Her zamanki gibi așırı doymuștuk. Benimle birlikte yemeğe hayır demeyen kankam var diye șanslıyım. Kilo derdimiz yok ye anam yee. Ee tabi asla vazgecilmezimiz olan el yıkamama özelliğimiz asla kalkıp lavaboya el yıkamak için gitmeyiz "ne yani alt tarafı yemek yedik ne el yıkaması" diye düșünüp gizli gizli etrafa bakıp bardağımda olan suyu önümdeki tabağa dökerek ellerimi yıkayıp kuruladım. Aynı șekilde Berende.
Bir anda ayağa kalkan Berene șașkınca bakıyordum ki arkadaki "merhaba" diyen sese döndüm. O olmalıydı Mehmet
Berenin "ne bekliyorsun Su" demesiyle irkildim ve bana doğru uzanan eli sıkıp bende Su memnun oldum dedim ve oturması için müsade ettim...
Mehmet
Ee ne içiyorsunuz kızlar, masaya bakılınca kahvaltı yapmıșsınız gibi ama tabaktaki suyu anlayamadım.Dediğinde Beren kahkaha attı, bense gűlmemek için kendimi zor tuttum.
Mehmete dönüp "su döküldü ya" dedim ben bu kelimeleri kurarken beren hâla kahkaha atıyordu, kaș göz hareketleriyle zar zor susturdum arkadașımı. Kim bilir ne düșündü çocuk, gerci ne düșünürse düșünsün biraz haklı gibi...
Beren
-Biz kahve alıcazBeren kendine gelmiș olmalı ki Mehmet e cevap verdi. Garsonu cağırıp iki sade türk kahvesi söyleyen Mehmete doğru dönüp onun ne içecegini merakla bekledim...
"Bende çay istiyorum" deyince neden merakla beklediğimi sorguladım. Boșuna beklemișim zaten bi çay söyledi...
Mehmet söze girip
Beren senden çok bahsetti sesin çok güzelmiș cafelerde șarkı söylüyormușsun, tanıșmak bu güneymiș.Dedi ve gülümseyerek sadece "evet" diyebilmiștim.
Kahvelerimiz gelince içmeye bașladık. Beren ve Mehmet kendi aralarında sohbet ettiler...
Neden huzursuzum, kime benziyor bu çocuk, özellikle konușma șekli, ses tonu, el kol hareketleri, kime, kime...
"Neyin var Su" diye seslenen Mehmete dönüp baktım. Baktım bakıyorum yani neden bilmiyorum ama sanki dilimi yutmușum gibi bakıyorum sadece, "sıkılmıștır o" diyen kurtarıcı Berene minnet edercesine dönüp "Evet biraz park a gidelimmi" dedim ve hep birlikte park a gittik...
Beren
- bu park bence Su ya ait olmalıMehmet
- nedenkiBeren
-her akșam burada șarkılar söyler çünküDediğinde güldüm ve geleneği bozmamak için
"o zaman șarkı seçin" dediğimde Beren șarkı söyleyeceğimi anlamıș olmalı ki hemen
-Gelme artık
Diye heyecanla konuștu. O zaman sıra bendeydi, Berenle Mehmetin oturduğu bankın karșısına geçerek kendimi sahnede hisseder gibi okumaya bașladım.
Emr et kendimi
yitireğimmm,
Alıp canımı burdan götüreyimmm.
Hadi anlat nasıl ettin?
Ben de senin gibi bitireyim.Kaderim kara yazdı yazılarımı,
Hayatta sevda gibi acı varmı?
Gittiğinde almıştın anılarımı?
Açılan yaralar kapanırmı..?Gelme aartık kolumm kanadımm
Kırıldı sensizz,
Gelme aşkın değersiiiz..
Bir an bileee vermeye değmez senin için,
Gelme zaman yetersiiizzz.Kime derdimi söyleyeyim,
Anlata-anlatamı öleyim
Sen gittin ellere şimdi
Yollarına bakıp neyleyeyim?Birşeymi kaldı sanıyorsun?
Şimdi niye adımı anıyorsun?
Kapandı artık senin kitabın,
Yeni bir sayfamı arıyorsun?.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayır
Teen FictionMükemmel bir hayat süren kızın en çok güvendiği kiși tarafından yalan söylenmesiyle hayatındaki en büyük yanlıșı yapması... Hemde en büyük