"1-2-3, 1-2-3,1-2-3 devam durmak yok."
Dediğini tekrar ediyor ve bende tekrar etmesi eşliğinde yürümeye devam ediyordum. Çok yorulmuştum ama başka bir şansım yoktu. Yıllardır her cuma onlara bağlılığımızı bu şekilde gösteriyorduk. Hayatım boyunca hiç görmediğim ve görmeyeceğim kişilere bağlılığım için her hafta saatlerce bir sürünün parçası olup yürüyordum. Peki ya neden? Bunun nedenini bende bilmiyordum. Ama engel olamıyordum sadece devam ediyordum, ne kadar saçma bulsam da bunu yapmak zorundaydım. Anlamadığım tek şey bu da değildi. Anlayamadığım o kadar çok şey vardı ki mesela neden herkesin bir rengin parçası olmak zorunda olduğu ya da her şeyin neden bu kadar çok fazla kontrol edilmesi gerektiği. Sadece kurallarla yaşıyorduk ama bilmediğim sebeplerden ötürü bu kuralların ötesine çıkamıyordum. Bu bende bir boşluk oluşturuyordu. Anlayamadığım ve sahip olamadığım bir boşluk. Yaşadıkça boş bir sebepten yaşadığımı fark ediyordum. Onlar için hiçbir şey ifade etmiyorduk. Onlar sadece bizi robot gibi kullanmak istiyorlardı ama biz robot değildik. Bize robot gibi davrandıklarının farkında oluyordum ama engel olma kısmındaysa hiçbir şey yapamıyordum, ne biriyle konuşabiliyor ne de onlara bağlılığımı bozabiliyordum. Birine anlatmaya çalıştığım zamansa biranda dilim tutuluyor ve konuşamıyordum. Bir şekilde beni engellediklerini düşüyordum. Şimdiyse bu robotlaşmış hayattan kurtulmak için her yolu deniyorum. Bu deneme yolundaysa ilk önce kendi rengimden başlamalıyım çünkü kendi renk grubu arasında farklılığını belirtemeyen kimse hiçbir şekilde hiçbir sorduğu sorunun cevabını alamaz veya beyazlar tarafından hiçbir istek isteme hakkına sahip olamaz. Bu değişik hayattan elbet bir çıkış yolu olmalıydı.
Dünyada 5 tane renk grubu var. Kırmızılar, sarılar, maviler, beyazlar ve siyahlar. Bu renk gruplarına kişinin doğumundan sonraki sahip olduğu ten rengine bakılıp karar veriyor. Bu renk grubunda kırmızılar düzeni ve birlikteliği korumakla, sarılar besinlerimizi oluşturmakla, maviler Dünya'nın fiziksel ve kimyasal dengesini korumakla görevli. Kalan diğer iki grupsa beyaz ve siyahlar, onlar bizi bu hale getirip yönetenler oluyor. Bağlılığımızı onlara karşı gösteriyoruz. Beyazlar bizleri ödüllendirmede, siyahlarsa cezalandırmada çalışıyor ve iki hüküm olarak bizleri yönetiyorlar. Ve onları tek görme şansına sahip olanlar bazı kırmızılar veya cezayı ya da ödülü hak etmiş kişiler oluyor. Aynı zamanda sadece kendi renk grubundan biriyle çocuk yapabiliyorsun. Kimle çocuk yapacağına da siyahlar ve beyazlar karar veriyor ve çocuk 2 yaşına gelene kadar çocuğa o kişiyle bakıyorsun. Ardındansa çocuğu siyahlarla beyazlara teslim ediyorsun ve ona yapması gerekenleri öğretiyorlar.
Her gün beyazlara gidip ödül isteme hakkınasahip olmak için yaklaşık 10'a yakın makale yazıyorum, durmadan, pes etmeden vebıkmadan. Ödül isteme hakkına sahip olmak için o kadar makale yazmayı denedimki her konudan yüzlerce makale yazdım. Ama hiçbiri mavilerin içinde farklıolmamı sağlamadı. Çok daha iyi bir konu bulup makalemi onun üzerineyazmalıydım. Benim yazdıklarım farklı olmak için yeterli olmuyordu. Sadecegündelik konuları tekrar tekrar yazıyordum. Ve bunu düzeltmek için kararverdim. Düşünmeye karar verdim. Ancak bu şekilde istediğime sahip olabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygular
Science FictionKapalı bir dört duvar, bu duvara verilen ad Dünya. Buradan çıkış var mı? Ya koyulan kurallara karşı çıkan. Beş rengin olduğu bir Dünya'da tek bilinen gerçeklerin kitaplar olması ve hissedememeleri. Onların aslında tüm hikayesi bu mu zamanla nefreti...