Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💌Rosie💌
Ben tekrar Kang'a döndüm ve daha sonra önüme döndüm. Hocanın gözüne bakarak dinlemeye başladım. Ama öylesine bakıyordum. Çünkü aklıma hocanın dediklerinden bir şey bile girmiyordu. Gözüm Jimin'e kayınca yanında bir kız oturuyordu.
Bana resmen gönderme yapıyordu. Aptal! Ama öyle durmuyordu. Bu kızla beraber fazla gülüyordu. Aish gülerken gözleri yok oluyordu resmen. Bu haline her kız aşık olabilirdi.
Zilin çalması ile gözlerimi ondan ayırdım.
"Naber güzellik!"
Bunu diyen Kang'tı.
"İyiyim fakat şu Jimin'in yanında ki kız kim biliyor musun?"
Gözlerini benden ayırıp Jimin'e çevirdi.
"O şey...Hye Ri. Jimin'e abayı yakmış!"
Bu kelimeyi duyar duymaz istemsizce ayağa kalktım ve Jimin'in yanına ilerledim. Jimin'in koluna girip kıza baktım. Daha sonra Jimin ile konuşmaya başladım.
"Canım benim birazcık o değerli vaktini bana mı ayırsan acaba? Vaktin kıymetli sonuçta ucuz şeylere harcama! Hatta şimdi, hadi gel hayatım!" kolundan sürüklemeye bşladım ama gelmemekte ısrarcıydı.
"Rosé ne saçm-"
"Naz yapma Jimin!"
Sonunda benimle beraber gelmişti. Ama bu sefer o beni peşinden sürüklüyordu. Daha sonra bir duvar bulup benim sırtımı hızla duvara yasladı.
"Sen beni mi kıskandın?"
"Ne kıskan-"
İşaret parmağını dudağıma yerleştirdi.
"Konuşmanı istemiyorum. Cevap vermene gerek yok. Ben cevabını biliyorum. Şimdi parmağımı çekicem fakat konuşursan bu sefer sadece parmağımı koymam!"
Ne yapabilirdi ki? Öpecek hali yok ya! Parmağını çekti ve ben biraz bekledim. Daha sonra daha fazla bekleyemeden lafa atıldım.
"Ya! Ben seni ned-"
Bu sefer gerçekten parmağını koymamıştı. Bu sefer dudaklarını yerleştirmişti dudaklarıma. Daha sonra o sıcaklık gitti dudaklarımdan ve bir ses değdi kulaklarıma.
