Kimliksiz

311 2 4
                                    

Kulağıma kızgın dalgalar çarparken, boğazımdaki tuzlu suyun tadını alabiliyordum. Gözlerim sıcak güneşin karşısında hafifçe aralandı fakat bu aralanma nerede olduğumu kavrayacak kadar yeterli değildi. Ellerimi kaldırıp sakince bedenime dokundum, ıslaktım ve rüzgarın hafif buğusu bedenime çarpıyordu. Gözlerimi tamamen araladığımda denizin kıyısında yatmakta olduğumu fark ettim. Hemen ardından bağırışmalar duydum fakat bedenim daha fazla direnemeyecek kadar yorgun olduğu için gözlerimi tekrar kapattım. 

"Bilinci yerinde fakat gözlerini henüz açmadı." dedi bir kadın sesi. Başımda bip bip diye öten sesi duyabiliyordum. 

Neredeydim?

"Sahilde bulunmuş, Foça sahilinde. Başından darbe almış, iç kanama olup olmadığına baktık. Durumu stabil. Bulunduğu sırada yalnızmış, onu bulan kişi gözünü bir ara araladığını ve elinin hareket ettiğini söylüyor, komada değil. Yanında herhangi bir kimlik bulamadık. Bacağında doku zedelenmesi var, biri tarafından hırpalanmış gibi duruyor. Göğsünde kanama vardı 4 ünite kan verildi, şuan gayet iyi." 

Ah. Hastane?

Gözlerimi hafifçe araladım, göğsümdeki ağrı yüzünden inledim. Demin konuşan adam bana döndü, elinde bir ışıkla gözlerimi yokladığında ışığın verdiği acıyı iliklerimde hissediyordum. 

"Neden buradayım?" diye sordum olabilidğince alçak bir sesle.

"Hastanedesiniz, sahilde bulundunuz. Bulan kişi sizi tanımadığını söylüyor. Hırpalanmışsınız, bize ne olduğunu anlatır mısınız?" deminki adam tekrar konuştu.

Hırpalanmak mı? Sahilde bulunmak mı? Foça mı? Neler oluyordu?

Sesimi çıkarmadığımda adam tekrar bir soru yöneltti. "Bayan, adınız nedir? Herhangi bir kimlik ya da kart bulamadık."

"Esin."

"İzmir'de mi oturuyorsunuz? Aileniz nerede?"

"İ-izmir mi? İzmir'de miyim?" Kafam karışmıştı. Sözler beynime yavaşça işlerken idrak etmeye çalışıyordum. Ailem mi? Ailem?

İki doktor birbirleriyle bakıştı ve biri hızlıca odadan çıktı. 

"Bakın Esin hanım, yaşadığınız travmadan dolayı hafıza kaybı geçiriyorsunuz. Travmatik amnezi. Başınıza aldığınız büyük bir darbeden dolayı hafızanın yerinde değil. Bu travmadan dolay adınızı, yaşadığınız yeri, ailenizi hatırlayamamanız gayet normal. Fakat bazı yüzleri hatırlama ihtimaliniz çok düşük de olsa var, kendinizi geçmişi düşünerek yormaya çalışmamanız gerekiyor. Hasar çok da büyük olmamasına rağmen beynin hafıza saklayan bölümüne gelmiş, bu kadar az bir hasarda milyonda bir görülen bir raslantı. Hafızanız iki gün içinde de, iki hafta içinde de, on yıl içinde de yerine gelebilir bu tamamen size kalmış. Şöyle düşününün, beyniniz bilgileri kapalı bir kutuya koymuş ve kilitlemiş. Anahtarı bulmanızı ve onu açmanızı istiyor. Arada sırada hafızanın yerine gelebilir, fakat geçici bir süre. Psikolojik tedavi alacaksınız.  Yaşınız, öğrendiğiniz dersler, adınız gibi bilgileri hatırlayabilirsiniz. Geçmiş olsun Esin hanım." doktorun dediği sözleri beynim algılamaya başladığı anda birden irkildim.

Hafıza kaybı mı?

Sakince gözlerimi kapattım, bunun sadece rüya olmasını dilemekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Hiçbir şey.

"Hafızanız iki gün içinde de, iki hafta içinde de, on yıl içinde de yerine gelebilir."

HIRPALANMIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin