Kıcırcık dalgalı saçlarımda paslı bir yağ birikmişti, kendimi saklıdığım bu tozluktan kafamı bile çıkaramıyordum. Taş kendi karanlık evrenine, karanlık bir patlamayla dönmüştü bu zamanda takılı kalmıştım. Son olaylardan sonra başıma bir çorap örmüşler ve başa çıkamamıştım. Son çare olarak da pılımı pırtımı toplayıp, İzmir'in ıssız bir deniz kıyısı kasabasına kaçmıştım. İnsanlar beni çözmeye çalışıyorlar, ben de onlar beni çözerken, ben diplerden dibe iniyordum. Evden çıkmıyor, ölmeyecek kadar yemek yiyordum. Kendimi çok yaşlı hissediyor, yorgun ve üzgün bir ihtiyara dönüşen bu genç bedeni ağlamaklı şekilde izliyordum. Bedenim belki gençti ancak ruhum, fikirlerim yosun tutmuş mercan gibiydi... Neden böyle bir maceraya atılmıştım ki sanki... Taş evrenine dönmüş dediysek de, onun evreni bendim, evet artık taş bedenime yerleşmiş, tüm hücrelerimi inflak etmiş, baştan aşağı değişikliğe uğratmıştı, adım atmıyordum artık dışarıya koruyucusuz çıkarsam, yere atılmış adımdan bile çıkarımlar yapıyordum buda inanılmaz acı veriyordu. Bu taş beni ele geçirmişti, artık etrafa sanki mikroskobik gözlerle bakıyor, uzakları teleskopla inceliyordum. Sanki insanlar birer kitapmışta onları görmeden bile okuyabiliyordum. Bunu farkettiğimden beridir de işte, insanlarla içli dışlı olmuyordum. Gazeteler de unutmuştu beni, bir ara manşetlerden düşmeyen ben, şimdilerde kaçak hükümlü diye aranıyordum... Taş artık bedenime işlemişti, ama artık geleceğe gidemiyordum, beni kahreden de buydu işte. Zamana sıkışmıştım, ben bu adam değildim, ama yapacakda pek bir şey yok... Yeni adamı artık ortaya çıkarmanın vakti gelmişti artık belki, belki de yaptığım her şeyi düzeltip kendi ailemede dönebilirdim böylece...
-Son-
Devamı yarın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geleceğe Göç
FantasyUzaydan gelen bir taş, taş devrinde yaşayan zeki bir çocuk! Taşın zamanı kontrol etme gücü sayesinde günümüze gelen Parsix'i acaba ne maceralar bekliyor? Uzun soluklu bu roman her hafta güncel bölümlerle karşınızda! Bizi takip edin...