2. "The Age"

516 43 15
                                    

Ilk bölümü inşallah beğenmişsinizdir.

     Bu arada, bu kitabı yazma fikrini bir arkadaşımdan aldım. O kendini biliyor ;)  Sonradan öğrendim ki bir filmde de böyle birşey varmış. Tabii siz şimdi anlamıyorsunuz ne dediğimi. Bu bölümde öğreneceksiniz :)

      Bölümün sonundaki notumu okuyun lütfen!! Galp galp galp >3<

   .  .  . 

"Iyi misiniz?"

Duyduğu sesle zorlanarak gözlerini açtı Taehyung. Başı feci ağrıyordu. Dün gece neler olmuştu?

"E-evet teşekkür ederim"

Adamın kalkması için uzattığı eli tuttu. Ayağa kalkınca etrafına hızlıca göz gezdirdi. Sokaktaydı. Dün gece olanlar yavaş yavaş aklına gelmeye başlarken gözlerini kapattı Taehyung.

Dün gece bir bara içmeye gitmişti ve sarhoş olmuştu. Eve gitmek için yolda yürürken ise birkaç iriyarı adamın bir kadını sıkıştırdıklarını görmüştü.

Adamlara kadını rahat bırakmalarını söylemiş, ve üstlerine yürümüştü. Tabii 5 iriyarı adama meydan okuyunca bir güzel dayak yemişti.

Başının neden ağrıdığı ortadaydı.

"Iyi olduğunuzdan emin misiniz? Kaşınızın üstünde bir yara var ve gözünüz morarmış. En azından bir hastaneye-"

"Gerek yok teşekkür ederim. Iyi günler"

"P-peki. Iyi günler"

Taehyung adamın oradan uzaklaşmasını izledi. Tam bir adım atacaktı ki başına keskin bir ağrı saplandı.

"Hastaneye gitmeyi kabul etseydin ya salak!"

İç sesini duymazdan gelip yürümeye başladı. Insanlar ona garip bakışlar atıyordu ama Taehyung'un umurunda değildi. Tek isteği biraz hava almaktı.

Uyuyakaldığı sokak cidden çok kötü kokuyordu ve temiz hava alması lazımdı.

Yürümeye devam ederken bir kedi sesi duydu. Kafasını sağa sola çevirip etrafına bakındı.

Taehyung kedileri çok severdi.

Kedi bir daha miyavlayınca, sesin karşıdaki ara sokaktan geldiğini anladı. Sokağa doğru yürümeye başladı.

"Gel pisi pisi pisii"

"Meow~"

Kedi bir şeyin üstünde oturmuş miyavlıyordu. Üstünde değişik bir saat olan bir kutunun?

Taehyung yavaşça kediye yaklaştı. Kedinin bacağında iki diş izi vardı ve kanıyordu.

Başka kedilerle kavga etmiş olmalıydı.

"Şşş tamam sakin ol"

Kediyi kucağına alınca kedi debelenmeye başlamıştı.

Taehyung kedinin kafasını okşadı yavaşça.

"Mrrr~"

Taehyung gülümsedi.

"Aferin sana."

Aklına gelen bir şeyle kedinin patisini kaldırıp baktı Taehyung. 10 tane küçük çizgi vardı patisinin içinde. Bu, kedinin 10 yıl daha yaşayacağı anlamına geliyordu.

Orada herkesin ve her şeyin yaşı böyle anlanırdı.

Insanların enselerinde, kedilerin patilerinde, bitkilerin yapraklarinda ve kabuklarinda kaç yıl yaşayacakları yazardı.

Taehyung doğduğunda ensesinde 92 yazıyordu. Bu da Taehyung 92 yıl yaşayacak ve 92 yıl sonra ölecek demekti.

Her yıl başlangıcında enselerindeki rakam bir eksilirdi.

Kedi kucağında mırlamaya devam ederken Taehyung'un gözleri kutunun üstündeki saate kaydı.

Bu da neydi böyle?

Saat çok da küçük değildi. Eski bir cep saatine benziyordu ama birkaç fark vardı.

Saati cebine soktu ve kucağında kediyle evine yürümeye başladı.

Eve varınca Taehyung kapıyı açıp içeri girdi ve ışıkları yaktı. Kediyi kanepenin üstündeki minderlerden birine koydu ve tuvalete yöneldi. Ilk yardim çantasını alıp salona geri döndü.

Salona girince, kedinin değişik cep saatiyle oynadığını gördü.

"Şşş hayır! O saati bana ver!"

Kedi onu umursamadan saatle oynamaya devam edince Taehyung hızlı bir hamleyle saati aldı.

"Yaramaz kedi."

"meow?"

Bir süre elindeki saate baktı. Bu saat neyin nesiydi? Kimindi? Ve en önemlisi: neden değişik bir ışık saçıyordu?

"Meow!"

Miyavlamayı duyan Taehyung saati sehpaya bıraktı. Saatle sabah ilgilenecekti.

Kediye ve kendisine pansuman yapıp ilk yardim çantasını geri götürdü.

Kediye yastiklardan yatacak bir yer hazırladı ve kediyi yatırdı. Kedi anında uyuyakalmıştı.

"Mrr~"

Taehyung hafifçe gülümsedi ve odasına gitti. Hızlıca pijamalarını üstüne geçirdi.

Kedinin salondan gelen mırlamalarıyla tatlı bir uykuya daldı...

   .  .  .

Yüksek sesli miyavlama ve kör edici ışıkla gözlerini açtı Taehyung.

"Neler oluyor?!"

"MEOW!!"

Hızla yataktan kalktı ve salona fırladı.

Saat parlak mavi bir ışık saçıyordu ve korkan kedi de sürekli miyavlıyordu.

"MEOOWW!"

Koşup kediyi kucağına aldı Taehyung. Sıcaklığı hisseden kedi oğlana iyice sokuldu ve uykusuna kaldığı yerden devam etti.

O sırada Taehyung kendi kendine fısıldadı:

"Bu da ne böyle?"

Bir bölümün daha sonuna geldik. Bu bölüm 621 kelime oldu!.

Unutmadan yukarıdaki notumu açıklayayım. Size bir filmden bahsetmiştim hatırlıyor musunuz? Hah işte o film "Benjamin Button". Izlemenizi tavsiye ederim. (Şahsen ben kafayı taktım bu filme *-*)

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. ♡♡♡

The Time Machine / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin