Önemini Bilmiyoruz.

15 3 0
                                    

Bazı şeylerin hayatınızdaki önemini hiç sorguladınız mı? Birine öncelik tanıdığınızda onun o öncelikte neden olduğunu, onu herkesden bir tık önde neyin tuttuğunu hiç kendinize sordunuz mu? İşte tam da şuan bu satırlarla gözlerin rastlaştıysa sormalısın. Çünkü şuan da bunu okuyor olman bir şans değil, bir şeyi sorgulaman adına önüne çıkmış olan bir seçenek. Hayatımızın mükemmel gideceğine inanıyoruz. Belki de kötü olacağını bile bile aklımızdaki kötü her şeye bir kalem çekiyoruz. Peki neden bunu yapıyoruz? Kendimizi "Her şey güzel olacak," yalanına çok mu inandırdık acaba? Yaradılıştan ötürü mükemmellik yok doğamızda. Ama bunu neden anlamak istemiyoruz? Her mutluyum diyen, her kocaman kocaman kahkaha atan insanın derdi yok sanıyoruz. Asıl en çok da onların yaraları var bilmiyoruz. Herkesle çok gülen insan yalnız kalınca fazladan güldüğüne bile ağlar. Mesela bunları hiç düşünmüyoruz. "Kimi acaba nereden incitsek de üzsek." Demenin yolunu aradık. Biz böyleyiz işte, iki çift gözü dahi mutlu edemeyen aciz varlıklarız. Bile bile, isteye isteye her şeyi yapıyoruz. Kırıldım, incindim, zamanında çok yıprandımlar palavra. Çünkü kırılıp, incinmişsin birini incittiğindeki yaşayacağın acısını bilirsin. Onun gelecek günleri senin geçmiş günlerinle eş değer olduğunu bilirsin ve onu incitmemek adına her şeyi yapabilecek mükemmel ötesi bir yüreğe sahip olursun. İnsansın sen, nasıl biri ağlarken gülebilirsin ki? Nasıl biri senden yardım eli beklerken ona ters yapıp da umursamazlığa vurabilirsin ki? Yapamazsın. Bu yapamazsından da kastım şudur ki; Acıyı görüp üzerini kapatıyoruz. Nasıl mı? Geçiştiriyoruz. "A geçer, yok yok olmazdı zaten, sen içini rahat tut bir daha bir şey olmaz, sen daha iyilerine layıksın"larla üzerini kapatıyoruz. Hata yapıyoruz. Bir insanın acısı varsa sizden kendisini teselli etmesini beklemez ki. Sizden onu sadece anlayıp, "Anlıyorum." Derken, içten bir "ANLIYORUM." demenizi bekliyor, her şeyden de bir tık ilerisi biraz samimiyet ve biraz güven ister. Ama anlamıyoruz. Ve sanıyorum ki bir daha da kimse anlamayacak. Boy boy afiş yaptırıp her yere assak da müsvette bir kağıt olarak algılayacaklar "Güven" kelimesini...

"Siyahı Terk Etme"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin