Gece

188 4 2
                                    

Merhaba!!!Merhaba! Biliyorum çoğunuz beni Angel hikayesinin yazmayan yazarı diye biliyorsunuz ve onun için gerçekten ama gerçekten özür diliyorum ancak aklıma başka bir senaryo gelmiyordu bu yüzden üzgünüm.Her neyse bu hikaye ise daha değişik. Sizden ricam benim yazmayı bırakmayacağım gibi sizde oylamayı ve yorum yazmayı bırakmayın.Okuduktan sonra oy butonuna basmanız beni gerçekten mutlu ediyor. Şimdiden teşekkürleeer. Ah, bu hikayeyi beni biricikk biricik biricik ve biricik ikizim @asnemesis ile yazıyoruz. Onu burdan kocaman öpüyorum :*

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Her insan huzuru arar fakat herkes farklı yerlerde bulur. Kimi sahil gezisinde, kimi bir evcil hayvanda. Ben mi? Ben eskiden canlı bir mavi olan ama şimdi tıpkı solmuş gök rengi olan koltuğumda hava yağmurlu, gök gürültülü olduğu zaman kitap okurken buluyorum. Hele birde fonda sevdiğim müzik usul usul çalıyorsa değmeyin keyfime. Fakat eğer ortama şuan olduğu gibi çan sesi yayılıyorsa huzurumu bulduğum gibi kaybederim. Can sesi demek müşteri demek müşteri ise benim yerimden kalkıp kasaya gitmem. Kasaya doğru giderken bir an müşteriyi görünce olduğum yerde kaldım.  Müşteriye lanet ettiğim için kendime lanet ettim. Çünkü kasanın önünde günaşırı buraya gelen çocuk Borayla konuşuyordu. Aslında çocuk sayılmazdı tahminimce 18-19 yaşlarında yaşıtım olan bir ergendi.

Vaveyla beni görünce gülerken kafasıyla hafifçe çocuğu işaret etti. Bu hareketiyle çocuk kafasını bana döndürdü. Aptal vaveyla bunu gizlice yaptığını sanıyordu sanırım. Utancımı gizlemeye çalışarak gözlerimi yere eğdim. Ancak bir süre sonra kaldırdığımda çocuk hala bana bakıyordu. Yüzünde tek bir mimik dahi oynamıyordu. Ve az önce kitap kahramanıyla olan ilişkimi kestiği için bozulan huzurumu geri verebilecek tondaki mavi gözleri sert bir şekilde bana bakıyordu. Çekik mavi gözleriyle gözlerimin içine baktı. Hiç çekinmeden. Sonraysa önüne döndü. Boraya kafasıyla selam verip kitapların yanına ilerledi. Bu kütüphane Elif teyzenin olmasa ve yarı zamanlı yaptığım bu işi sevmesem şuan vaveyla ve boranın üzerine atlamış olurdum. Kafama gelen kağıt topuyla işkence planlarımı kesip Vaveylaya döndüm. Borayla birlikte sırıtarak bana bakıyorlardı o an o ikisinin gerçekten sevgili olmak için yaratıldıklarını düşündüm. Eh birazda onları tanıştırdığım için kendimle gurur duydum.

Yavaş yavaş onların yanına giderken zaten parmak uçlarıma gelen hırkamın kollarını biraz daha çekiştirdim.

 " Bence var ya bu çocuk tam senlik. Buz gibi mavi gözler, kirli sakal, deri ceket, bir bad boy havası, özellikle o aman yarappi kasla-" Vaveyla arkadan kafasına inen ve sert olduğunu düşündüğüm bir tokatla susmak zorunda kaldı. Kasanın önündeki yeşil bar taburesine oturup birbirine sarılmış bana bakan Vaveylayla Boraya döndüm. "Cidden şunu yapmaz mısınız? Olan var olmayan var burada. " gülerek beni de kucakladıklarında kısa bir sarılmadan sonra ittirdim. Kolumun dürtülmesiyle yanımdaki küçük çocuğa baktım. Saçları ortadan ayrılmıştı ve biraz uzundular, gözleri masmavi ve çekikti. " Abla ben bu kitabı ödünç almak istiyorum. Abim bunu sana sormam gerektiğini söyledi. Çünkü bu kitaplar seninmiş. Bu kitabı bana verebilir misin?" Elinde ünlü bir manga serisinin 8.kitabı vardı.  Küçük çocukları görünce yüzüme yayılan gülümsemem yüzümde güç kazanırken onunla aynı boyda olmak için eğildim.

" Bunu sana vermek isterdim ama başka birine sözüm var. Onun yerine buna benzer bir şey versem?" Diye sordum mangayı yavaşça bana uzatırken gülümsedi. Beraber bay buz mavisi gözlerin yanından geçerek mangaların olduğu bölüme gittim. Serinin ilk kitabını uzatırken. Çocuk cebinden parayı uzatarak 18 liralık mangaya 5 lira verdi. Gülümseyerek "sende kalsın" derken buz mavisi gözleri üstümde hissedebiliyordum. Kasaya doğru ilerlerken vaveyla bay buz mavisi gözlerin olduğu masaya doğru gidiyordu. Birikmiş fişlerin kodlarını bilgisayara girerken zaten bozulmuş olan kitap keyfime dönmek hiç içimden gelmiyordu. Huysuz herif ne olacak. Hayır, madem keyfimi bozuyorsun bari o ara sıra takındığın kütüphaneyi aydınlatan güzel gülümsemeyi gösterseydin. Önüme koyulan paraya baktım. " Gece bey gönderdi." Bunu bastırarak söylemişti. Adı Gece miydi? Görünüşüne uyuyordu aslında ama karakterini bilemiyordum. " Kahve istiyor. Sütlü. Senden. " senden kelimesiyle başımı kaldırdım. " Benden mi?" Başını salladı. Gamzelerini belli edecek şekilde sırıtırken hadi yine iyisin bakışını atıyordu.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin