❝Bana dediklerini duymamış gibi konuşma,❞ demiştim. ❝benden hoşlanacak son kişi bile o olamaz, bunu sen de biliyorsun.❞
Sinirlenmiş gibiydim, evet, çünkü dışarıdan görüldüğü kadar kolay değildi hiçbir söz. Kelimelerin canımı bir kağıt kesiği gibi yakarken dışarıdan kimsenin bunu göremiyor olması daha da can yakıcı olan ilk şeydi. Sanki çok normalmiş gibi, basitmiş gibi, kimse rezil olmuyormuş gibi senin benden hoşlanıyor ihtimalini söylemesi sebepsizce ağır gelmişti.
Cevabını beklemeden ayağa kalktığımda elimdeki bitmiş kahve kartonunu çöpe fırlatmış, ardından hızlı adımlarla gidebileceğim en uzak yere ilerlemeye başlamıştım.
Güçlü kalmaya uğraştığım her vakit inancın heceleri tek tek sırtıma batıyorken duygularımı eritecek kadar zehirliydi senin sözlerin, bunu biliyor ve inatla kül olana kadar benimle uğraşmaya devam ediyordun.
O cümleleri kurarken, gerçekten haklı bir sebebin var mıydı?
❝Seni buldum,❞
Hızlı adımlarım duraksadığında hafiften dolduğunu yeni fark ettiğim gözlerim hemen yanımda dikilen bedene döndüğünde, o kişi kesinlikle sendin. Burada ne işin vardı ya da neden beni bulmak istemiştin, bilmiyordum.
Ben daha senin varlığını sindiremeden lensli gözlerini gözlerimde gezdirmeye başladığında, omzumun duvara çarptığının farkında değildim.
❝Sormuştun ya, neden bunları yapıyorum diye.❞
Söyleyeceklerinin canımı yakmasından korktuğum sırada hiçbir tepki vermeden seni izledim.
❝Beni sinirlendiriyorsun,❞
Demiştin ama ifadesiz olmana rağmen önceki günlerden daha sakindin.
❝Seni görünce sinirleniyorum çünkü, çok iyisin. Tamam mı? Benim derdim bu. Herkese karşı çok iyisin. Hayata karşı. Hatta bana karşı.❞
Dediklerin beni soruların acımasız bataklığına itelerken gözlerim hafifçe irileşmişti. Bu da ne demek oluyordu?
❝Bundan nefret ediyorum!❞
Elini arkamda kalan duvara vurduğunda irkilmiştim ancak gözlerimi senden çekemiyordum.
❝Sesinin bana unutulmuş bir şarkı melodisi gibi gelmesinden,
giydiğin her şeyin yakışmasından,
zayıflığından bir şey olacak diye korkmamdan,
gülebileceğim tek şeyin gülüşünün olmasından,
canının yandığında canımın yanmasından,
varlığınla beni çocuklaştırmandan,
kalbine kadar her zerrendeki temizliğinden,
ve ne zaman gülümsesen kendimi bir aptal gibi gülümserken bulmaktan,
ölesiye nefret ediyorum!❞
° dediklerini duyuyor muydun? ben duyamamıştım çünkü, gereğinden fazla anlamlı sözlerinle beni beni sağırlaştırmıştın.