"Nasıl görünüyorum?"
"Bu onuncu soruşun hyung! İyisin dedim ya!"
"Emin misin?"
Dino gözlerini devirip odadan çıktı. Çıkmadan konuşmayı da unutmamıştı.
"Kapıdayım ben."
Vernon son kez baktı aynada kendine. Kendinden emin olmak istiyordu, özgüvenli olmalıydı.
"Tanrım kız ağaç oldu! Çabuk çık odadan!"
Küçük olanın neredeyse çığlık kadar tiz olan bağırışıyla irkildi ve aynanın karşısından çekildi. Çantasını yatağının üstünden alıp koşar adımlarla odadan çıktı.
Hee Na
"Tek başına geleceksin sanıyordum." Dedim atölye kafeye giren Chan ve yanındakini gördüğümde.
"Üç kişi daha çok eğleniriz dedim." Chan yüzündeki sinir bozucu otuz iki diş gülümsemesiyle bana sarıldığında bana bakan Vernon'la göz teması kurdum. İri gözleri alev silahıyla vuruluyormuşum gibi hissettiriyordu.
"Hoş geldin." Diye mırıldandım Chan'le ayrılmadan hemen önce.
Ortamda sinir bozucu bir sessizlik oluştuğunda derin bir nefes verdim.
Vernon ve ben birbirimize bakmaya devam ederken-pek sevecen bir bakışma sayılmazdı- Chan atıldı.
"Hadi oturalım!"
Gereksiz neşesiyle ikimizi de yanına alıp sırtımıza elini koydu. Sandalyeye itekleyerek oturttu. Kesinlikle mutlu değildim. Kesinlikle.
Kim buz gibi biriyle aynı ortamda bulunmak isterdi ki?
☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret | H.Vernon Chwe
Fanfiction"Abim bizi öğrenirse önce seni tavana asar sonra da beni diri diri gömer."