- 6.BÖLÜM -

45 4 1
                                    

-LEVENT- 

Deli kız ya bir teşekkür bile etmedi. Yolda giderken arabanın benzininin azaldığını fark edip bir benzin istasyonuna gittim kalabalıktı önümde beş altı tane filan araba vardı galiba beklemeye başladım. Benzin istasyonunu ışıkları arabayı aydınlatmıştı biraz daha arkama yaslanıp beklemeye başladım ama o ne öyle yerde bir defter gördüm. Eğilip defteri elime aldım hem önüme bakıyordum hem de defteri karıştırıyordum. Hah sen bana telefon numaranı vermezsin ha ben de defterden bulurum neyse defteri fazla kurcalamadan yan koltuğa koydum. Tam onbeş dakikadır arabaların benzininin dolmasını bekliyodum ve nihayet sıra bana geldi. Arabadan indim.

"- Benzini fulle abi."

diyip markete gittim. Kola,cips filan aldım aldıklarımı ve benzinin parasını ödeyip çıktım marketten arabama atladım. Arabayı çalıştırdım ve evime doğru gitmeye başladım. Eve geldiğimde arabayı park edip indim arabadan apartmanın kapısını açıp girdim içeriye çok yorulmuşum. Mutfağa gidip kolayı buzdolabına cipsi de çekmeceye attım. Mutluyum tarif edilebilecek bir şey değil tabi kalbim çok hızlı atıyor mesela niye bilmiyorum ama bizim deli kızı düşünüyordum. Salona gidip sehpanın üzerinden bizim deli kızın defterini aldım ve kendimi direkt koltuğa attım koltuğa uzandım ilk olarak en baştaki sayfada olan telefon numarasını telefonuma kaydettim inşallah doğrudur neyse telefonu yanıma attım ve defteri okumaya başladım. Bizim deli kızda baya tatlıymış ya yeni doğduğunda ay geçmişe gidip sevesim geldi. Arka sayfayı çevirdim bakalım neler yazıyor? 16 Şubatta doğmuş Ankaralı ana bir de ikizi varmış. Hmm baya bir ilerledim iki tane ayrılamadığı arkadaşı varmış Meltem ve Ümit de Ümitle fazla görüşemiyolarmış vay adama bak beyin cerrahı olacak Meltem de doktor ama asistan olacakmış. Sayfaların sayısı arttıkça benim de sinirim artıyordu bu bizim deli kızın bir sevgilisi varmış lise sonda Oktaymıymış neymiş neyse aldatmış kızı da ben niye sinirlendim ki şimdi neyse okumaya devam ettim ama gözlerim baya yorulmuştu. Gerisini de yarın okurum diyip kapattım defteri daha yarısına bile gelmemiştim. Ayağa kalktım tam giderken defterin arasından bir fotoğraf düştü elime alıp baktım bu ne ya Özlem bir adamı yanağından öpüyo adam da baya mutlu Oktay bu mu acaba fotoğrafın çekiliş tarihine baktım üç ay önce çekilmiş kim lan bu herif de ben niye böyle atarlanıyorum neyse aklımda deli sorularla uyumaya gittim. Tabi uyuyabilirsem...

-------------

Sabah gözlerimi açtım zaten gece kaç saat döndüm yatakda off ben niye taktım ki bu kıza sevgilisi varsa sana ne kız sevgili yaparken de sana mı soracak neyse odanın rengi sürekli değişip duruyordu yağmur mu yağacak acaba  yataktan kalkıp sendeleye sendeleye banyoya gittim yüzümü yıkadım. Yatak odasına gidip bir kazak aldım üzerime ve düşünmeye başladım ben niye bu kızı düşünüyordum sürekli aklıma binlerce fikir geldi ama birisi ağır basıyodu niye bilmiyorum ama aklıma gelen iki fikirden biri AŞK off off aşık olmuş olamam dimi neyse mutfağa gidip kahvaltımı hazırladım ve kahvaltımı yapmaya başladım aklımla kalbimin arasında kaldım aklım diyor ki; ne aşkı ya aşkı sil kafandan diyorken kalbim; boşuna inat etme belli aşıksın defteri verme bahanesiyle tanış kızla mutlu olun diyordu. En iyisi kalbimi dinlemek diye düşünüp yemeğimi yedim ve Özlemi aradım ilk başta açmadı biraz bekleyim diyip beklemeye başladım... Saate baktım iki dakika oldu bekledim bekleyeceğim kadar diyip telefonu tekrar elime aldım. Hayret ilk çalışta açtı ama sesi bir değişik geliyor buğulu gibi...

"- Alo."

dedi sesindeki huzur duymaya değerdi aman seviyorsun oğlum boşuna inkar etme.

"- Alo ne yapıyosun bakalım sinir küpü."

dedim kocaman gülümsememle...

Senin Mutluluğun İçin Mutsuzluğum...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin