4.Bölüm

9 3 1
                                    

MEDYA : SEDA

Geçen Bölümden Hatırlatma :

Aklımda Serkan'ın Çağla'm deyişi vardı.

Şimdi

Çağla'dan devam

Masaya oturduktan yarım saat sonra kahvaltımız bitmişti. Bitmişti dediysem doyarak kahvaltı süremizi sonlandırmak anlamında değildi. Bildiğiniz gerçek anlamda masadaki her şey tükenmişti. Bıraksam masayı da yiyeceklerdi.

"Ne yedik be..." - SULEM
"Şükür bu sabah da doyduk." - Nilay.

Kızlar bu tarz cümleler kurarken masa başında fazla zaman geçirdiğimizi hatırlayıp bunu kızlara da hatırlatmayı kendime görev bildim.

"Hadi artık! Çok oyalandık masayı toplayalım da hazırlanmaya gidelim."

Ya iyi de ben daha doymadım - Simay

Bunu duyan bizler şaşkınca bakakalmıştık. Helal olsun yani bu kız artık kendi rekorunu da geçmişti.

Şoktan çıkıp sessizliği ilk bozan kişi Seda olmuştu "Kankacan gel kolumu da ye istersen" Bu sözleri duyan Simay'ın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştuktan sonra bakışları Seda'nın kolunu bulmuştu. Bunu fark eden Seda ise eliyle Simay'ın ensesine patlatıp De siktir looo demiş. Bunları duyan Simay somurturken Seda koşarak kaçmıştı. Ben durur muyum ? Hayır! Kafamı Seda'nın odasının tarafına çevirip gür bir sesle seslendim... Çığırdım mı deseydim?

"Sedaaaa! Hemen buraya gel masayı toplamakta yardım edeceksin!"

Ancak önüme döndüğümde arkamı dönmemi fırsat bilerek diğer kızların da gitmiş olduğunu gördüm. İş yine başa kalmıştı desenize. Ben bu masayı toplamadan eminim ki aşağı inmeyeceklerdi çok da umrumdaydı ya zaten kalsınlar odalarında bana ne...

Masadaki bulaşıkları sırasıyla kaldırıp masanın üzerindeki kırıntıları bir bez yardımıyla aldıktan sonra daha önceden masadan kaldırmış olduğum bulaşıkları tek tek sudan geçirerek makineye yerleştirip ayarlamasını da yaptıktan sonra makinenin başlat tuşuna bastım... Daha sonra çay içmek istediğimiz başka bir zaman için zor olmaması adına çaydanlığı da temizleyip yerine koydum. Saate baktığımda oryantasyon saatinin çoktan geçtiğini fark ettim. Neyse zaten işimize gelir diyerek salona geçip büyük LCD televizyonumuzu açtıktan sonra iPhone 8+ ımı elime alarak YouTube ye girip sevdiğim videolardan birini açtıktan sonra telefonumu televizyon ile eşlestirip seçtiğim videoyu oradan izlemeye başladım. O sırada telefonuma bir arama geldiğini fark ettim. Çünkü telefondan arama geldiğinde çalan melodiyi duymuştum. Ne kadar da zekiyim behh.

İzlediğim videoyu durdurup gelen aramaya baktım.

054*******5  tanımadığım bir numaraydı. Ne yani sırf doğru numarayı çeviremeyen bir ibne yüzünden mi yarım kalmıştı video keyfim... Aslında açıp ağzıma geleni saymasını bilirdim de dua etsin sakin günümdeydim.

Zaten bir süre çaldıktan sonra aramayı sonlandırdı karşıdaki şahıs. Ben de video keyfime geri döneceğim sırada bu sefer de bir mesaj sesi duydu kulaklarım. "Bir bitmediniz anasını satayım" diyerek televizyonu tamamen kapattım ve mesaja baktım... Aynı numaradan idi.

"Çağla ben Serkan oryantasyona gelmedin?" Heee Serkanmış yahu sorun yo--- Bir dakika Neee ? Serkan mı? İyi de ben buna numaramı ne zaman verdim ki? Şöyle bir düşününce vermedim lan ben buna numara falan. Ayrıca bu Oryantasyonu ve daha da önemlisi oraya gitmediğimi nereden biliyor? Hemen yeni mesaj oluştur a basıp aklıma gelen ilk kelimeleri cümle haline döktüm.

"Lan oğlum kurtuluş yok mu senden? Hem nereden buldun benim numaramı üstelik oryantasyonu ve oraya gitmediğimi nereden biliyorsun!" Yazıp gönderdikten sonra yeni kişi oluştura girip Serkan'ın numarasını hayatımı kurtaran jojuk olarak kaydettim.

Tabiki bana yapılan iyiliği unutucak biri değildim belki sonra değiştirirdim ancak şimdilik böyle kalsa da olurdu değil mi?.. Acaba o beni nasıl kaydetmişti ki yani numaram onda olduğuna göre kaydetmiş olmalıydı değil mi?

O sıra da yazdığım mesaja cevap geldi.

"Hatırlarsan sana görüşeceğiz demiştim... Öyle de olacak."

Bu cümleyle aklıma o konuşma geldi.
"Görüşeceğiz Çağlam" Sen sadece görüşeceğiz dememiştin ki be Serkan Çağlam da demiştin.

"Lan ne havalara girdin hemen belki çocuk Çağla dedi de sen Çağlam anladın" İlk defa hak vermiştim Haşoya yanlış anlamıştım belki de olamaz mı?

"Ben her zaman haklıyım bebeğim sen fazla inatçısın."

"Egonu çek şuradan Haşo seni göremiyorum."

"Ulan! Kaç defa diyeceğim bana HAŞO deme diye!"

"Bana ne be sen benim sesimsin ben ne dersem o. O kadar!"

"Ne bok yersen ye be!" Haşoyla kavgamız bittikten sonra tekrar Serkan'ın mesajına döndüm.

Attığı son mesajdan sonra başka mesaj gelmemişti zaten. Kendi kendime düşündüm ulan Çağla gene nasıl bir belaya bulaştın sen böyle...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 17, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İYİ Kİ VARSINIZ BEAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin