-mylovepjmn keyifli okumalar diler...
—————————————
0.1 [PENGUEN]
Sabah yataktan adeta zıplamıştım. Nefes almakta zorlanıyordum. Yine her akşam gördüğüm rüyayı görmüştüm.
Yine o çocuğu.
Elimle başımın kenarından boynuma doğru akan teri sildim ve yavaş yavaş nefesimi düzeltmeye çalıştım.
Artık alışmıştım, her gece aynı rüyayı gördükten sonra sabah berbat bir biçimde uyanmaya.
Kendimi toparladıktan sonra banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Okul için üniformamı giydim. Saçımı bağlandıktan sonra merdivenleri ikişerli ikişerli inip mutfağa geçtim.
Babam demeye utandığım pisliğin karısı ile Taehyung kahvaltı yapıyorlardı.
O kadını sevmiyordum. Fakat Taehyung'u sevmemem için bir sebep yoktu. Sonuçta oda benim gibi ailesine -ne kadar istemese de- birilerini almıştı. Hem Taehyung tam benim kafamdandı.
Çantamı dün okuldan gelince fırlattığım yerden aldım ve tek omzuma taktım.
Tam o sırada Soneul'un sesi beni durdurdu.
"Bir günaydın da mı yok Mi Cha?"
"Yok"
Onu terslememe rağmen sadece gülmüştü. Bu benim ne kadar garibime kaçsa da pek üstünde durmadım.
Kapının sağında duran ayakkabılıktan spor ayakkabılarımı alıp giydim. Tam elim kapının kulpuna gitmişken yine o nefret ettiğim sesi işittim.
"Mi Cha, artık okula Taehyung ile gideceksin. İki de bir başına bela alıp duruyorsun, senin yüzünden baban bana kızıyor."
Dediği şeyle yüzümü ekşittim.
Hayır yani, ne zaman olay çıkarttım ki?
Taehyung sanki içimi okurcasına cevap verdi.
"Tıch, tıch, tıch. Asıl soru olay çıkarmadığın gün ya da zaman varmı?"
Tamam, yani bir keresinde tuvalette ki bütün muslukları patlatmış, okulda kırmadığım cam bırakmamış, okulda yaklaşık 15 sürtüğü dövmüş ve okulun sağlam kocaman demir kapısını yerle bir etmiş olabilirim ama bunlar çok bir şey değildi.
Öyle miydi?
"Zaten bir okulu yakmadığın kaldı Mi Cha."
Taehyung'un söylediği şeyle gözlerimi devirdim ve gelmesi için elimle 'hadi' işareti yaptım.
Ağzına bir tane salatalık attıktan sonra sırt çantasını aldı ve birlikte evden çıktık.
"Yah! Mi Cha, beklesene"
"Okula geç kalacağız. Acele et"
Taehyung, elinde çantası ile tek kolunu giydiği okul hırkası ve arkasına basarak koşmaya çalıştığı ayakkabıları ile gerçekten komik gözüküyordu.
Kaldırımda duraksayıp Taehyung'un yanıma gelmesini bekledim. Yanıma geldiğinde ellerini dizlerine koyup nefes alış-verişini düzenlemeye çalıştı. Bu haline gülmemek gerçekten mümkün değildi.
"Koşarken tam bir penguene benziyorsun Taehyung-ahh"
"Kişirkin tim bir pingiini binziyirsin Tiiying-ihh"
Tae dediklerimi taklit edince yüzüme 'sana şu an trip atıyorum' bakışı atıp yürümeye başladım.
"Yah, Mi Cha tamam özür dilerim bekle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY CHİLDHOOD LOVE¹
Teen FictionSen sandığım kişiden farklısın... kimsin sen Park Jimin?