlası
hızlı adımarla sokağa girdim burası bana tanıdık geliyordu,tabi ya dilenci buraya gelmemeliydim karşıdan doğayı görünce rahatlamıştım,galiba yaşlı dilenci yoktu.
"Bura-" konuşmak için kafamı çevirdiğimde geçenlerde bulunduğu yerin tam karşısında yaşlı adamı gördüm. refleks olara ellerimle yüzümü kapattım.
"Mira-iyimisin" doğanın korktuğu belliydi
"Birşeyler oldumu" dedim çekinerek ama hâla ellerimi gözlerimden çekmiyordum
"Birş-" doğanın sözünü kesen korkunç şekilde gelen lastik sesiydi,hızlıca gözlerimi açtım ama gözlerime çok bastırdığım için görüntünün gelmesi uzun sürüyordu.sesin geldiği yöne baktığımda yaşlı adam kanlar içinde yerde yatıyordu ve etrafında birsürü insanlar.bu gördüğüm şeydi ve bu benim yüzümden mi olmuştu,buraya gelmem bir hataydı.
doğa çığlık atarak yaşlı adamın yanına gidiyorduki kolundan tuttum.
"Gi-gidelim" dediğimde doğa bana çok kötü bakıyordu,"Lütfen gi-gidelim" dedim gözlerim dolarken doğa bu halime acımıştı her halinden belliydi küçük yaşlardan gelen bir tranvaydı, koşarak bir alt sokağa indik.
Ya birgün ailemden birinin ölümünü görürsem,onun iyiliği için onu tekrar görmemelimiydim beni nelerin beklediğini bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banshee
Teen FictionBir Ölüm perisi yardım isteyen herkese yardım etmek isterse,bir insanın ölümünü izleyemiyecek kadar safsa,yeteneklerini yeni keşfeden bir kızın başına neler gelebilir...