Yine aynı sabah... (Bölüm 1)

572 15 1
                                    

          Yine aynı sabah... Yatağımda olduğum sürece dünya benim sayılır. İçeriden "Kahvaltıya hadi!" sesleri olmasa daha iyi olurdu tabi. Kalk artık. Bugün diğerlerine oranla daha az önemsiz bir gün. Daha az sahte gülüşün olduğu falanlar filanlar... O değil de bayağı yorucu olacak sanırım. Git hediye al, hazırlan, otobüse bin sonra yürü. Çok heyecanlı değil mi? Bence de, acayip.

          Hazırım. Aradı konuştuk. Sesindeki istemsiz heyecan bana hoş geldi ya. İlk görüştüğümüzde de böyleydi. Umarım bir şeyler olmaz. Sevgi, aşk falan uzak olsun ya. Sınav arifesinde ağzıma sıçmasını son istediğim şey bir kız. Aslında duygu ya da her ne boksa o işte. Neyse aldığım hediye fazla tatlı oldu. Doğum günü hediyesi olarak yeter işte. Gelen kişileri sormadım umarım bir sürpriz olmaz. Bu otobüsler de olmasa bu kadar şey düşünecek değilim herhalde.

"Selam Rüzgar!" dedi kalbinin ritmiyle. Onun kadar heyecanlı değildim, " Selam." dedim sadece. Sustuk. İleriye doğru yürüyelim tarzında bir hareket yaptı ben de hafifçe onayladım. İlk ben gelmiştim yanına. "Nasılsın?" dedim "İyiyim işte heyecanlı falan, sen?" gülerek karşılık verdi. Sırıttım. "İyi işte." Nasıl olabilir ki başka? İçimi dökecek kadar yakın mısın bana, diyemedim. Diyemezdim. Lanet olasıca görgü kuralları tarzı şeyler işte. Durduk. Sessizce oturmanın huzuruna varmıştık ikimizde şikayetçi değildi.

          Diğerleri gelince fark ediyorum da, sessizlik paha biçilmez bir şey. Az kişi çağırmış olması güzel. İçlerinden tanıdığım yoktu. Orada tanıştığımız için diğerleriyle ve benim aramda olan konuşma, Mina'nın etrafında toplanmıştı. Bu onu mutlu ediyordu. Mina demişken, gerçekten tatlı biri. Saçlarının rengi bir oyuncak bebeğinki kadar pürüzsüz duruyor. Farklı bir sarı. Uzun ve düz saçlarının arasından bembeyaz yüzü gözüküyor. Burnu çok güzel. Dudakları rujun etkisiyle bir erkeğin isteyeceği şekilde... Bembeyaz dişleriyle gülümsüyor genelde. Evet Mina gerçekten güzel. Bu kadar inceledim mi gerçekten?

          Yeni tanışmamıza rağmen bana bu kadar ilgi göstermesi korkutuyor. Yanımda çocukluk arkadaşı var, ama nedense o bütün konuları benden açıyor. Sevmiyor ya da hoşlanmıyor biliyorum. Ama neden böyle? En son bu kadar düşündüğüm zaman, hatırlayamadım. O yüzden fazla önemli değil. Düşünmeye devam edeceğim.

         Laf arasında "Sevgilin var mı?" diye sordum. Durdu sonra yok dedi. Şaşırdım güzel bir kız neden yok diye düşünmedim değil. Benim olmadığını biliyordu. O yüzden yakınlaşırken hiç çekinmiyordu sanırım. Ben de anı yaşamayı seçtim. Ne istediğini bilmediğin zamanlarda en iyisi bu. Plansız olmak mutlu eder. Yaz bunu güzel laf.

          "Tamam eğlenirsin anlarım da sarılmandaki amacı sorabilir miyim?" tarzında bir soruyu Mina'ya karşı soramazsınız onu anladım şu an. O kadar tatlı bakıyor ki, yumruk falan atsa biraz da burnuma doğru vur derdim. Evet, yapardım bunu. Ama o çizgiyi kaybetmedim ve istemiyor gibi davrandım. Evet bu işe yarıyor gerçekten. Şu an omzuma başını yasladı.    

          Saçları, kokusu, teni... Bu kadar kısa zamanda nasıl bu kadar şey öğrendim bilmiyorum. Omzuma yaslanırken sanırsam. "Kızım başkalarıyla ilgilen artık. Çok pis severim seni de beni de yakarım!" diyemiyorum. İstiyorum, istemsiz. O değil de akşam oldu bayağı. Ailesiyle planı varmış da. İnsanın içine oturmuyor değil. Ne bileyim. İstemsiz başladım güne ama güzel olacağını bilemezdim. Ama yine de olumlu gibi her şey. Taksi durağına doğru yürüyoruz ve yedi kişiden üçü gitti. Şu an bunları düşünmek daha rahat diye düşünüyorum. Aslında işim var bir saniye şu ilerideki Berke değil mi? Ne işi var ki orada? Aklımda deli sorular... Tek başına takılmaz genelde neyse selam veririz artık. Mina'yla görmese iyi olur aslında.

          Gördü bile. O değil de Mina'ya bakıyor. Mina da karşılık veriyor. Yok hayır bu olmasın...

Biraz SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin