Gölge

132 6 2
                                    

-Sevil, artık sana olan biteni anlatıp rahatlamalıyım

-Ne zaman konuşmak istersen dinlerim seni

-Hani dayımın hasta olduğunu ve Adana'ya gitmek zorunda kaldığımı söylemistim ya hatırlıyor musun?

-Nasıl hatırlamam Esma

-Birkaç gün onlardan saklanıp yurda gizlice girmeyi başarmıştım yani benden haber alamadılar, tabi çılgına dönmüşler o öfke ile beni zorla arabaya bindirip neresi olduğunu bilmediğim bir yere götürdüler, sanırım birinin annesinin evi idi.

-Sana kötü davrandılar mı?

-Çok misafirperver olduklarını söyleyemeyeceğim ama hırpalamadılar

- Ben o korkuyla daha kötü şeyler yapacaklarını düşünmüştüm

-Sevil neden seninke ilgileniyorlar, yapayalnız bir kızdan ne istiyor olabilirler.

-Ben biliyor muyum sanki Esma sen yokken seninle ilgili ne kadar az şey bildiğimi farkettim, ailenle ilgili hiçbirşey anlatmadın bana. Kaç kardeşin var, nerede yaşıyorlar hiçbirşey bilmiyorum

-Ailemin geçmişiyle gurur duymuyorum Sevil, yıllar önce ben küçükken sanırım ilkokul yıllarında iken 1 yada 2. Sınıf ailem bir trafik kazası geçiriyor. Ben ve 3 yaş büyük ablam Selin anneannemin yanında imişiz. Annem 7 aylık hamile ve aylık rutin kontrollerine gidiyorlarmış, kırmızı ışıkta gecen bir araç hızla bizim araca çarpıyor, annemin bulunduğu taraftan, annem aracın içinde sıkışıyor itfaiyenin yardımyla zor çıkarıyorlar. Hastaneye vardığında hemen ameliyata alınıyor, fakat bebeğini kaybediyor.

-Esmacığım canım arkadaşım ağlama lütfen, bak bende ağlayacağım

-Annesizliğin ne demek olduğunu bende biliyorum Esma neler yaşadığını anlayabiliyorum

-Anlayamazsın Sevil

-Ama çok şükür hayattalar değil mi? Sevinmen gerek

-Nasıl yaşamak bir bilsen

-Bebeğinı kaybeden babam gözü dönmüş bir halde annem halâ komada iken çarpan aracın sahibini bulup...

Esma gözyaşlarına boğuluyor, bir süre hiç konuşmuyor sakinleşmesini bekliyorum.

-O adamı tek kurşunla öldürüyor kasten adam öldürmekten 20 yıla mahkum oluyor. Halen cezaevinde annem ise yatalak. O kazada yalnızca bebeğini değil ayaklarınıda kaybetti.

-Esmacığım sana cok acı veriyor anlatmak zorunda değilsin.

-Zorundayım Sevil, oda arkadaşımı ispiyonlamamın sebebini anlatmak zorundayım.

-Kazadan sonra babam cezaevine bizde Afyonda ki anneannemlerin yanına...

-Sen Afyonda mı büyüdün?

- Evet Sevil

- Benim babamda Afyon cezaevinde kalmış biliyor musun

- Biliyorum Sevil

- Afyonun bir kenar mahallesinde geçti çocukluğum anneannemler kısıtlı imkanları ile kendilerini zor geçindiriyordu zaten, birde biz çıkmıştık başlarına

- Öyle deme Esma hiç evladı torunları insana yük olurmu?

