Mucizeye Vesile Olması

14 0 0
                                    

Tebük'ten ayrılmak üzere hazırlıklar yapılıyordu. Bu esnada sahabîlerden bazıları, mücâhidlerin azıklarının tükenmiş olduğunu ve büyük sıkıntıya düştüklerini gelip şikâyet suretinde Peygamberimize arzettiler; sonra da, "Yâ Resûlallah!.. Müsaade buyursaniz da, su taşıdığımız develerimizi boğazlasak, onların etini yesek olmaz mı?" dediler. Peygamber Efendimiz, "Olur, öyle yapınız." diyerek müsaade etti. Onlar da bunun üzerine gidip develerini kesme hazırlığına koyuldular. Bu esnada Hz. Ömer yanlarına geldi. Develerini kesmekten vazgeçmelerini söyledikten sonra, Resûl-i Kibriya Efendimizin huzuruna vardı. "Yâ Resûlallah!.. Halkın bindikleri develerini kesmeye izin mi verdiniz?" diye sordu. Peygamber Efendimiz, "Uğradıkları açlıktan bana şikâyet ettiler. Ben de buna müsaade ettim." buyurdu. Hz. Ömer, "Yâ Resûlallah," dedi, "mücâhidler böyle yaparlarsa, binilecek deve kalmaz! Sen, onların arta kalan azıklarını getirt, bir araya topla; onlar üzerinde bereket duası yap! Yüce Allah, herhalde senin duanı kabul eder ve o yiyeceklere bereket ihsan buyurur." Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Olur." buyurdu. Bunun üzerine mücâhidler, ellerinde kalan azıklarını getirdiler; Peygamber Efendimizin serdiği deri bir yaygı üzerine bıraktılar. Kimisi bir avuç hurma, kimisi bir avuç un, kimisi bir avuç darı v.s. getirmişti. Yaygının üzerinde toplanan, çok az bir şeydi. Üç sa' (3.120 gram) var veya yoktu! Peygamber Efendimiz, kalkıp abdest aldı, arkasından iki rekât namaz
kıldı; sonra da, yiyeceklerin bereketlenmesi için Cenâb-ı Hakk'a niyazda bulundu. Peşinden de sahabîlere hitaben, "Kablarınıza alınız." buyurdu. Herkes getirdiği kabını doldurdu; hiçbir kab boş kalmadı. Doyuncaya
kadar da, yaygının üzerindeki azıktan yediler. Sonunda gördüler ki, yaygının üzerinde toplanan azık kadar hâlâ duruyor!

Halife-i Bil Hak Hazreti Ömer (Radiyallahu Anh)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin