Hızla yürüdüğüm yolda su birikintilerini sıçratmamak için büyük çaba sarfediyordum .
Sanat lisesinde okuyordum %100 burslu olarak girmiştim ve" inek "
adımla tanındığım 2 sene sonunda 3. senem pek öyle geçicek gibi durmuyordu .
Geç kalmak hiç huylarımın arasında değildi. Okulun ilk günü geç kalmak hiç değildi.
Yağmurlu hava yürümemi zorlaştırırken , diz kapağımın üstüne kadar çektiğim gri çoraplarımın çoktan yarısı ıslanmıştı.
Telefonuma bakmak için bir anlık gözlerimi yoldan çekip, cebimden binbir zorlukla çıkardığım telefona baktım .
"08.15 "
Çoktan geç kalmıştım bile .
Çalmayan alarıma lanet ederek telefonumu tekrar yağmurluğumun içine koydum .
Ve o anda yanımdan geçen canavar gibi simsiyah bir motor biriken suyu tek geçişte üstüme boşaltmıştı .
" Siktir "
Çoraplarım , ayakkabım ve eteğim çamurla kapandığında ağlamamak için kendimi zor tutuyordum .
Herşey ters gitmeye başlamıştı.
Biraz önce lanetlerimi almış olan motorlu arka arka yanıma yaklaşmış ve kaskını çıkararak havalı aurasını etrafa saçmıştı.
Siyah botları, siyah deri ceketi ve dar kot pantolonuyla tıpkı bir bad boy görünümü veren çocuk , siyah hafif dalgalı saçlarını rüzgara karşı tutup ellerini içine geçirip düzelmişti .
Eminim birçok kızın üstüne atlamak istiycek bir görünüşü vardı.
Bir ayağını yere koyup beni süzdüğünde "hıh" gibi bir nida çıkarıp dudağının bir tarafı havaya kalkmıştı.
Zaten düzgün olmayan sinirim iyice alt üst olurken ona doğru bir adım attım.
" Komik olan bişey mi var ?"
Cesaretimi kutsayarak yüzünü yüzüme yaklaştırmıştı.
" sen varsın yetmez mi ?"
Sinirlerim iyice gerilirken aşağılayıcı bakışları altında ezilmemek için gözlerimi devirip yürümeye başladım.
Arkamdan canavar motoruyla yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.
" Bu gıcıklıkla Sanat Lisesini kazanmış olman tuhaf doğrusu "
Zaten sinirli olan beyin hücrelerim onun üstüne atlayıp boğmam gerektiğini söylese de yapmayacaktım.
" Sanat lisesine gittiğimi nerden biliyorsun? "
Yine ergenliğe yeni giren kızları eritebilecek o gülüşü sunduğunda bu sefer önüme geçmiş bana arada sırada arkasını dönüp bakıyordu.
" fazla mı safsın yoksa aptal mı bilmiyorum ama , üstündeki forma bizim okulun forması. "
" insanlara hakaret etmek alışkanlık mı sende ? "
Tıslarcasına konuşmuştum.
" Hem bizim okulun forması derken ? Daha önce hiç görmedim seni "
" Yazık ... Oysaki gelişimden tüm okulun 3 hafta önceden haberi vardı."
Gaza basıp uzaklaştığında gittiği için minnettardım.
***
Okula giriş yaptığımda berbat bir haldeydim.
Uzun merdivenlerden yukarı çıkarak sınıfıma ulaşmayı hedefliyordum.
Kanoufer taraflarındaki tost arası kızlar beni görünce kendi aralarında fısıldaşıp gülüşmüşlerdi.
Lanetlendiğimi düşünmeye başlarken sınıf kapısının önüne gelmiştim .
Saate baktığımda dersin bitmesine 5 dakika kaldığını görmemle girmekten vazgeçip duvar dibine çöktüm.
Çoraplarımı ve ayakkabımı temizlemeye çalışırken zil sesiyle tüm sınıfın dışarı çıkmasını bekliyordum .
Ama öyle bişey olmadi .
Sınıftan çıkan Kore dili ve Edebiyatı hocamız çıktığında içeri girmiştim.
Benim sıramın önündeki kız kalabalığının nedenini anlamaya çalışıyordum.
Kalabalıktan gözükmeyen sıra arkadaşım Nei , ayağa kalkıp el işaretleriyle beni çağırmıştı.
Sıramda oturan erkeği gördüğümde
Canavar motor , çamur ve lanet kelimeleri beynime hücum etmişti.
" Sen !"
Dedim bütün fısıldaşmaların durmasını sağlarken.
" Evet ben ?"
Yanındaki kızlar onun arkasında olduklarını belli eden bir bakış attığında.
" Yerimden kalk "
Tüm kızlar kahkaha attığında Nei susmam için işaret yapıyordu.
"Yanlışlıkla bu sırayı satın almış olabilirim "
Ağzımda " ne zaman ?" Gibi bir soru gevelemiştim.
" sanırım şuan "
***
"Sen en tür bi manyaksın ?"
Nei nin yönelttiği soruyla gözlerimi devirmiştim.
" Müdürün oğlu , çok zengin ve Kanada 'dan yeni döndü , adı JEON Jungkook "
" Bu insan olmasına engel değil Nei "
" kızlar onunla ilişkiye girebilmek için sıraya girmişler, Jungkook sa aralarından seçeceğini söylemiş "
Dedi bahçedeki duvara oturduğumuzda.
" bana o sıraya gireceğini söyleme Nei ! "
" İkimizin adınıda ... Sanırım. ... O listeye yazdım Eun ji "
"Ne !?"
