Nezarethanede

9 0 0
                                    

Kayserideyiz yine bir gün akşam evde  oturuyoruz kızlarla telefonuma mesaj geldi.
Mustafa mesaj atmış
"napıyorsun?" diye. Bende"oturuyorum kızlarla,sen ne yapıyorsun?
"yazdım."hiiç seni düşünüyorum öyle" yazdı.
Bu oğlan açık açık bana yazıyordu.
Ardından bir mesaj daha geldi.
"yarın akşam saat 19.00' hazır olun hepiniz
sizi alıp şık bir akşam yemeği yiyicez."yazdı.
Bende kızlara sorup" tamam" yazdım.

Ertesi gün 19.00

Kapıya çıktık Eylül, Narin, Büşra ve ben kapıda onların gelmesini bekliyorduk kuzenim yani Murat'ın sınavı varmış yarın
o yüzden o bizle gelmedi. Ne hikmetse Mevlüt'te gelmek istemiş Talha da kıramamış arkadaşını. Bence bu Mevlüt Büşradan hoşlanıyordu ama neyse günahını almayım.

Eylül asker yeşili bir tunik giymişti haldar sarısı bir çanta, başörtü ve stiletto ayakkabı ile çok hoş gözüküyordu bu arada söylemeyi unuttum Eylül ile Talha iki ay önce nişanlandılar.

Narin kırmızı askılı bir tulumla, sıyah çanta ve siyah bir spor ayakkabıyla çok güzel gözüküyordu.

Büşra mor ve siyah tülleri olan bir elbise  giymişti altında morcivert bir ayakkabı vardı. Bide kutu gibi küçük siyah bir çanta.

Bende dizimin üstüne siyah ve kahverengi yansımaları olan kalem bir elbise gitmiştim. Ama kahverengileri pek belli olmuyordu neyse altında kahverengi ve bordomsu rujuma uyum sağlamış bir stiletto vardı
Saçlarım zaten kıvırcıktı orospu gibi olmamak için saçlarımı balık sırtı ormüştüm.

2-3 dakika sonra sokağın köşesinden önce Mustafa'nın arabasının farları ardından Talha'nın onun arkasından ise içinde Emre ve Mevlüt'ün bulunduğu arabanın farları gözüktü. Yanımıza iyice yaklaşıp durdular.
Sonra hepsi arabalarından cool bir şekilde inip yanımıza geldiler. Mustafa çok yakışıklı gözüküyordu. (O zaten hep yakışıklıydı)

Girmem için kolunu uzattı. Bende "Bu gün ne kadar zarifsin" deyip koluna girdim.

Benim kapıma doğru ilerledik ve bana ön kapıyı açtı bende arabanın içinde bindim. Sonra hemen arabanın arkasından dolaşıp kendi tarafına geldi. Koşarken ceketinin önünüde tutuyordu.

Arabaya bini ve sürmeye başladı.
Arkadakiler bizi takip ediyordu.

Eylül Talha'nın arabasına bindi. Büşra, Emre ve Mevlüt'ün arabasında arkada Mevlüt ile birlikte oturuyordu. Narin ise Emre'nin yanında yani önde oturuyordu.

Yemek yiyeceğimiz yere gelmiştik. Mustafa görevlilerden girişte duranla bir şeyler konuştu sonra adam oturmamız gereken masayı gösterdi bize. Moralim bozuktu Mustafa arbada kısa giydiğim için bana biraz kızmıştı.

Mustafa yanımda oturuyordu onun yanında
Emre onun yanında Narin. Narin'in karşısında Büşra Büşra'nın yanında Mevlüt onun yanında Talha onun da yanında yani benim karşımda Eylül oturuyordu.

Yemeği yemiştik kahvelerimizin eşliğinde sohbet ediyorduk sohbet bayağa koyuydu. Herkes benim telefon sesimle irkilmişti.

Murat arıyor..

Mustafa hemen benim kulağıma yaklaşıp "kim arıyor? " diye sordu. (meraklı melehat)
"Murat(kuzenim) arıyor" dedim. Ardından masadan kalkıp dışarıya doğru ilerledim, çünkü içeride müzik çalıyordu ve Murat'a ayıp olur diye sessiz bir yerde konuşmaya karar verdim.

-Alo
-Efendim Muratcım
-Şeyy Rüya rahatsız etmiyorum umarım
-Yok hayır canım müsaitim söyleyebilirsin
-Ben Kerem'i arıycam ama numarasını bulamıyorum bana numarasını atar mısın?
-Tamam canım.

Deyip telefonu kapattım. Numarayı bulup WhatsApp'tan  Murat'ın sohbetine girdim. Tam gönderme tuşuna basıcaktım ki biri beni kolumdan tutuk kendine yasladı.

Çok korkmuştum kim olduğuna baktığımda 35 40 yaşlarında bir adamı görünce dahada korktum. Ben adamın elinden kurtulmak için her şeyi yapıyordum. Bide adam çok kötü kokuyordu sanırım içkiliydi. Adam yaklaşıyordu bana bende geri geri gidiyordum. Sonra sırtımı duvara deydi. Daha çok korkmaya başladım. Tabi hala beni bırakması için çığlık çığlığa bağırıyordum.
En sonunda birisi adamı üzerimden aldı. Kim olduğuna baktığımda ise Mustafa'yı gördüm. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Delirmiş gibiydi çok sinirlenmişti adeta gözlerinden ateş fışkırıyordu. Adama  savurduğu yumruklar eşliğinde söyleniyordu. "Sen napıyorsun lan sen kime dokunmaya çalışıyorsun sen kime elini uzatıyorsun sen kimsin lan sen kimsin, sen kimsin ki benim olan bir şeye dokunmaya çalışıyorsun" O böyle söylemeye devam ederken benim gözlerimden yaşlar damlıyordu. Neydi bu şimdi bir aşk itirafımı? Neyse bu düşüncelerime uçan tekme atıp olaya döndüm. Talha ve Emre gelmiş Mustafa'yı tutuyordu Mevlüt ise yerde öylece yatan adamın nabzını kontrol ediyordu.
Eylül, Narin ve Büşra ise beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Mustafa'ya baktım o da hala saydırıyordu. "Amına koyduğumu piçi sen benim dokunmaya bile kıyamadığım o güzel saçlarını nasıl kirletirsin nasıl kıyarsın benim olanın koluna siktirin gidin lan alın şunu karşımdan."Adam ağzını yaya yaya zoraki
" Bu burada kalmasın güzellik görüşelim yine bir gece alırım bu yumrukların hesabını senden."dedi. Mustafa bunu duyunca şartekkeri attı iki kişinin elinden kortulup adama tekrar yumruklar yağdırmaya başladı. Bu sefer yanına ben gittim ve artık durması gerektiğini söyledim ama beni tınlamadı bile herkes bize bakıyordu. Talha ve Emre zor da olsa tuttular Mustafa'yı tekrar. Ardından ben önce davranıp Mustafa'nın karşısına geçtim ve elimi göğsüne koydum 
kalbi çok hızlı atıyordu. Gözleri bende odaklıydı ve şu an ne dersem yapacak gibi duruyordu. Bende"Artık dur Mustafa gerçekten değmez bu şerefsize." dedim. Sonra elimden tuttu ve içeriye girdi görevliden çantamı ve montlarımızı istedi görevli verdi. Tam kapıdan çıkarken polislerin geldiğini gördük. Sonra içinden mırıldandı 'siktir'.. bende olayı polislere anlatan Narin ve Emre'nin yanına gittim. Sonra ne olduğunu anlamadan Narin'i, beni, Mustafa'yı,Emre'yi ve Talha'yı birde o şerefsizi arabaya bindirip karakola götürdüler.

Yarım saat sonra..

Mevlüt Eylül'ü ve Büşra'yı eve götürdü bizide 1 gecelik nezarethaneye attılar. Mustafagil ile aramızda sadece bir parmaklık vardı. Narin ile beni bir bölüme Mustafagili de hemen yanımızdaki bölüme koymuşlardır.

Gece saat 03.34

Herkes uyuyordu Narin benim dizimde yatıyordu ben ise saatlerdir duvara bakıp yaşanan olayları düşünüyordum. Ne yani şimdi bu Mustafa bana aşkını mı itiraf etmişti. Ben bunları düşünürken yan bölümden 'pişşt' diye bir ses geldi. Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim Mustafa'ydı olaylardan sonra onun olduğunu görünce içim rahatladı. "Noldu?" dedim sessizce.
"üşüdün mü?" diye sordu. Bende"çok değil" dedim. (Onlarn montları üzerlerindeydi iki battaniye vardı birisi onların tarafında biri bizim tarafta. Bizim tarafta olan Narin'in üzerindeydi. Onların ki boştaydı.) Kendi taraflarında ki battaniyeyi bana uzattı "Al bunu sar sırtına yaslanma buz gibi duvara" dedi. "Tamam" deyip elime aldım battayeyi ve sırtıma sardım. "Rüya" dedi yine sessizce ama soru soruyorcasına baktı. "Efendim" dedim. "Sen bu gün söylediklerimi duydun mu?" diye sordu. Bende "Duydum" dedim.
"Sen ne düşünüyorsun bu konu hakkında?" dedi. Bende biraz durup "Bilmiyorum olayın şokunu daha atlatamadım" dedim. (Yan yana oturuyorduk sadece aramızda bir iki tane demir vardı kolum koluna yaslanmıştı.
Ben kafamı yandaki demirlerden birine yaslamış bir şekilde duvara bakarak konuşuyordum. O ise bana bakıyordu. Çünkü nefesi kulağıma çarpıyordu.)Ben böyle dalıp gitmişim hiç farkında değildim. Onun "Rüya" demesi ile irkildim. "Efendim" "Dalıp gittin" dedi ve devam etti. "Bak Rüya yanlış alamayacağını biliyorum ama 'Ben seni seviyorum' Rüya bu bir gerçek sen beni sevmesende ben seni sevmeye devam edicem."15 20 sn bir sessizlik oldu ve ben devam ettim." Ne zamandan beri?"
"İlk gördüğümden beri" biraz durup "Sadece düşünmek istiyorum." dedim.
Sonra bana doğru döndü bende doğruldum ve Narin'in kafasını yavaşça oturduğum koltuk gibi olan şeye bıraktım. Ve ona döndüm tüm vücüdumla. Ellerini parmaklıklardan geçirip yüzüme koydu kafam ellerinin arasındaydı şuan."Seni seviyorum bunu bil yeter." dedi. Bende ona doğru dönüp ellerimi battaniyeden çektim.
Ellerimi parmaklıklardan geçirip kafasını tuttum sakalları avucumu gıdıklandırıyordu. "Düşünmeye gerek yok bence bir şansı hak ediyorsun." deyip ekledim."Bende seni seviyorum çılgın adam."dedim. Gülmüştü sonra yavaşça kafasını döndürüp avucumun içini öptü. Ardından eski halimi alıp oturdum. Bu sefer kolunu sırtımdan tuttu ve koluna kafamı koymamaı sağladı. Sonra ikimizde uykuya daldık.

5+4=Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin