Sorumluluklarımdan ve hayattan sıkıldım.
Sabah telaşla uyanmıştık. İki tane düğün vardı ama biz birbirimize zaman harcıyor yataktan çıkamıyorduk. En sonunda tuvaletim gelince kalkmak zorunda kaldım. Tuvalette işimi halledince telefonum çaldı.
O:"Alo Yaprak başkan!"
Y:"Efendim Oğuz kuşum."
O:"Ben diyorum ki biz İremle gitmeyelim düğüne. İrem'in sancıları var. Doğuma az kaldı biliyosun."
Y:"Doğuruyor mu?!"
O:"Yok daha değil. 1 hafta falan var ama ben istemiyorum onun yorulmasını. Gitmezsem de çok saçma olur ikisi de kaç yıllık kardeşlerim sonuçta. Ne yapsam bilemedim sana sormak istedim. Bana bir destek at be başkan!"
Y:"Oğuz ben de bilmiyorum ki. Dediğin gibi kaç yıllık kardeşiz. Gitmemen olmaz. Hem sen zaten sağdıç değil misin? Mecbur geliceksin. İrem evde kalsa olmaz mı?"
A:"Yaprak, noldu aşkım? Kim o?"
Y:"Oğuz'la konuşuyorum. Gel sana da sorsun bana sorduğunu." Telefonu hoparlöre aldım. Oğuz, Ali'ye bana söylediklerini söylemişti. Ali biraz düşündü.
A:"Oğuz siz dikkatli bir şekilde gelin düğüne. Yanınıza bebek çantasını falan da alın. Eğer düğünde bir şey olursa hemen yetişiriz bir şey olmaz. Çok sancısı olursa siz eve gidersiniz. Hiç gitmemenden iyidir."
Y:"Aynen Oğuz kuşum. Ben hep İrem'le olurum. Hamilenin halinden hamile anlar." Beraber gülmüştük.
O:"Tamam kankalar. Sağolun." Telefonu kapatıp mutfağa geçtik. Ben kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Ali ise odadaydı. Napıyordu ki orda?
Y:"Ali! Napıyosun odada?"
A:"Hiçbir şey yapmıyorum aşkım. Aa kahvaltı hazır. Hemen yiyip üstümüzü giyelim."
Y:"Evet hazır kahvaltı. Ben bu 3 canlı halimle kahvaltı hazırlıyorum, yoruluyorum ve sen odada öylece duruyosun öyle mi?"
A:"Aşkım be-"
Y:"Sus Ali! Önceden her şeye yardım ederdin, beni kucağında bile taşırdın. Ne oldu şimdi? Sevmiyosun değil mi artık? 18 sene sevince sıkıldın değil mi?"
A:"Yaprak, aşkım, sevgilim, birtanem, küçük titan... Yok öyle bir şey. Ben hiç seni sevmeyi bırakır mıyım? Seni sevmeyi bırakırsam nefes alamam. Seni çok seviyorum. Sen benim ilk ve son aşkımsın. Eşimsin, çocuklarımın annesisin. Seni sevmekten asla vazgeçmem."
Y:"Neden eskisi gibi bana yardım etmiyosun o zaman? Kilo alınca çirkin oldum ben. Ondan dolayı sen benim yanıma bile gelmiyosun."
A:"Sevgilim sen her hâlinle mükemmel bir şekilde güzelsin."
Y:"Napıyodun o zaman yukarıda?"
A:"Bugün benim sana aşkımı itiraf edişimin yıl dönümü, senin beni sevdiğini anladığın günün yıl dönümü. Bu yüzden sana bir sürprizim vardı. Onu odaya yerleştiriyodum. Tabi şuan bozuldu sürpriz ama hadi gel gidelim odamıza." Ali'nin peşinden odamıza gitmiştim. Hormonlardan mıdır nedir saçma sapan davranıyordum. Odaya girdiğimde yatağın üstünde güller kalp şeklinde duruyordu. Ortasında da bir kutu vardı. Ali'ye bu ne ya bakışı atıp kutuya yaklaştım. Eğilip kutuyu aldım. İçinde sonsuzluk işareti şeklinde bir kolye ve bileklik vardı. Kolyenin kenarında Y&A yazıyordu. Ali elimden alıp boynuma takmıştı. Kutudan bilekliği çıkardım. Onda da bir sonsuzluk işareti vardı ve kenarında G&A yazıyordu. İlk başta anlamamıştım ama sonra Ali gelip karnımı sevince bende jeton düştü: Gözde ve Atakan. Çocuklarımızın isimlerinin baş harfi. Ali'ye kocaman sarıldım. Geri çekilip gamzelerinden öptüm.
Y:"Söylediklerim için özür dilerim. Bunlar için de teşekkür ederim. Seni çok seviyorum. 18 yıldır hayatımda olduğun için kendimi çok şanslı hissediyorum. İyi ki sen..." Sıkıca sarıldım. Kafamı göğsüne yasladım.
A:"Seni çok seviyorum. Akşama kadar böyle kalabilirim ama artık hazırlanıp gitmemiz lazım. Düğün var malum." Ayrılıp dudağımı öptü ve üstünü giyinmeye başladı. Ben de üstüme elbisemi giymeye çalışıyordum. Ali hemen yardım etti ve giydirdi. Saçlarımı geceden örmüştük Ali ile sabah model olsun diye. Saçlarımı açtım ve kafama çiçekten bir taç taktım. Artık hazırdım.
Y:"Ben hazırım gamlı bay kuşum."
A:"Gamlı baykuş mu? Nasıl yani? Bu bir kısaltma mı yoksa normal baykuş mu?"
Y:"GAMzeli BAY AliKUŞUM. Kısaltınca gamlı bay kuşum oluyo."
A:"Güzelmiş, sevdim bunu. Bu arada ben de hazırım hadi çıkalım." Beraber evden çıkıp düğün yerine gittik. Gelin odasına girdiğim anda iki güzellikle karşılaştım.
Y:"Kızlar çok güzelsiniz. Sanırım ağlıcam."
E:"Birtanem sen niye ağlıyosun ya?"
Y:"Bebeklerden galiba. Sürekli böyle oluyo."
M:"Oy oy oy, teyzeleri onları yer. Yapmayın böyle annenize tamam mı?" Gülmüştük.
Y:"İkinizi de çok seviyorum kızlar. Çocuklarla olan yakınlığımızı asla kıskanmayın siz de beni kardeşiniz gibi gördünüz. Gerçekten çok teşekkür ederim. Şimdi ben içeri gidiyorum. Ali ile oturucam. Oğuz ve İrem gelir birazdan. İrem'in doğumu yaklaşmış. Sancıları başlamış biraz. Onun yanında olayım."
E:"Tamam tatlım. Nikah masasında görüşürüz."
M:"İrem'e dikkat edin." Odadan çıkıp Ali'nin yanına gittim. Oğuz ve İrem de oturuyordu yanımızda. İrem gayet iyi duruyodu. Yine Oğuz'un abartmasına kanmıştık. Biraz sonra gelinler damatlar geldi. Masaya oturdular. Biz de hemen gidip oturduk. Ben Ece'nin, İrem Merve'nin; Ali Sinan'ın, Oğuz da Gökhan'ın şahidiydi. Nikahlar tek tek kıyıldı ve dans başladı. Artık çete evliydi. Uzun bir süre oynadıktan sonra İrem'den bir bağırtı duyduk. Hemen İrem'in yanına koşup ne olduğunu sormaya başlamıştık.
İ:"Hayır oğlum şimdi değil, düğünde olmaz! Oğuz, suyum geldi. Ahh! Doğurucam!" Oğuz İrem'i kucağına almaya çalıştı ama korku ve heyecandan beceremeyince Ali'de yardım etti ve bizim arabamıza bindiler.
O:"Bebek çantası bizim arabada!"
S:"Tamam biz alıp getiririz siz yetişin." Ali ile ben İrem'in hastaneye götürme görevini almıştık. Oğuz arkada İrem'e destek oluyordu. Ali anında hastaneye yetiştirmişti. Hemen doğuma aldılar. Oğuz da içeri girmişti. Biz de Ali ile bekliyorduk. Sinanlar da gelince iyice heyecan artmıştı.Aradan 2 saat geçmişti. Kapı açıldı ve içeriden ağlayarak Oğuz çıktı.
A:"Oğuz, kardeşim? Ne oldu, neden ağlıyosun?"
S:"Oğuz bir şey yok değil mi?"
G:"Oğuz bir şey söylesene oğlum!"
Y:"Oğuz kuşum, söyle ne oldu?"
O:"Oğ-oğlum... Baba oldum baba! Ben baba oldum. Yaprak küçücük elleri var. Pizza kadar boyu." Hepimiz gülüp sarılmıştık. Biraz sonra içeriden bebek çıktı. Minnacık çok tatlı bir şeydi. Daha sonra İrem de çıktı. Onları bir odaya aldılar. Biraz sonra biz de odaya girdik. Küçücük bebek Oğuz'un büyük kolları arasında uyuyordu. Bizim minik Emirhan'ımız...Sizi seviyorum. Ben kaçar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4N1K-3 (5 Yıl Sonra-Romantik)
Teen FictionÇetenin 5 yıl sonraki daha romantik hâllerini yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. 💕 Beni takip etmeyi unutmayın.