~ Aşkın Sesi ~
Beklettiğim için özür dilerim ama bir türlü yazma isteği içimde uyanmıyordu ve biliyorsunuz istenmeden yapılan iş pek güzel olmuyor.
Bu bölümde hoşunuza gidecek olan Marichat sahneleri olacak ^-^
Umarım beğenirsiniz.
(1970 Kelime)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Genç kız evinin çatısından içeriye girdikten sonra geri dönüşüm yaptı. Evde anne ve babası olmadığı için tatlı kwamisi rahatlıkla hareket edebiliyordu. Marinette, daha fazla oyalanmadan küçük kwamisine kurabiyesini verdi ve bavulundaki eşyalarını gardrobuna yerleştirmeye başladı.
Eşyalarını güzelcene yerleştirdikten sonra balkonundaki gölgeyi fark etti. Bu gölge genç kızın korkmasını sağlamıştı. Yavaş adımlarla balkona doğru ilerleyen Marinette, Chat'i görünce derin bir nefes verdi. Kwamisine göz ucuyla bakmaya çalıştı ama yerinde görememişti. Bu saklandığı anlamına geliyordu. Siyah kostümlü kahraman, mavi gözlü kızın evin içerisine geçti ve yatağına oturdu. Marinette'de yanına oturduktan sonra Chat, sevdiği kıza neden geldiğini açıklaması gerektiğinin farkındaydı. Sadece konuya nasıl gireceğini bilmiyordu.
"Neden geldiğini söylemeyecek misin?"
"Seni orda yalnız başına bıraktıktan sonra iyi olup olmadığına bakmak için gelmiştim."
"Bir şeyim yok, merak etme. Peki sen nasılsın?"
"Ha? Ben mi? İyiyim."
"Dalgın gibisin. Bir şey mi oldu?"
"Yok hayır, bir şey olmadı. Sadece genelde insanlardan bu soruyu çok duymuyorum."
"Neden? Gerçek kimliğinde arkadaşın çok yok mu?"
"Aslında bakarsan var ama sadece bunlar çok yeni."
"Yani aslında arkadaşların var ama sadece yeniler."
"Evet."
"Peki ya ailen? Kesinlikle onlar sana soruyor olmalılar."
"Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Benim annem öldü o yüzden sadece babamla ben varız ve birde nath-"
Genç oğlan yaptığı hatayı fark edince hızlıca ağzını kapadı. Marinette, tek kaşını kaldırarak Chat'e baktı.
"Nath mı?"
"Yanlışlıkla ağzımdan kaçtı... Merak ediyorum da neden Paris'e geri döndün? Duyduğum kadarıyla 3 ay orda kalman gerekiyordu ama sen erken geldin."
"Bunu nerden bildiğini sormayacağım... büyük babama kanser teşhisi konulmuştu. Doktorlar 3 aylık ömrü kaldığını söylemişti. Sonra mucizevi bir şey oldu ve büyük babam iyileşti."
"Anlıyorum, geçmiş olsun."
"Sağ ol."
"Ben daha fazla seni tutmayayım, iyi geceler."
"Bekle! Gitmeden önce sana sormak istediğim bir soru olacak." genç oğlan şaşkın bakışlarını sevdiği kıza doğru dikti ve sorusunu bekledi. "Beni neden öptün?" Siyah kostümlü kahraman yutkundu. Nasıl ona söyleceğini bilmiyordu. Daha söylemek için hazır mıydı onu bile bilmiyordu.
"C-cevabı zaten belli ama... Ben senden hoşlanıyorum M-marinette."
Genç kız karnında kelebeklerin uçuştuğunu hissetti. Bu his ona çok tanıdık geliyordu. Bu hissi yalnızca ona eski platonik aşkı Adrien yaşatabiliyordu. Belki de artık Adrien'a olan aşkının son satırına gelmişti. Oysa genç kıza birkaç ay önce 'Adrien'a olan aşkın son bulur mu?' Diye bir soru sorsalar kesinlikle Marinette 'İmkansız!' Diye yanıt verirdi. Peki şimdi ne yapmalıydı? Kendisinin duygularını da ona söylemeli miydi? Yoksa emin olmak için zamanın geçmesini mi beklemeliydi? Genç kız beklemenin tarafındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Graine D'amour
Fanfiction~ Aşk Tohumu ~ Bir Marichat hikayesidir. Genç kız elleri zincirlerle bağlanmış bir şekilde uçurumun tepesindeydi. Zincirden kurtulmaya çalışıyordu ama bu yaptığı şey sadece bileğine zarar veriyordu. Yanında mor kostümlü bir adam genç kızın yanağını...