Soğuk bir eylül gününde biraz da olsa nefes alabilmek umuduyla sahile indim. Ne zaman içim daralsa gelir deniz kenarında yürürdüm. Denizin insanın içini açan bir havası vardı. Ve bu havayı solumak çok iyi geliyordu. Son zamanlarda yaşadığım olaylar beni derinden sarsmıştı. Kimseye güvenemez olmuştum. Kendi öz babam, sırf üvey annem mutlu olsun beni diye yurda vermişti. Dünyada en çok güvendiğim adam, benim pelerinsiz süper kahramanım beni istememişti. Gözümdeki bir damla yaşa kıyamayan adam, geceler boyu ağlamamı yoksaymıştı. O beni her yoksaydığında ben biraz daha ölmüştüm. Babamdan başka kimsem yoktu. Annem yıllar önce melek olup gitmişti.O benim bu zavallı halimi görse kim bilir ne yapardı?
Hemen gözyaşlarımı silip yeni okulumun yolunu tuttum. Eğer biraz daha ağlarsam kendimi denize atacaktım. Her ne olursa olsun hayat devam ediyordu. Ve bana kalan bu lanet olası hayatı yaşayıp, bu dünyadan bir an önce defolup gitmekti...
Eski okulum yurda uzak olduğu için yurda yakın bir okula kayıt yaptırmıştım. Ve bugün ilk günümdü. Aslında biraz korkuyordum. Daha önce hiç görmediğim insanlar, yeni çevre, yeni ortamlar... bunlar beni çok kaygılandırıyordu...
Ama olsundu. Zamanla alışırdım. Alışmak zorundaydım...
Okulun bahçesine girdiğimde küçük çaplı bir şok geçirdim. Bahçede öğrenciler sarmaş dolaş geziyordu. Bir grup sigara içiyor, bir grup da kenarda kavga ediyordu. Ve nöbetçi öğretmen bunları görüp hiçbir şey demiyordu. İmam hatipten geldiğim için bu manzaraya pek alışkın değildim. Demek ki babamın bana layık gördüğü okul burasıydı. Beni serserilerin, ipi kopukların arasına atmıştı. Ağzım açıkta onları seyrederek okula girdim.
Okulun içinde öğrenciler ordan oraya koşturuyordu. Kimseye çarpmamaya dikkat ederek müdürün odasını girdim."Kızım kaydını yaptık ama içim hiç rahat değil."
Dedi müdür. Anlamsız bakışlarla
"Neden Hocam?"Diye sordum bana verdiği kağıttan sınıfımı ararken.
"İmam hatip Lisesinden gelmişsin kızım. Burası oradan çok farklı. Ayak uydurabilecek misin?"
Evet, haklıydı. Burası çok farklı ve hiç bana göre bir yer değildi. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Burası yurda en yakın okuldu.
"Hocam siz merak etmeyin."dedim kendimden emin bir şekilde."Bir aya kalmaz alışırım buraya"
"Peki kızım sen öyle diyorsan"
Listeden sınıfımı buldum ve Müdür beye teşekkür ederek odadan çıktım. Yeni sınıfım 11A'yı ararken aniden sert bir cisme çarptım. Başımı kaldırıp baktığımda kıvırcık saçlı bir çocuğu karşımda buldum.
"Pardon"dedim gülümseyerek.
O da gülümseyerek başıyla karşılık verdi.
"Yeni misin?"dedi meraklı bakışlarıyla.
"Evet, yeniyim ve sınıfımı hala bulamadım. 11A nın nerde biliyor musun?" Güldü ve eliyle arkamdaki kapıyı işaret etti.
"Sanırım aynı sınıftayız"dedi.
İsminin Eray olduğunu öğrendiğim çocuk sınıfta bana çok sıcak davrandı. Kız öğrencilerin burnu biraz havadaydı. Yanıma gelip hoşgeldin bile demediler. Bütün gün kenarda oturup sigara içtiler. Bir erkek ile arkadaş olmam ne kadar doğruydu bilmiyordum ama Eray'dan başka arkadaş seçeneğim yoktu. Bütün gün Eray'la sohbet ettik. Çok içten ve samimiydi Eray. Diğerlerine hiç benzemiyordu. Birkaç erkek arkadaşı vardı. Onlarla da pek samimi değildi. Anlattığına göre okulun basketbıol takımındaydı.1.80 Boyundan anlamıştım zaten.
"Nasıl buldun okulu?" Dedi.
Ders boştu biz de Eray'la en arkada oturmuş konuşuyorduk.
"Güzel" dedim elimdeki sodadan bir yudum alıp. "Seninle daha katlanılabilir" dedim.