Shan ile yürüyorduk bahçede. Bana önceki ders öğretmenin onunla nasıl uğraştığından bahsediyordu. Onu yarım yamalak dinlerken bahçenin arka çıkışında sigara içen canımdan çok sevdiğim öğretmenimi gördüm. Şeytan boynuzlarım kafamda belirirken Shan'a işim olduğumu söyleyip yanından ayrıldım.
Hızlıca öğretmenimin yanına vardım ve boğazımı temizledim. Sigarayı daha yakamadığını gördüm.
"Buraya öğrencilerin girmesi yasak." Cebimden çakmağı çıkartıp ona uzattım. İç çekip elleri belinde bana döndü.
"Birde sigara mı içiyorsun? Tam dayaklıksın."
Kaşlarımı havaya kaldırıp sakince konuştum. "İstemiyorsunuz galiba."
Göz devirip elimdeki çakmağa uzandı ama elimi geri çektim. Bir daha uzanınca bu sefer yakınıma gelmişti ve içimden gülmeden edemiyordum. Bazen bazı erkeklerin arkamdan konuştuğunu duyardım ve konu genelde yüzümle götüm olurdu. Eh o götü sırf Shan vursun diye yapmamıştım zaten.
"Uzatma artık."
"Lütfeeen~ demeniz lazım." Histerik bir gülüş atıp aniden iki bileğimide tuttuğu gibi havaya kaldırmıştı. Öyle bir sıkıyordu ki çakmak elimden düşmüştü ve o yakalamıştı. Kabul bunu beklemiyordum.
Sonra bileklerimi ittirerek bırakmış ve sigarasını yakmıştı. "Kaybol."
Ben hala yüzüne bön bön bakarken iç çekip elini yüzüme doğru sallamıştı. "Kaybol hadii, kaybol."
"Bir sorum var."
"Sorma."
"Başka durumlar içinde başka şartlarda tanışmış olsaydık, bana aşık olur muydunuz?"
