Cennete DAVET Var

Subhanallah! Duydun değil mi? Artik en kiymetli sey
Rahman'ın zatını seyretmek olur. Yani Cennet, o anlatamadığım, idrak edemediğim güzel kaybolur da Rahman'ın zatı kalır
gönüllerde. Hâlbuki bilmez insan, şaşkınlıkla der ki
"Ey Rabbimiz! Sen yüizlerimizi ak etmedin mi, bizi Cen-
nete koyup Cehennemden kurtarmadın mı? Daha ne isteriz ki?
Işte o Cennetin tarifi benim sana nakledebildiğim kada-
rıyla bu kadr... Ancak biliyorsun ki Kur'an bize Cennetin hemen arkasindan Cehennemi de anlatır ki korku-ümit dengesini
İyi kurabilelim. Zira kulluk bu iki ziynetle süslendiği zaman
aslını buluyor. İstersen canın tam Cennet çekmişken biraz da
Cehennemden bahsedelim ki bu kabaran iştahın Cehennem
korkusuyla perçinlensin inşaAllah... Yine rahmeti kendi üzerine
yazdığı halde, gazabı da kesin olan Rabbimizden dinleyelinm
Cehennemi
O gün yalanlayanların vay haline! (Kiyameti yalanlayanlara şöyle denir): "Haydin gidin o yalanladiğinz şeye
doğru. Haydi gidin o üç çatallı gölgeye (Cehenneme). O ne
gölgelendirir, ne alevden korur. O, saray gibi kıvılcımlar atar
Sanki o kıvılcımlar, sarı sarı (erkek deve sürüleridir). O gün
yalanlayanlarun vay haline! Bugün, konuşamayacakları gün
dür. Kendilerine izin de verilmez ki özür beyan etsinler. O gün
yalanlayanlarn vay haline! Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. Bir hileniz varsa beni atlatın. O gün yalanlayanların vay haline!" (77 Mürselat/28-40)
"Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman et
sin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş
hazirlamışız ki duvarları, çepeçevre onlarn içine alacaktır
Eğer feryat edip yardım isteseler, erimis maden gibi yüzleri
haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve nekötü bir dayanma yeri!" (18 Kehf/29)

Sayfa 10