-7

6 1 0
                                    


"Vişne değil kızım! Fişne, fişne!"

Efe'ye göz devirdim. Bazen ciddi anlamda aptallaşıyordu.

"Efe aptal mısın?" Hande'ye şaşkınca baktım sonra buna devam edip konuştum.

"Bunu sordun mu cidden."

"Evet, aptal olmadığımı soruyor musun? Kırıldım aşkitom!" Efe'ye ters bir bakış atıp vişne suyumu yudumlamaya devam ettim.

"Aşkitom aptalsın ama."

"Aşkitom sen kimin tarafındasın?" Bakışlarımı Hande'ye çevirdim.

"Derinimin tabiki de!" Zafer edasıyla sırıtıp efeye dil çıkardım. Oda gözlerini kısarak bana bakmıştı. Efeye kıkırdarken masadaki boş sandalye çekilmişti. Çeken kişiye bakmak için kafamı kaldırdım. Yankıyı görünce gözlerim kocaman açılmıştı. Şaşkınca ona bakarken fazla baktığımı düşünüp dikkat çekmemek için bakışlarımı çektim.

"Selam gençler." Telefonumu elime alıp boş boş sosyal medyada dolaşmaya başladım.

"Selam!"

"Selan yankı oğlum." Efe yine mallığını konuşturmuştu. Kendimi tutamayıp ağzımdan kıkırdama çıkmıştı. Kafamı kaldırıp bana bakıyorlar diye onlara baktım.

Hepside bakıyordu!

Hande gözler ile yankıyı işaret edince selam vermediğimi fark edip ona döndüm.

Çok güzel bakıyordu insafsız!

"Se-selam." Sesimin titremesine içimden güzelce sövmüştüm. Ama bu -sesimin titremesi- yankının hoşuna gitmiş olmalıki, muzipçe sırıtıyordu. Onu özlediğimi fark ettim. Fazlasıyla özlemiştim. Elini tutmayı, öpmeyi, sevmeyi. hepsini...

Fazla bakmamak için boğazımı temizleyip bakışlarımı çektim. Handelere baktım ikiside sırıtıyordu.

"Şey... benim bir işim vardı. Gitmem gerek. Görüşürüz." Hızla masadan kalkıp. Kantin çıkışına yöneldim.

Kantinden çıkarken telefonum titremişti ne olduğuna bakmak için ekrana bakınca güldüm.

Yankı: kaç sen kaç

Güzel sevenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin