Taehyung'dan
Haklıydı aslında..onu en iyi ben tanırdım. Sinirlenirse çok kötü şeyler yapardı ama sonra pişman olurdu. Gelir gelmez üstüne atlayıp özür dilicektim. Çünkü şu an acayip bir vicdan azabı çektiğinin farkındaydım. Gurur yapmayı sevmem çünkü onu çok seviyorum. Canımı yaksada geri gönlümü nasıl alıcağını biliyor çünkü. Tüm hata bendeydi aslında. Eğer ona haber verseydim bu kadar sinirlenmezdi. Elektrikler gitmişti ve telefonum şarjda kapalıydı. Aşağımızda oturan aileden mum istemek için gitmiştim. Kapıyı çaldığımda minik bir kız çıkmıştı. Kız titriyordu. Acı çeker gibi bi hali vardı, ama bana gülümsedi. Ailesini sorduğumda bilmiyorum dedi eğilip anlına elimi koydum. Cayır cayır yanıyordu. Hemen onu içeri sokup bende girdim ve şömüneyi yaktım. Ateşin ışığı odayı aydınlatırken minik kızın anlına ıslak bez koyup amerikan mıtfakda çorba yaptım. O an herşeyi unutmuştum ve sadece kıza odaklanıyordum. Saatlerce minik kızlar ilgilenmiştim ve ateşi düşünce vedalaşıp eve gelmiştim. Sonra ise olan olmuştu zaten. Yatak odamızda onun yastığına sarılmış kokusunu içime çekerek ağlıyordum. Çok seviyordum işte onu çok. Telefonum çalınca baktım. Jungkook'du arayan hemen açtım fakat gelen ses ona ait değil bir kadın sesiydi..
"Siz kimsiniz?" Soruma yanıt beklerken arkadan Jungkook'un mırıltılarını duyuyordum.
"Şu kaslı tavşanın nefesi sen misin" Kaslı tavşan dediği için mi sinirlensem yoksa nefesi dediği için myıtlu mu olsam bilemedim. "Evet benim" ne diyeceğini merakla beklerken derince iç çekip devam etti.
"Bak arkadaşım benim işim gücüm var bu barda eskortluk yapıyorum senin bu zeki eşinde beni yanına çağırdı. İlk başta güzel vakit geçiririz sanmıştım ama saatlerdir dert anlatıyo içim şişti beh şimdi bana konum at arkadaşımla göndericem seninkini" şaşkınlıkla dinliyordum ve sonunda cevap verme gereği duyunca konuşmaya başladım. "P-peki teşekkürler" hemen telefonu kapatıp konum attım ve evde beklemeye başladım. Geldiğinde ona sımsıkı sarılıcaktım. Saatler önceki kavgamızı unutmuştum resmen ve tamamen ona yoğunlaşmıştım. Canım sıkılınca telefonumu elime aldım ve ona uzuuun bir mesaj yazdım. Onu ne kadar sevdiğimi, bugün neden aşağıda olduğumu hepsini yazıp gönderdim. Sabah ayılıp okuduğunda ben utanıcaktım ve o yanaklarımı mıncırıp beni sevicekti. Bi süre sonra kapıdan gelen seslerle ayağa kalktım ve içeri doğru adımladım. Salondan boğuk sesler geliyordu. Sonra bir kırılma ses geldi işte o an gördüklerim aynı o kırılan çerçevedeki resmimiz gibi benimde kalbimi kırmıştı. Çünkü uğruna öleceğim adam gözlerimin önünde kapalı gözleriyle bi orospunun kucağında olmasına izin veriyolardı. Kırgınlık ve şaşkınlıkla bakarken derince yutkundum ama boğazımdaki yumru geçmedi. Orayı terk edip yatak odasına gittim ve çantama bi kaç parça kıyafet sıkıştırıp hızla kapıya doğru yürüdüm. Duyduğum ince kız sesi telefondaki kız sesi değildi.
"Arkadaşın olacağını bilmiyordum" Hayatımda yaşadığım en iğrenç duyguydu. Gözlerim Jungkook'a kaydığında baya sarhoş olduğunu farkettim. Bana baktığında gözlerimi hemen çekip kapıya doğru ilerledim. Tam kapıyı açacakken duyduğum ses midemin bulanmasına yol açtı. Jungkook içerde arsızca inliyordu ve en kötüsü inlerken benim adım dudaklarından düşmüyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I NEED YOU |TAEKOOK|
FanfictionBir insan bir günde ne kadar değişebilir? _____ "Sana ihtiyacım var Taehyung.." "Beni böyle yapan sensin Jungkook"