yıllar sonra tekrar yayımlama sebebim olan bir periye ithafen.
.
.Park
.
.Boynumdaki kravat boğazımı sıkmaya başlamıştı. Etrafta bir sürü kadeh tokuşturma sesi vardı ve onlara insan konuşmaları eşlik ediyordu. Herkes yüzüne yapışan sahte gülümsemesiyle birilerine bakıyor ve onlarla iletişim kuruyordu. Bende buna mecbur bırakılmıştım işte.
Babam ülkenin ileri gelen iş adamlarından birisi olduğundan nezaket gereği gittiği bir partiye beni de kolumdan sürüklemişti. Parti dediğime bakmayın, 45 yaş üstü insanların içinde tek tük genç yüzler görebiliyordum.
"Jimin senin gelecekle ilgili planların nedir?" Karşımdaki elinde dudağındaki kırmızı rujun bulaştığı bir şampanya kadehi tutan kadına baktım. Adını bilmiyordum, umurumda da değildi. Yüzündeki gülümsemeden sahtelik akarken, etrafa dedikodu malzemesi yayacak bir şeyler aradığını ve aradığını da bende bulacağını düşündüğü bir soru yöneltmişti bana hitaben. Kadınınkinden daha sahte bir tebessüm yerleştirdim dudaklarıma.
"Dans ve müzik üzerinde yoğunlaşmayı düşünüyorum efendim." Kadının kaşları oyuncu bir havayla yukarı kalkarken, yuvarlak banket masanın etrafındaki herkesin ilgisi artık bizim üzerimizdeydi. Babam hemen yanımda dururken onunla bu konuyu konuşmuş olmanın rahatlığını yaşıyordum. Beni desteklemesi ise benim için büyük bir şanstı.
"Peki, baban bu mevzuya ne diyor? Malum büyük bir iş adamının oğlusun." Kendini beğenmiş bir ifadeyle buruşmuş elini hareket ettirerek bardaktan bir yudum şampanya aldı. Bakışlarını babama yöneltirken öne atıldım ve söz hakkı aldım.
"Babamla bu mevzuyu çok açık bir şekilde konuştuğumuzdan emin olabilirsiniz. Kendisi beni sonuna kadar destekliyor. Şirket meselesi ise tamamen ona kalmış bir mevzu bu konuda bana yaptığı herhangi bir zorlama yok." Yüzümdeki sahte tebessümü büyülterek kadına bakmaya devam ettim.
Biraz bozulmuş muydu o? Yok canım kırışıklıkları aşağıya sarktığından onları kapamaya yetmeyen makyajı yüzünden öyle sanmışımdır. Eşi başka bir şey demediği için yanında duran kel adam konuştu bu sefer. Sanırım bunun sonu gelmeyecekti.
"Baban seni destekleyebilir ancak şirketi tamamen onun üstüne yıkman hoş bir davranış değil küçük adam." İğrenç bir sırıtma eşliğinde üzüme bakan adama çevirdim bakışlarımı. Bana laf soktuğunu mu sanıyordu?
"Hayatımı sahte bir evlilik üzerine kurup insanlara emir vermektense, sevdiğim işi yaparak insanlara gerçek bir gülümsemeyle bakmayı yeğlerim. Şanslıyım ki bu dediklerim benim ailem için geçerli değil fakat bazı insanlar yürütebildiği şirket işleriyle övünürken, yönetebileceği düşünceleri ve çenesi olduğunu unutarak insanların kirli çamaşırlarını ortaya dökme çabası içindeler. Tüm bu seviyesizliğin içindeki seviyeli olma çabası bana göre değil efendim. Sanırım eşiniz kırışıklıklarını saklayamadığı makyajını tazelemek ve bana olan öfkesini sizden çıkarmak istiyor. Bizimde muhatap olmamız gereken başka insanlar gelmişken hazır, neden lavaboya kadar ona eşlik etmiyorsunuz?"
Tamamen gerçek olduğum bir gülümseme yüzümdeyken karşımda kızarıp bozarmalarını izlemek fazla zevkliydi. İkisi de çabucak izin isteyerek masadan ayrıldılar. Babama döndüğümde bana yüzünde gurur dolu bir gülümsemeyle bakması rahatlamamı sağlamıştı. Babamdan gözümü çekerek son konuşmamın başında masamızda yer edinmiş insanlara baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ma dernière gorgée ¦ yoonmin ✓
Fanfictionthree shot / smut / amatör bir yazım / switch! . park, min'e yardım eder. min ise bu yardımı karşılıksız bırakmaz. . f,y; @Olesiea