smarty

i. who has the face like smarty does?

uyarılar: ben winston/harry styles ilişkisi mevzu bahis. teşhircilik ve smut. +4200 kelime. başlık ve bölüm isimleri lana'nın smarty adlı şarkısından.

i. who has the face like smarty does?

"Pekala, şunu dinleyin." Niall elinde tuttuğu renkli içkisini biraz havaya kaldırdı. "Bir köpek bara giriyor ve barmene, evet ben konuşan bir köpeğim şimdi bana içkimi ver diyor, barmen de omuzlarını silkiyor ve tabii diyor, tuvalet hemen sağ tarafta!"

Masadaki herkes bıkkınlıkla içini çekerken, Louis sadece gözlerini devirdi ve içkisinin dibini kafaya dikti. Akşamdan kalma Niall'dan daha beter bir şey varsa o da akşamı yaşayan Niall'dı. Gerçekten Zayn, Perrie, Niall ve Jesy ile normal bir gece geçirmek onun için sorun değildi fakat tüm gün akşama kadar çalışmıştı ve biraz sakin zamana ihtiyacı vardı sadece.

Yani buraya kesinlikle Niall'ın "Penisi olmayan bir erkek arkadaşa sahip olmaktan daha kötüsü nedir biliyor musun, Tomlinson? Bir erkek arkadaşa ve penisine sahip olmamaktır." ve "Oğlum, sağ elin sürtünme kuvvetinden öyle şeffaflaşmış ki neredeyse ötesini göreceğim."saçmalıkları yüzünden gelmişti. 

Biraz pişmandı doğrusunu isterseniz. Arkadaşlarını seviyordu ama burada oturup bir çin bebeği buhranıyla dört sarhoş tarafından kendisine kısmet aranmasına tercih edeceği çok şey vardı. Hemen karşısında yan yana oturan Zayn-Perrie ikilisi bara girdikleri dakikadan beri av'a başlamışlardı. Av'dan kastı elbette psişik çöpçatan güçleriyle bardaki müstakbel kocasını aramalarıydı. Seslice.

"Şu sarışın olana ne dersin, Lou?" diye sordu Perrie çakırkeyif bir cırlamayla. Manikürlü işaret parmağı hemen yanlarında oturan, Clint Eastwood çakması tiplemeyi gösteriyordu. "Aile barbeküsünde boynuna bağladığı Amerikan bayrağıyla çırılçıplak koşuşturacak birine benziyor."

Zayn ekledi. "Drama kraliçesi ağzını açmadan önce en azından barbekü sosislilerinin lezzetli olacağını kabul et."

"Tabii ya, muhtemelen arka balkonunda beslediği atı İyi'yi, ben Kötü'yü, kendisi de Çirkin'i oynardı." dedi Louis yapmacık neşesiyle. "Çok isterdim fakat Niall'ın şimdiden yapabileceği riding espirilerini düşündüğünden çok eminim, yani, ben hayır diyorum."

İsminin dile gelmesiyle Niall içkisini Louis'ye doğru şerefe eder gibi kaldırdı. Louis ona orta parmağını salladı.

"Çocuğun üstüne bu kadar gitmeyin." dedi Jesy derin bir iç çekip telefonunu sinirle masaya attıktan sonra. Muhtemelen Candy Crush'ın milyon bilmem kaçıncı bölümde takılmıştı ve geçemiyordu. "Adam neredeyse 30'unda. Kimi becereceğine kendi karar verebilir."

Louis kaşlarını kaldırıp diğerlerine döndü. "Gördünüz mü? Şekerleri ezemediği için sinir krizi geçiren bir ruh hastası bile sizden daha mantıklı konuşabiliyor."

Kafasına Jesy tarafından bir patates kızartması atılınca sandalyesinde geriye yaslandı.

"Şunu dinleyin!" diye atladı Niall az önceki şüpheli sessizliğini aniden bozarak. "Zengin ama uzun zamandır sevişmemiş bir adam bara giriyor ve likör sipariş edip barmeni bekliyor. Yanına birden bir fıstık oturuyor ve adam dönüp şöyle diyor: Aslında bu kadar uzun değilim, cüzdanımın üzerine oturuyorum!"

Zayn fıkrayı değerlendirirmiş gibi başını sallayıp Louis'ye döndü. "Bunu denemelisin."

Sonuç olarak Louis biraz değil bayağı pişmandı.

-

Zayn'i yan masada oturan hipster'a Louis'nin telefon numarasını verirken yakaladığında daha fazla orada duramamıştı. Niall'ın ağlatan fıkraları ve Jesy'nin şu aptal oyununun ses efektleri yüzünden kafayı yemek üzereydi. Yarısı dolu bardağını yandaki saksıya çaktırmadan döküp yeni bir içki alma bahanesiyle oradan neredeyse koşarak kaçtı.