+19 M

3K 206 182
                                    


"Kar taneleri sıcaklığınla eriyebilir mi?"

"Ne?"

"Seninle sevişmek istiyorum."

Son cümlesine kadar, kurdukları göz kontağını bozmuş ve bakışlarını ayaklarına indirmişti.

"Odamıza çıkalım."

Aldığı cevaptan sonra ise, bakışlarını tekrar gözlerine çıkarmıştı.

"O kadar sabredebileceğimi sanmıyorum."

"Beni zorluyorsun. Gerçekten, bir gün içerisinde ne kadar çok duygu yaşanabilirse sayende yaşıyorum."

"Şikayetçi misin?"

"Asla."

Hoşnutlukla kıvrılan dudaklarını gizlemeden, sakince oturduğu yerden kalkmış ve yanına ilerlemişti.

Biraz gerisine oturduktan sonra, Jungkook'u geriye doğru yaslamış ve üzerine eğilmişti. Ellerini göğüs kaslarının üzerinde gezdirerek karnına indirdi. Sol elinin parmaklarını, boxerının lastiklerinden geçirirken sağ elini yukarıya çıkarmış ve Jungkook'un yüzünü okşamıştı.

"Yanımızda hiç bir şey yok, canın yanabilir."

Endişeyle dolup taşan göz bebeklerine alayla baktı Jimin.

"Ne yani, benden uzunsun diye üstte olacağını mı sandın? Senden iki yaş büyüğüm." Şaşkınlıkla açılan gözlere bir iki saniye takılı kaldıktan sonra devam etmişti. "Ve ben senden 2130 kase fazla pirinç yedim."

"Ama-" konuşmak için açtığı ağzını, küçük elleriyle olabildiğince kapatmıştı Jimin.

"Nwfxğ alömğyopqm."

"Ne?"

"Çxksnğ ellwrşi."

Sonunda neden anlayamadığını yeni keşfetmiş gibi hızlıca ellerini ağzından çekmişti. Jungkook'da derin derin nefes aldıktan sonra konuşabilmişti.

"Nefes alamadım senin yüzünden."

"Alıştırma yapıyordum."

"Ne alıştırması?"

"Birazdan nefesini keseceğim de, önden alıştırma yapıyorum."

"Bebek dedik, ponçik dedik o kadar. Yemin ederim tırsıyorum."

"Yerinde olsam ben de tırsardım."

"Jimi-"

Lafı tekrardan bölünmüş ve kelimeleri ağzına tıkılmıştı. Ama bu sefer nefes almasını güçleştiren eller kapatmamıştı dudaklarını. Onun yerine, sıcaklığının ve yumuşaklığının vücudunu titrettiği kirazlar vardı. Bu yüzden bahçesinden mahrum kalmamak adına sakin ama hızlı bir şekilde yemeye başladı kirazlarını.

İki insanın öpüşmesindeki en büyük rolü aslında dudakları değil, vücut dili oynardı. Bunun bilincinde olan Jimin'de elini Jungkook'un ensesine götürmüş ve parmak uçlarıyla oraya masaj yapmaya başlamıştı. Jungkook ise artık sabit tutamadığı ellerini kaldırmış ve Jimin'in karın kaslarının üzerinde gezdirmeye başlamıştı.

Teninde hissettiği parmaklar, yaşadığı tutkuyu zirveye çıkarırken, Jungkook'un dilini emmiş ve ardından dudağının her bir noktasına öpücük bırakmıştı. Kirazlarını birleştirmediği tek bir nokta olmamalıydı, hiç bir nokta kuru kalmamalıydı.

Zaten kuru bir yer kalmadığını anlamıştı Jungkook, değilse yanaklarından sarkan kiraz çiçeklerinin başka bir açıklaması olamazdı.

Sesli bir şekilde dudaklarını ayırdıktan sonra alnını alnına dayamıştı Jimin. Hızlı hızlı inip kalkan göğüsleri birbirine çarparken bunu umursamadı, sadece kalplerinin de göğüs kafeslerinden firar edip birbirlerine çarpmamaları için dua etti.

Solitude • Jikook+Taejin (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin