Berk ile konuşmanın tam zamanı diye düşünürken bir anda berk dedim. Berk "efendim" dedi. Berk ben babamın intikamını almak istiyorum, peki sen benimle misin? Dedim. Berk " Tabikide seninleyim sonuçta benimde babam öldürülmüştü". Zeynep," buna sevindim ama nereden başlayacağız". Berk "ilk önce eve gidelim güzelce dinlenelim yarın işten çıkınca önceden oturduğumuz eve gider ip ucu ararız"dedi. Kafamla onu onayladım. Berk" istersen ileride bir cafe var orada bir şeyler yiyelim evde uğraşmayalım " dedi. Ben de " neden olmasın" dedim. Bu gün fazla yorulmamıştım ama yarın ip ucu ararken yorulacağıma emindim ben bunları düşünürken kafeye gelmiştik bile içeri girdik. Berk 2 sandviç ve portakal suyu söyledi. Garson portakal sularını getirirken ayağı takıldı ve düştü gelmemek için kendimi zor tuttum. Uzun zamandır gelmediğimi farkettim herneyse meyve sularımız geldi. "Buranın sandviçleri bir harika" Berk te ağzı dolu olduğu için başıyla onayladı. Kafeden çıkıp eve doğru yürümeye başladık. Kendimi çok yalnız hissediyordum berkin koluna girme ihtiyacı duydum. Koluna girdiğimde Berk hafifçe gülümsedi onun koluna girmek bana güven vermişti. Eve gelmiştik ben oturmak istiyordum ama Berk çok yorulmuşa benziyordu. Bu yüzden odalarımıza çekilip yattık yarın uzun bir gün olacaktı nede olsa değil mi?
Ben Erken kalkmıştım Berk'e güzel bir kahvaltı hazırlamak için kollarımı sıvadım. Berk hatırladığım kadarıyla en çok menemen seviyordu. Buzdolabına baktığımda domatesin olmadığını fark ettim ve domates almak için dışarıya çıktım. Dün gece eve gelirken Market gözüme takılmıştı. Hızlı adımlarla markete ilerledim marketten girerken bir adamla çarpıştım özür dileyerek yere dökülen malzemeleri toplanmasına yardımcı oldum. Markete girer girmez biraz domates aldım. Berk uyanmadan kahvaltıyı hazırlamak İçin acele ettim. Neyseki eve ulaştığımda Berk daha uyanmamıştı. Aldığım domatesleri yıkadım ve doğarken markette çarpıştığım adamı gözümün bir yerden ısırdığını farkettim. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra sıra Berki uyandırmaya gelmişti. Berki öperek uyandırmak istememe rağmen, Berk sabah oldu kalk artık demeyi tercih ettim. Berk uyanmıştı " burnuma çok güzel kokular geliyor zeynep yoksa menemen mi?"
"Sevdiğin gibi soğansız " demeyi tercih ettim. Kahvaltıdan sonra iş yerlerimize geçtik.
Hasan bey Fırını çoktan açmıştı ve ekmek kokusu mahalleye yayılamaya başlamıştı." Günaydın "diyerek içeri girdim. Hasan bey de güler yüz ile" günaydın " dedi. Bana bu gün yapmam gereken işleri gösterdi. Bana verilen işleri hızlı bir şekilde bitirmeye çalışıyordum belki hasan beyden izin alır annemi görmeye giderdim. İşleri çok hızlı bir şekilde bitirdim ve hasan beyin yanına gittim. Kızıyla çay içiyordu yanına gittim ve "hasan bey eğer acele yapılması gereken bir iş yoksa annemi ziyarete gideblilirmiyim". Hasan bey "Tabikide gidebilirsin anneni görmek en doğal hakkın ama bir şartım var bana hasan bey değil amca de anlaştık mı?" Bu duruma çok sevinmiştim "sen nasıl istersen hasan amca" dedim. Hasan amcanın kızı beyza "babama daha ilk günden yüz vermesene" demesiyle şok olmuştum. Beyza ' yı takmadan önlüğümü çıkardım ve masaya koydum çantamıda alarak çıktım.
Beyza' ya gıcık kapmıştım ona ne ki her neyse bu sarı yellozu boşver gitsin diye düşündüm. Nede olsa annemin yanına gidecektim. Annemin kokusunu içime çekecek ona sıkıca sarılacaktım. Eğer fırsat bulabilirsem babamla ilgili sormak istediklerim vardı. Hastahaneye gelmiştim bile kalbim yerinden fırlayacaktı sanki içeriye girdim ve oradaki görevliye annemin oda numarasını sordum. Dördüncü kat Oda numarası 180 di. 4. Kata çıkmak için asansöre yöneldim fakat sıra çok tu annemle daha fazla ayrı kalmak istemiyordum bu yüzden merdivenleri kullandım. 177,178, 179, annemin odasına yaklaştıkça heyecanımda oda numaraları gibi yükseliyordu ve artık 180 numaralı odanın önümdeydim. Yutkundum bir anda ve içeriye girdim annem karşımadaydı ona koşarak sarıldım hoş geldin kızım diyerek bana sıkıca sarıldı. Annem "kızım kurtar beni buradan dedi" fısıltı şeklinde. Bir anlam veremedim odada bizden başka kimse yoktu ama bende fısıltı şeklinde "elbette seni kuryaracağım bundan emin ol annecim". İçeriye doktor girdi ve İyne saatinin geldiğini söyledi annem se "hayır İyne istemiyorum" diyerek deblenmeye başladı. Doktorda bana "kızım sen çık, yarın tekrar gelirsin". Ben "ama" derken doktor lafı ağzıma tıklayarak "annenin iyiliği için" dedi. Hüzünlü bir şekilde sadece tamam diyebildim ve annemin yanağına büyük bir öpücük kondurarak çıktım.