Düşlerimi Süsle Pamira

905 39 7
                                    

        Onu özlüyorum galiba. Gitgide büyüyen bir karanlık var içimde. Adeta bir mengene gibi sıkıyor ruhum beni. Karşımdaydı şuan, hayatımın kadını olarak gördüğüm kişi dimdik karşımda...

''Gitme.'' dedim.
''Başka çarem yok. Boğuluyorum sanki, milyonlarca kişinin arasında yapayalnızım. Bensiz daha mutlu olacaksın. Yaşamak güzel keyfini çıkar.'' dedi ve konuşmama fırsat vermeden dönüp gitti.

Onsuz aldığım her nefeste bir kez daha öldüğümü bilmiyordu oysaki.

        Aklımda binlerce soruyla evimin yolunu tuttum. Her zaman kolaylıkla çıktığım merdivenler gitgide çoğalıyordu sanki. Kapıyı zorlukla açtım. Yatağa kendimi nasıl attım bilmiyorum.

        Sabah derin bir baş ağrısıyla uyandım.Ellerim hemen tütün tabakama gitti yılların tiryakiliğiyle dikkatlice sardım. Dudaklarıma yerleştirip ateşledim. Derin bir nefesten sonra herşey düzelmişti sanki veya ben öyle sanıyordum.

        Yataktan kalkıp aceleyle kıyafetlerimi giydim. Kahvaltıya zaman yoktu onu görecektim çünkü. Herşeyin düzelmesini umarak dışarı çıktım. Yağmurluydu hava, yağmurda yürümeyi seviyordum. Ağladığımı kimse görmüyordu en azından çaresizliğimi. Bıkmıştım artık insanların küçümseyen bakışlarından. Görmüyordu kimse beni, farkımda değildi hiç kimse. Aslında umrumda da değildi. Beni üzen tek şey onun beni görmezden gelmesiydi. Otobüs bir türlü gelmek bilmiyordu. Yağmur gözyaşlarımla karışık yanağımdan süzülürken o vardı yine aklımda. Ben kendi düşüncelerime dalmışken otobüs gelmişti. Binip en arka sıraya geçip oturdum. Kendimi yanımda olan diğer insanlardan soyutladım ve başımı pencereye doğru çevirdim. Tüm hayal kırıklarımın bu yol gibi bitmesini umuyordum.
        Uyuyakalmışım...
Gözlerimi açtığımda iş yerimden çok uzakta kalmıştım. Son bir kaç haftadır sürekli geç kalıyordum zaten. Hemen otobüsten inip yeni otobüsü beklemeye başladım. 1-2 dakika beklemeden sonra otobüsüm yolun başında gözüktü. Hemen bindim. Bu sefer durağımı kaçırmadan indim. Korkak ve çekimser adımlarla yürümeye başladım. İçeri girdiğimde patronum karşıladı beni. Ama bu sefer daha da kızgındı galiba. Çünkü ofisin ortasında bağırarak azarlamaya başladı beni. Oda görüyordu olanları. Herkes dikkat kesilmiş bizi izliyordu. Aslında patronumun dediklerinden fazla etkilenmiyordum. Beni asıl üzen şey, beni onun yanında aşağılamasıydı. Sanki yerin gibine girmiştim. Patronumun çekip gitmesiyle kendimi sandalyeme atmam bir oldu. Lanet olsun zaten onun karşısında iyice batmıştım bu son olayda iyice kötüleştirmişti gidişatı. Aslında onunla benim aramda birşey olamazdı. O güzel, akıllı ve çekiciydi. Sapsarı saçları ve mavi gözleri vardı. Hayata ve insanlara karşı hep gülebiliyordu. Peki ya ben? Sıradan bir kişiydim. Umutsuzluk denizinde sanki kağıttan bir gemi gibi savruluyordum. Ama onu sevmeyi seviyordum. Hepimiz hayatımızda bazı imkansız şeylerin peşinden gitmemiş miydik? İşte benim imkansızımda oydu. Hemen işime koyulup çalışmaya başladım. Biraz dahi olsa az önce yaşadıklarımı unutmak istiyordum. Düşüncelere boğmuştum kendimi bir kaç haftadır. Hayatın acımasızlığını ve eşitsizliğini düşünüyordum. Yakışıklı bir erkek istediği çoğu şeyi elinde tutabiliyorken ben neden tutamıyordum? Hayat standartlarım neden bu kadar düşüktü? Neden yakışıklı değildim...

Düşlerimi Süsle PamiraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin