Ve da Ayrı Yazılır Bazen -1-

81 5 1
                                    

Benim bu düşüncelerimi bozan , o salak, Dilay denen kadının sesiydi.

''Hoşgeldin , tatlım.'' dedi bana .Bide bana babam varken yılışıp durmuyor mu, sinir oluyorum. Şimdi eğer babam burda olmasaydı ne yapacağımı biliyordum ama...Herneyse.

Hiç cevap vermeden yürüyüp krem rengi halılarla uyumlu duran kırmızı koltuklardan birisine geçtim. Dilay, sanki bana cevap beklermiş gibi bakıyordu. Babam da onun bu halini anlamış bana ''Neden cevap vermiyorsun? '' şeklinde bakışlar yolluyordu. Ama cevap vermeyecektim işte, ilk başta kendisi gıcık bir şekilde konuşmasaydı ben de cevap verebilirdim. Ama böyle bir tavırdan sonra, asla.

Hiç aldırış etmeden düz bir sesle konuşmaya başladım. 

'' Beni neden buraya çağırdınız ? ''

Tam yine o kadın konuşacakken, babam eliyle ona dur işareti yaptı ve bana dönüp,

'' Neden bu kadar fevri davranıyorsun ? '' dedi.

Hıh, fevriymiş. Sen bi de beni ilk gönderdiğin zamanlardaki halimi görseydin. böyle konuşmaya devam etmezdin.

'' Benim fevri davrandığım yok. Ayrıca ortada konuşulacak bir konu da yok. O yüzden izin verirseniz eski odama gitmek istiyorum. '' dedim. Kendin istedin baba bu cevabı. Mesela o salak kadınla evlenirken de iyi bi dayak istemiştin ama...Maalesef, olmuyor.

'' Bak, hala ters ters konuşuyorsun, otur oturduğun yerde ! Asıl bizim sana bu notlar yüzünden kızmamız gerekirken, gelmiş sen bizi tersliyorsun... '' diye bağırmaya başlayınca, dilay bababım bileğinden tutup '' Tamam hayatım, eminim ki almila bu notları düzeltecektir, o çok zeki bir kız... '' diye beni savunmaya almaya çalıştı. Allahım ya, sana beni koru diyen mi oldu salak kadın ? Neyin kafası bu ?

Babam yürüyüp karşımdaki koltuğa geçti sinirli bir biçimde. Dilay da hemen onun yanında bitti. Nolcak, yalaka kadın... Babam bu sefer daha sakin bir biçimde, '' Seni kaç kere uyardım, bir kere olsun beni dinleyip derlerine hiç çalıştın mı kızım ? Ha, hiç çalıştın mı ? '' diye ses tonu yükselmeye başlayınca, hemen bu azarlamanın baya uzun süreceğini anladım ve '' Baba, lütfen şimdi konuşmasak, daha yeni yoldan geldim, başım çok kötü ağrıyor... '' gibi bir şeyler zırvaladım. Babamın da artık bunu anlayışla karşılamasını umuyordum, sonuç olarak daha yeni gelmiştim yani. O da kafasını ''Tamam'' anamında salladı.

Hemen kalkıp merdivenlere doğru koştum. Yavaş yavaş çıkmaya başladım. Aslında tam olarak odama çıkmak isteyip istemediğimi bilmiyordum. Çünkü, odamda ondan kalan o kadar çok hatıra var ki... Şimdi, o hatıraları görsem tekrar kalbim sızlayacak, biliyorum. Ama bir yandan da yeniden onu hatırlamak istiyorum.. Tamam, şimdi odaya girmeliyim, ama ağlamak yok Almila, hiç dikkat etme o hatıralara. Zaten o seni unutmuştur bile, üzerinden o kadar ay geçti, kendisine yeni bir kız da bulmuştur. Sen de onu unutmalısın, artık daha yürekli olmalısın. Ve, işte kapının onundeyim.

Kapıya doğru kolumu uzattım, ve kapı kolunu çevirip içeri bir adim attim. Lila rendindeki duvarlarım, beyaz halım, mavi örtülü yatağım.. Hepsini çok özlemişim. Hemen koşarak yatağıma atladım ve bağdaş kurarak oturdum. Odamda bir değişiklik var mı diye etrafa bakınırken calışma masamın üstündeki fotoğrafımızı gördüm. O ve ben. Ne güzel de gülüyor öyle. Ve ben de, artık hiç gülemediğim kadar çok gülmüşüm. O kumral saçları, delici bakışlar atarak beni büyüleyen ö yeşil gözleri özlemişim.. Acaba o da beni özlemiş midir ? Aman be Almila, ne özliycek sanki seni. Zaten çok da güzel bi kız da sayılmazsın. Tek özelliğim, gözlerimin yeşil olması. Onun dışında simsiyah saçlarım, normal de bir ten rengim vardı. Fiziğim de mükemmel sayılmazdı, normaldi işte. Ama onla yan yana gelince yakışıyormuyduk, bana sorarsanız evet. Ama ona yiyecekmiş gibi bakan kızlara sorarsanız, hayır. Ahh, belki de ona öyl bakan kızlardan birini seviyordur şimdi.. Bir düşünelim, Yağmuru geç, Pelini geç, İpeği geç, ayy,şimdi geldi aklıma çağla mı yoksa. Evet evet, kesin o. Kızın sapsarı saçları, bembeyaz teni, manken gibi fiziğivar. Ama sanki bunlara inatmış gibi kahverengi gözleri var. Olsun, yine de taş gibi kız yaaa, oofff offff !

''Bi dakka oğlum, kendine gel Almila ! İyice kafayı yedin ya sen ! Deli diye seni göndercekler tımarhaneye, ondan sonra görecen gününü ! Kes düşünmeyi ve artık biraz yat da uyu.  Hem seni birazdan kontrole falan gelirler, mal olur kalırsın haaa ! '' diye iç sesim bana kızmaya başlayınca bende napıyım, deyip uyumaya karar verdim. Ama tabi Uyurken Müzik dinlesem hiç fena olmazdı. 

Kulaklığımı çıkartıp telefonuma taktım. Ardından da acıklı bir müzk açıp gözlerimi yumdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ve da  Ayrı  Yazılır BazenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin