Sınıfa gittim. Bu son dersti. Sonunda eve gidebilecektim. Benim arkamdan Jimin girdi sınıfa ve yerine oturdu. Tabi hemen yanına kızlar doldu. Kafamı önüme çevirdiğimde benim de etrafımda bir sürü erkek vardı. Jimin'in bahsettiği popülerlik bu muydu? Ben bu şekilde popülersem eğer o da benim gibi ve o da popüler o zaman.
Aish uğraşamazdım. Hepsinden bir ses çıkıyordu "Benim yanıma otursana?" "Neden Jimin'in yanından kalktın?" "Egolunun tekisin!" "Kendini bir şey zannediyorsun!" "Keşke bu sınıfta olmasan!" "Kang mı Jimin mi karar ver!"
Artık kafam karışmıştı. Hocanın sınıfa girmesiyle hepsi dağılmıştı. İlk defa hocanın gelmesine bu kadar sevindim. Ders anlatmaya başlamıştı. Tahtaya bir soru yazdı ve sınıfa dönüp "Bu soruyu kim çözebilir?" Sınıfa kafamı çevirdiğimde kimse parmak kaldırmamıştı. Tahtada ki soruya baktığımda oldukça kolay olduğunu farkettim ve parmak kaldırdım. Bütün gözler bana dönmüştü.
Hoca konuştu "Gel Rosé." Kalkıp tahtaya çıktım. Hocanın elinden kalemi alıp soruyu çözmeye başladım. Matematiğim oldukça iyidir. Çözmem bittikten sonra kalemi hocaya tekrar verip yerime oturdum.
Yine herkes kendi aralarında konuşmaya başladılar. Erkeklerin söyledikleri "Woah güzel olduğu kadar da akıllı!" "Bana ders vermeli!" "Hemen onunla tanışmalıyım!" "Bu kızı sevmeye başladım!"
Kızların söyledikleri ise şunlardı "Paçoz! Erkekleri elde etmek için yapmadığını bırakmıyor!" "Jimin ve Kang yetmedi şimdi gözü diğer erkeklerde!" "Bu kızın amacı ne?!" "Bu kız bu sınıftan gitmeli!"
Kıskanç köpeklere kemik atarak onları daha çok havlatmak bana göre değil. Kendi kendilerine havlayıp dursunlar. Ben onlar gibi erkeklerden kemik dilenmiyorum. Aksine erkekler benden kemik dileniyor. Bu durum hoşuma gidiyor ve bozamam. Onları ilgilendirmez. Kang şaşkın bir şekilde konuşmaya başladı.
"Woah çok iyiydin. Desene senden daha öğrencek çok şeyim var!" Koluna vurdum. "Ya! Öyle deyip egomu yükseltme! Sende çok iyisin!" Dedim ve gülmeye başladık. Jimin'in aksine Kang ile daha mutlu oluyordum. Jimin ile gülemezken Kang bunu başarıyordu.
Çıkış zili çaldı ve hepimiz sınıftan çıktık. Ben tam sınıftan çıkacakken Kang arkamdan bağırdı "Birlikte gidelim mi?" Benim gözüm hâlâ sınıfta tek başına oturan Jimin'e kaydı. Çok karanlık ve ulaşılmazdı. Gözlerimi Jimin'den ayırıp Kang'ın sorusuna yanıt verdim "O-olur." Hızla çantasını sırtına takıp yanıma geldi.
Birlikte sınıftan çıktık. Eve doğru yürüyorduk. Kang konuşmaya başladı "Bir şeyler içmeye gidelim mi?" "Peki Kang,fakat fazla oturamam." Başıyla dediğim şeyi onayladı. Bir kafenin önüne geldiğimizde içeri girip bir masaya oturduk. Daha sonra Kang garsonu çağırdı.
Garson geldiğinde ben başımı menüden kaldırıp garsona baktığımda karşımda Jimin vardı. Burda mı çalışıyordu? Peki ama neden? "B-ben bir tane milkshake alabilir miyim?" Kang'da siparişini vermek için konuştu "Bende aynısından alayım." Bize fazla sinirli bakıyordu. Daha sonra hızla arkasını dönerek gitti.
Geldiğinde elinde tepsi ve iki tane milkshake vardı. Masaya sert bir şekilde koydu ve tekrar gitti. "Kang, ben bir lavaboya gidip hemen geliyorum. Tamam mı?" Başı ile beni onayladığında masadan kalktım ve lavaboya gittim.
Tam kapıyı açacakken elimin üstünde bir el hissettim. Arkamı döndüğümde tahmin ettiğim kişi, Jimin vardı. Elinden kurtulmaya çalıştım fakat izin vermiyordu. Sırtımı bir duvara yasladı ve bir elini de duvara koydu. Daha sonra yaklaşarak fısıldadı
"İkinci kez hediyemi vermeme izin ver!"
"N-ne hediyesi?"
Dediğim anda tekrardan dudakları dudaklarım ile buluştu.
Sonunda geldimm.
Burda pek aktif olamadığım için kusura bakmayın kuzular.
Umarım beğenirsiniz.
Sizi seviyorum♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERI 《JiRosé》
FanfictionBabası tarafından sürekli şiddet gören bir kız okulunu değiştirir fakat orada da okulun Bad Boy'u Jimin ile tanışır.