Elimi karın olduğu bölgeye götürdüm ve avuçladım uzun bir zamandır kar yağmamıştı.Elime süzülen güneş ışığıyla daha da büyülendim bugünün havasına,uzun zamandır Seul'e gelmemiştir şuan burada olmak benim için güzel bir duyguydu.En son gelişim Üniversite içindi oysaki tanıdık bir sesle arkaya döndüm Akel'in mavi gözleri ile karşılaştım.
-Hey, Bensiz demek! hadi sıcak çikolata yaptım.
-Tamam
Beraber yürümeye başladık.Kapıdan içeri girdik.Sinema Televizyon bölümünü bitirmiştim.Aynı şekilde Akel de öyle bazı konularda farklı düşünce yapılarımızda vardı.Elime aldığım kupayla telefonum çaldı.Arayan kişi Kim Lee Jung'tu
-Efendim
-Bu hafta çekimler için Busan'a gidicez.Harika(!)
-Evet öyle
-Sana sonra detayları mesaj yolu ile ileticem.Görüşürüz
-Görüşürüz
Kafamı çevirmem ile Telefonun hoparlör de olduğunu anlamam bir olmuştu.Çünkü şuan Akel milyonlarca Tteok(Pirinç keki) görmüş gibi bakıyordu.Yada ilk defa Dünya'ya adım atmış bir Marslı gibi kim olsa sevinmezdi ki? Sıcak çikolatamı yudumlarken aklıma evin kirası geldi."Yapma bu kadar güzel bir andayken bu düşünce olmadı hiç"
Yarın hallederim büyük ihtimal telefonun mesaj sesiyle elime aldım.Ve..Söyleyecek hiç bir şey bulamıyorum.Bir kahkaha attım.Bu neydi böyle? İşi gücü yok galiba ses kaydını dinlerken arkadan gelen Dong hyun(yönetmen) kızgın sesini duydum.Ah Lee Jung tekrardan gülmeye başladım.Bir çok defa modellik teklifi aldı ama kabul etmedi.Nedeni ise kameraların onun güzeliği karşısında dayanamazmış.Emin öyledir sanki bir Kim Tae-hyung'ta böyle konuşuyor birde biraz zaman geçtikten sonra uyumaya karar verdim.