- Oluyor Sevilciğim insan yükü ağırdır derler bir süre sonra ne yazık ki yük oluyor insan

- Ben senin gibi düşünmüyorum Esma

- Dedem evimizin çok yakınında bir çimento fabrikasında çaycılık yapıyordu. Bende mahallemizde ki fatih ilkokuluna gidiyordum. Anneannem yaşlı haliyle hem yatalak anneme bakıyor hemde ablamla ilgileniyordu. Ablam Selin o zamanlar ilkokul son sınıftaydı, olaydan sonra okuyamadı zaten. Anneannem annemin şahsi ihtiyaçları ile ilgilenir ablamla bende ev işlerini yapardık. Anneannem zamanla iyice elden ayaktan düştü ve ev işleri yemek, bulaşık aklına gelen her şey bana, annemin bakımıda ablama kaldı.

- Esmacığım çok şükür hayattalar

- Seninkiler de değil mi Sevil?

- Evet ama ben hiç bir şey bilmiyorum onlarla ilgili

Esma bir şey söyleyecek oluyor ama susuyor, çok üzerinde durmuyorum.

- Sen hiç olmazsa annenin yanında büyüdün

- Öyle deme Sevil, yatalak bir insan hele de bu annense acısını her gün görmek ölmekten daha beter inan, en basit ihtiyaçlarını bile yardımsız yapamamak ne demek biliyor musun? Başkalarına bağımlı yaşamak, çocuklarına bakamamak... Benim de bir yanım eksik Sevil, bir yanım hep hüzün, dört yanım gurbet. Onun yanında onsuzum, mutsuzum. Çoğu zaman bize yük olmamak için su bile istemiyor iyi biliyorum. Ailece hiç bir yere gidemiyoruz. Birinin hep yanında kalması lazım. Yani hep bir şey eksik. Mutluluk Kaf dağının ardında, adını bilmediğim kuşların kanadında. Yaşadıkça insanın her şeye ihtiyacı oluyor. Para her şey demek değil ama, çok şey demek. Beni kaçıranlar önce bana para vaadettiler. Hakkımda her şeyi biliyorlar. Ne kadar ihtiyaç içerisinde olursam olayım daha önemli değerlerim var benim Sevil. Para için sana böyle bir kalleşlik yapamazdım. Bunu onlara söyleyince tehdit ve şantaja başladılar. Ablama zarar vermekten tut da cezaevinde ki babamı bile ortadan kaldırabileceklerini söylediler. Ben çok korkuyorum Sevil. Bu insanlardan her türlü zarar gelir. Çaresiz dediklerini yaptım biliyorsun. Özür dilerim, beni affedebilecek misin?

- Bugünden sonra sen benim arkadaşım değil kardeşimsin Esma.

Ağla Esma, benim gibi bahtsız oluşuna, yalnız kalışına gurbet ellerde. Ben hayallerimde bile mutsuzum Esma, nasıl bir şeydir mutlu olmak, hiç tatmadımki. Kaç mevsim daha böyle geçer bilmem, kaç kere daha gün geceye döner kederle, içimde bir ince dal yeşermez artık. Adını bilmediğim duyguların koynundayım. Duygularım darmadağın sanki ölüm uykusundayım.

- Sevil daldın yine

- Ahh! Aklımdan neler geçer bir bilsen Esma

- Anlayabiliyorum arkadaşım ama bir sorun daha var

- Güldürme Esma, sorundan bol neyimiz var?

- Şaka yapmıyorum, ciddiyim

- Meraklandırma söyle

- Akif abiyi kaçıranlar, beni hırpalayanlar değil

- Nasıl yani, emin misin?

- Evet Sevil

- Nereden biliyorsun?

- Konuştuklarını duydum

- Doğru düzgün anlatsana

- Beni kaçırdıklarında sürekli yeni bir şeyler olup olmadığını sordular. Sonra halimden doğru söylediğimi anlayıp daha fazla üzerime gelmediler. Yan odaya geçip konuşmaya başladılar. Diğerlerinden önce bekçiyi konuşturmamız lazım dediler.

- Allahım inanamıyorum. Seni kaçıranlar, Akif Abiyi hırpalayanlar ve peşimdeki gölge...

TERKEDİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin