Sır

168 11 2
                                    

Sevgili yavrum Sevil;

Evet yavrum diyorum, bilirsin amca baba yarısıdır derler. Neden mi böyle konuşuyorum? Yıllardır bana müdür baba diyen dillerinin amca demesini ne çok istedim. Yavrum ben senin öz amcanım. Yıllar önce o yağmurlu günde seni benden başka kimseye emanet edemezdi. O günün siyasi olayları yüzünden suçsuz yere hapse girdiler. Önce Afyon Cezaevi, daha sonra Diyarbakır Cezaevi. Yılların siyasi çalkantıları bir çok yavruyu anasız babasız bıraktı tıpkı senin gibi. Sen şanslıydın, güvende idin benim yanımda. Her anından haberdar idi annenler. Büyürken saçlarını tarayamamak, öpüp koklayamamak ne demek tahmin bile edemezsin.  Annen sensiz yaşayamadı, yalnızca nefes aldı. Senden uzakta olmak ölümle eşdeğerdi. Eğer seni bıraksamalardı bugün hiç biriniz hayatta olmayacaktınız.

 Hiç biriniz hayatta olmayacaktınız... Bu ne demek? Ne yani annemler yaşıyor mu? Hayır canım olamaz. Ben böyle bir ihtimali hiç düşünmedim. Olamaz, mümkün değil. Ama neden? Neden? Allahım çıldıracağım.

Kızım Sevil, beni affet bile diyemiyorum. Doğru mu yaptım bilmiyorum. Onlara verdiğim sözü tutamadım.  Yıllardır içimi kemiren bu sır benimle mezara gitmemeli. Bu dert beni bile yeyip bitirdi, kim bilir onlara ne yaşatmıştır. Sana bu kadarını söyleyebiliyorum çünkü fazlasını bende bilmiyorum. İstanbulda bir aile dostuna her yıl resimlerini yollardım ve seninle ilgili her şeyi paylaşırdım. Onlar senin İstanbula gideceğini biliyorlar. Ömrümün son günlerinde hakkım olmayarak beni affetmeni istiyorum. Hakkını helal et canım yavrum.                                                                                                                                                                                          Amcan Kemal                                                                                                                                                                                                                                  

Yeni bir hayat  yeni bir başlangıç Ankara Keçiören kimsesizler yurdundaki maceram yurt müdürümüzün öz amcam oluşunu öğrenmem, yeni yurda yerleşme telaşları derken, amcamı kaybedişim... Düşüncelerim allak bullak.

-Sevil

- Efendim Esma  ( Esma benim oda arkadaşım )

- Bırak artık şu çizimleri

- Daha iyi bir önerin varsa derhal

- Bahçeye çıkalım mı?

- Birer gazoz alır serinleriz

   Hiçbirşey söylemeden çıkıyorum, biraz nefes almalıyım. O kadar bunaldım ki; yeni okul, yurt, yeni arkadaşlar, ne düşüneceğimi bilmiyorum 

-Kızlar nereye?

  Güvenliğimizden sorumlu Akif Abi.

 Buradayız diyor Esma gönülsüzce nereye gidebiliriz ki sanki yabancısı olduğum bu şehirde okul, yurt derken gayet sıradan geçen hayatım aldığım isimsiz bir mektupla birden gizemli bir hal almaya başladı.

    ''Ailenin nerede olduğunu bilmek istiyor musun?'' Bir cümle bütün hayatımı darmadağın etti, derslerime de konsantre olamıyor, çizim yapamıyordum. Bana bu kötülüğü kim neden yapıyor. Beni bu kadar yakından tanıyan kim olabilir. Müdür baba yani amcam küçüklüğümün her anını aileme bildirdiğini, resimlerimi gönderdiğini söylediği, aile yakınlarımı acaba. Öyle ise neden karşıma geçip söylemiyorlar. Ben bu sorularla boğuşurken bir ikincisi

TERKEDİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin