Taehyung'dan:
Şaşırıyordum kendime. Bir günde tek bir günde nasıl değişebilirdi bir insan? Kendimi tanımıyordum artık. Hayatımda ilk kez sigara içmiştim ve ilk içmeme rağmen aldığım paket tamamen bitmişti. Ciğerlerim yanıyordu ve bu iyi hissettiriyordu. Eskiden sigara olan ortamda bile öksürmeye başlardım. Eskiden... Mutlu olduğum zamanlarda.. Yanımda sevdiğim adam varken. Dolan gözlerimi kolumla silip ayağa kalktım. Nehrin yakınlarındaki kayalıklardaydım. Bir kez buraya gelmiştik ve Jungkook buraya yaklaşmama izin vermemişti. Şimdi ise o kayalıklarda oturuyordum. Ölüm günümün geldiğini hissettiğimde kendimi buradan atıcaktım. Nehire uzun uzun baktım gözlerimden bir damla yaş altı yanaklarıma. Bacaklarım beni taşıyamamış çökmüştüm yere. Derince yutkunup istemsizce konuşmaya başladım.
"Neden? Neden yaptın bunu bize?!" Kafamı eğip daha çok ağladığımda başıma keskin bir ağrı girdi. Ölmek istiyordum her manada. Nehire doğru tekrar bağırdım.
"NEDEN LANET OLSUN NEDEN BU KADAR MI BIKTIN BENDEN?! Benim tek suçum seni sevmekti sevgilim. Özür dilerim seni sevdiğim için..teşekkür ederim beni mutlu ettiğin için..VE LANET OLSUN BENİ BU KADAR ÜZDÜĞÜN İÇİN!!" Kayalıklardan kalktım ve yola doğru yürümeye başladım. Bankların birine geçip oturdum. Bir süre sonra yanıma biri oturdu. Teni bembeyazdı siyah saçları beyaz tenine tezzat bir şekildeydi. Korkutucu türdendi.
"Seni de mi yarım bıraktılar?" O kadar mantıklı bir soruydu ki bu.
"Evet" Aldığı cevaptan mutlu olmuşcasına güldü. Elini cebine atıp birşey çıkardı. Karanlıkda seçemiyordum ama sanırım toz gibi bişeydi.
"Tüm dertlerini unutturur" Tozu bana uzattığında incelemeye başladım. Uyuşturucu olduğunu anlamak zor değildi aslında. Başka zaman olsa hemen ordan kaçardım. Ama artık kaybedecek birşeyim kalmamıştı. Poşeti açıp biraz avcuma döktüm ve hepsini yuttum. Poşeti ona uzattığımda alıp cebine koydu. Bir an tüm vücudumun gevşediğini hissettim sonra bi ses duydum. Hüzünlü bir sesti. Sese döndüğümde tombul yanaklı kısa boylu çok şirin bir çocuk yanımdaki ürkünç çocuğa üzgünce bakıyordu. Yanımdaki çocuğa baktığımda pişman ve üzgün gözüküyordu. Tatlı çocuk ince sesiyle konuştu. Sesi titrekti.."H-hyung?" Yanımdaki çocuk gözlerini kapatıp bir süre durdu. Sanırım ne hesap vereceğini düşünüyordu.
"Bebeğim senin burda ne işin var?" Seslerini duyuyordum ama tepki veremiyordum.
"Hyung..onun nesi var? Neden titriyor?" Çocuk demeden önce titrediğimin bile farkında değildim aslında.
"Ji-jimin eve git birtanem." Adının Jimin olduğunu öğrendiğim çocuk bana doğru yaklaşıp önümde diz çöktü. Biraz yüzümü inceleyip dolu gözöerle yanımdaki hayalete benzeyen çocuğa baktı. "İ-iyi değil o ha-hastaneye götürelim Yoongi lütfen" Ben onları dinlerken hayalet çocuk konuştu.
"Güzelim sakin ol sadece şok geçiriyor. Mutlu olucak mutlu olmasını istemez misin?" Küçük elleriyle yüzümü tokatlamaya başladığımda tepki veremiyordum.
"Hayır o mutlu değil. Lütfen hyung onu kurtaralım. Hyung lütfen" Jimin ağlamaya başladığında Yoongi sinirlenmiş gibiydi. "YÜRÜ EVE GİDİCEZ!" Bağırmasını ben de beklemiyordum. Jimin bana baktı. "Çok özür dilerim senden çok özür dilerim.. Seni kurtaramayacağım için özür dilerim. Lütfen dayanmaya çalış lütfen kendini bırakma.."
Tepkisizce çocuğun yüzüne bakıyordum. Ne diyordu bu çocuk?
Yüzüne geçirilen tokatla sendelemişti Jimin. Aklıma Jungkook'un bana attığı tokat gelmişti. Zar zor sesimle konuştum.
"Vu-vurma ona birgün se-senden giderse yıkılırsın"
Adının Yoongi olduğunu hatırladığım çocuk beni haklı bulmuş olmalı ki hemen Jimin'e sarılmıştı. "Üzgünüm bebeğim çok özür dilerim affet beni vurmak istemedim sana yemin ederim" Jimin'in yanaklarına öpücükler bırakmaya başladığında elim istemsizce yanağıma gitti. O vurduktan sonra öpmemişti yanağımı. Sadece vurmuştu..
"Hyung lütfen onu kurtar" Jimin halen beni düşünüyor kızaran yanağını umursamıyordu bile. Adının Yoongi olduğunu bildiğim çocuk kulağıma yaklaştı.
"Üzgünüm hemen gelicem dayanmalısın"
Daha sonra Jimin'ide alıp gitmişti. Gözlerim kapanırken zar zor uyanık kalmaya çalışıyordum. Kafam bi milyondu ve herşey komik geliyordu.
Sadece düşünüyordum. Güzel zamanlarımız geliyordu aklıma. Mutlu olduğum zamanlar. Bu halde olacağım aklımın ucundan bile geçmediği zamanlar.
Aklımdakileri bölenler bana doğru gelen ayak sesleri oldu. Benden bi kaç santim uzun kaslı bir adam önümde durdu ve itici sesiyle konuştu.
"Kendime eğlencelik bir bebek buldum sanırım." Yüzümü buruşturdum ve kafamı başka bir tarafa çevirdim. Tekrar iğrenç sesiyle konuştuğunda yutkundum.
"Böyle bir güzelliğin bu saate dışarıda olnası tehlikeli." Korkuyordum ama saçma bşr cesaret vardı içimde.
"Siktir git." Yorgun sesimle konuştuğumda adam kaşlarını çattı.
-adam demeye şahit arar- Elini uzatıp çenemi tuttuğunda sıkmasıyla inlemem bir oldu. Acıyordu ve sanırım çenem kırılacak gibiydi."Bak ne güzel inliyorsun bunu canın acıyarak değil de zevk ile yapsan fena olmaz" Adamın kolunu ittiğimde ayağa kalkıp zar zor uzaklaşmaya çalıştım. Bi kaç adım sonra belime sarılan ellerle tekrar yüzümü buruşturdum. Bu iğrenç hissettiriyordu. Arkamda hissettiğim sertlik ve boynuma yaklaşan nefes ile dirseğimi adamın çenesine geçirdim. Birkaç adım geri gittikden sonra sendelemişti. Adam o haldeyken koşmaya başladım kaça bildiğim kadar koşuyordum ve kaçıyordum.
Karanlık sokakda koşarken gözümden yaşlar akıyordu. Keşke şu an Jungkook yanımda olsaydı da beni kurtarsaydı. Bi an adam yaklaşıyor mu diye arkama bakmamla sendeleyip yere kapaklanmam bir oldu.
Üstüme doğru gelen adamla yerde sürüklenerek geri geri gitmeye çalışıyordum ama başarısızdım. Üstü üste gelen yumruklar bedenimi uyuşturmuştu. Gözlerim kapanırken karnıma gelen sert tekmeyle ağzıma demir tadı geldi. Gözlerim kapanırken gözlerimin önüne sadece Jungkook'un siması geliyordu. En son duyduğum şey hayalet çocuğun bana seslenişleri oldu...••••••••••••••••••••••
Gifleri kaç kere koymaya çalıştım ama yüklenmedi bir tanesi delircem
Ehehheheh YoonMin ehehhehe ♥️😂🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I NEED YOU |TAEKOOK|
FanfictionBir insan bir günde ne kadar değişebilir? _____ "Sana ihtiyacım var Taehyung.." "Beni böyle yapan sensin Jungkook"