1

1.9K 43 0
                                    

Sadece hayallerimiz vardır. Gerçekleşmesini çok ama çok istediğimiz. İşte. Benimde öyle hayallerim var. Annem ve babam bu hayallerime karşı çıkıyorlar. Onlar için bu yaptıkları mantıklı. Ama benim için değil. Olacakmış gibi de durmuyor...

Bunlar benim düşüncem tabii. Ailem ve arkadaşlarım için yeni yetme bir ergenim sonuçta. Değil mi?

"Laura! Yemeğe gelmeyi düşünmüyor musun?" Bu sesleniş benim anneme ait. Biricik annem.

Tam bir sevgi yumağıyım galiba. (^^)

"Beni duyuyor musun?"

Tabii ki de duyuyorum anne. Tabii ki de.

"Geliyorum!" diye seslendim en sonunda odamdan aşağıya doğru. Yoksa annem susmayacaktı.

Üşengeçlikten vazgeçip uzandığım yatakta toparlanıp, yataktan kalktım. (Sonunda kalkabildim yani.) Neredeyse sürünmeyi andıracak türde ki bir yürüyüşle merdivenlerden indim. Sola dönüp mutfağa girdim.

Brokoli yiyecektik sanırım. Suratımı buruşturdum istemsizce.

"Yememe gibi bir şansın yok Laura." dedi annem aklımı okurcasına.

"Ah tanrım! Benim brokoliden nefret ettiğimi biliyorsun!" diye küçük çaplı bir haykırışta bulundum.

"Onların nesini sevmiyorsun?" diye sordu küçük sevimli (!) erkek kardeşim.

"Yeşil küçük ağaçlar gibiler!" diye söylendim bu sefer de. Sonra dolaba yönelip biraz süt ve gevrek aldım. Masaya oturdum. Annemin brokoli koymak için çıkardığı büyük kaseye gevrek ve süt döktüm.

"Bunları yemeyi tercih ediyorum." dedim kardeşime dik dik bakarken.

"Anne gevreklerimi yiyor!" diye bağırdı yine sevimli (!) erkek kardeşim.

Dil çıkardım ona. Sonra iki kaşık dolusu gevreği ağzıma attım.

"Kavga etmeyi kesin artık!" diye bağırdı annem bize doğru. Daha başlamamıştık bile anne.

"Laura hızlı ol biraz akşam dersine geç kalacaksın." diye uyardı bu sefer de beni. "Peki, peki..." diye geçiştirdim annemi.

Dansçı HemşireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin