- 2.BÖLÜM -

69 3 0
                                    

Merdivenlerden inmeye başladık çantamdan içine zorla koyduğum montumu çıkarıp giydim.Aşağıya indiğimizde Meltem'in telefonu çalmaya başladı...

"- Arayan kim?"

dedim yüzüne bakarak

"- Annem."

diyince gülümsedim,

"Efendim annelerin en güzeli.....Ben de iyiyim Özlem ile eve gidiyoruz şimdi....Anne şimdi mi söylenir bu.....Anne bugün gelemem yarın gelsem olmaz mı?....Tamam anne yarın gelirim ben Ankara'ya.....Tamam anne hadi selam söyle bizimkilere.....Onun da selamı var sana......Görüşürüz.

"- Ne oldu Meltem ne diyor Zahide Teyze."

derin bir iç çekti telefonunu çantasına atıp gayet üzgün bir şekilde konuşmaya başladı;

"- Ne olsun Özlem ya amcam ölmüş."

beynimden vurulmuşa dönmüştüm Meltem'in ailesini çok iyi tanırdım ve çok severdim.

"- Başınız sağ olsun canım ne yapacagız şimdi."

koluma girdi yürümeye başladık okulun dışında duran arabaya bindik Meltem arabayı kullanmaya başladı. Meltem'i ilk defa bu kadar sessiz görüyordum yüzüne baktım üzülmüştü hem de çok üzülmüştü.

kırk dakikalık yolculuk boyunca en ufak bir şey söylememişti. Arabadan indim kapıyı açtım arkamdan Meltem de geldi. Yüzünü inceledim desteğe ihtiyacı vardı. Mutfağa gidip bir bardak su aldım. Koluna girip koltuğa oturttum suyu eline verdim birkaç damla içti ve bardağı masaya koydu elimle yüzüne gelen saçlarını düzelttim yüzüme baktı. Başını omzuma koydu hüngür hüngür ağlıyordu korkuyordum Meltem hiç böyle şeyler yapmazdı.

"- Bunun bir tesellisi olmaz biliyorum ama üzülme."

dedim başını omzumdan kaldırıp eliyle göz yaşlarını sildi derin bir nefes alıp konuşmaya başladı;

"- Amcam bana babamdan bile yakındı Özlem nasıl üzülmem."

"- Senin ile Ankara'ya gelmemi ister misin?"

dedim yüzüne bakarak biraz düşündü yüzüme bakıp kafasını hayır dercesine salladı. Üstelemedim yanlız kalmak istiyordur belki de kafamı tamam dercesine salladım yatak odasına gidip dolaptan pijama ve battaniye aldım yanına salona gidip aldıklarımı koltuğa koydum. Yanına gidip önünde diz çoktüm saçlarını düzeltip konuşmaya başladım;

"- Üzerini değiştir de dinlen biraz yarın yorucu bir gün olacağa benziyor."

dedim biraz da olsa dinlenmeliydi ayağa kalkıp salondan çıktım ve salonun kapısını kapattım. Mutfağa gidip yemek hazırlamaya başladım. Yavaş hazırlamaya özen gösteriyordum biraz olsun dinlenmeliydi.

...

normalde bir saatte hazırladığım yemek bugün iki saatte bitmişti tam Meltemin yanına giderken telefonum çalmaya başladı.

"ANNEM"

telefonu açtım.

"- Alo annem nasılsın."

"- İyiyim kızım sen nasılsın."

"- İyiyim."

aslında iyi değilim ama lafın gelişi işte derken annem konuşmaya başladı.

"- Aaa Özlem haberiniz yok mu kızım Meltem'in amcası ölmüş."

"- Haberimiz var anne Meltem perişan biraz dinlensin diye yatırdım."

"- Bende Mehtaplara gideceğim şimdi kendini bildin bileli Meltem ile arkadaşsıız gitmezsem ayıp olur sen de Dilara ile konuş."

"- Tamam ver telefonu Dilaraya."

uzun bir sessizlilkten sonra Dilaranın sesi geldi.

"- Alo Özlem nasılsın."

"- İyiyim yengeciğim sen nasılsın."

"- Özlem kaç defa söyledim ben sana bana yenge deme diye sevmiyorum."

"- Tamam tamam özür dilerim eee minik prens nasıllar."

"- Bir hafta sonra kucağımız da halası."

"- Eee bizim ikiz nasıl kendisinden haber alınamıyor."

"- Okulda beş on dakika sonra gelir."

"- Uff ya annem beni ilk sene okula yollasaydı ankara diye diretmeseydi ben de şimdi bir doktor adayıydım. Hem anlamıyorum ilk sene niye yollamadın da ikinci sene yolladın beni İstanbul'a."

"- Özlem annem hakkında böyle konuşma o kadın senin iyiliğini istiyor ya ben de kızıyordum anneme ama şimdi hak veriyorum hem de sonuna kadar."

"- Ya Diloşum kusura bakma Meltemi çağırmam lazım ararım sonra."

"- Tamam canım."

diyip kapattım telefonu salona girmemle şok geçirdim...

Senin Mutluluğun İçin Mutsuzluğum...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin