Gözlerim kapalıyken daha mutluyum.Çünkü hayal dünyamda kimse bana emir veremez kimse bana karışamaz.En güzelide her şey istediğim gibi keşke şu okul zili daha güzel olsa.Tüm düşüncelerim havada süzüldü.Okullar açılalı tam bir ay olmuştu.Okula pek aşina olduğum söylenemez.Alara tüm sınıfla iyi geçiniyorduki tahmin edilmesi zor olmaz başkan olmuştu.Bizim sınıftakiler biraz olsun normal olamaz mıydı?Hayvan gibi anırmaktan başka yaptıkları yoktu.Kekolar işte.Beni ilk gören biri çocuk işte desede düşüncelerimle bir üniversite öğrencisini alt edebilirdim.Farklıydım.Ve bu hoşuma gitmiyorda değil.Liseye giden herkese ergenus denilmesi yanlış bir şey bence.Arada kaynayıp gidenlerde oluyor.Düşüncelerim gün geçtikçe dahada şekilleniyor
.Bir dakika birisi bana mı sesleniyor? Tabi ya hoca gelmişti ve herkes ayaktaydı.Edebiyatçı bana dikdik baktıktan sonra ‘Çabuk tahtaya geç ve tek ayağının üzerinde dur!’ diye bağırdı.Her ne kadar içimden sövsemde dediğini yaptım.
Aralarında kıkırdayanlar oldu.Ama aldırmadım.Ayağımın uyuştupu dakikalarda birisi kapıyı çaldı bu müdür yardımcısı Şükrü Başeğmez.Ayağım yerçekimine karşı savunmasız şekilde yere düştü.Nakil öğrenci gelmiş işte onu getirdi.
Çocuk içeri girdi ve kızlar gülüştüler.Esmer bir teni ve bal rengi gözlere sahipti.Saçlarını rampa yapmıştı ve kokusu burnuma değdiğinde vücudumdaki damarlar bir anlığına patlama yaşadı diyebilirim.Her zaman erkek parfümlerini sevmişimdir ama bu kadarınıda ilk defa gördüm.
Kendini tanıtmaya başladı.Ses tınısı insanın ruhunu gıdıklar biçimdeydi.
‘Yağız Yakamoz, Memleketim Muğla’.
Ege’nin kızları kadar erkekleride taş oluyomuş.Hemen arka sırama oturdu ve gözleriyle sınıfı süzdükten sonra bana bakmaya başladı.Gözlerimi ne kadar kaçırsamda bana baktığını fark edebiliyorum.Kızım Arya manyak mısın?Kabak gibi tahtanın ortasındasın sana bakmasında tavana mı baksın?Kendi kendime konuşurken zil çaldı.Sınıf ayağa kalktı ve hoca çıkana kadar kimse yerinden dahi kımıldamadı.Yerime geçerken hafiften gülümseyerek:
’Özledin mi beni?’dediğinde biraz afalladım tam ‘Anlamadım?’ diyecekken ‘Özlemez miyiz oğlum nerelerde kaldın ya’ demez mi biri arkamdan az kaldı rezil oluyordum.
Sohbetlerine istemeden kulak misafiri oldum.Yağız bu okula eski kız arkadaşı için gelmişti.Onu hala seviyormuş ve ayrılmak istemiyormuş.Daha geçen sene ilkokuldaydık ne ara bu kadar sevgi büyüttü anlayamadım.Arkadaşının adıda Emre’ymiş ve Efsunun sınıfından 9/B. Biz 9/A yız.Hep böyle A ve B ler düşman olurdu.İlkokulumdada öyleydi.
Son derse geldik seçmeli müzikti.Sınıfın yarısından fazlası resim seçti.Hoca sınıfa girdi ve bizleri ön sıralara koydu.Yağızla aynı sıradaydık.Hoca birkaç konu anlattı ve yerine oturdu.’Serbestsiniz’dedi. Bu kelimeye müzik dersinde çok alışkın olduğumuz için sınıfda bi angarya kopmadı.
‘Sesin güzel mi?’ dedi Yağız.
‘Fena değil.Genelde arkadaşlarım çok beğenir ama bence abartıyorlar’
‘Hmm bence sen fazla alçak gönüllüsün’dedikten sonra hemen göz kırptı.Vay canına ilk defa yabancı biri bana göz kırpıyordu.
‘Peki ya senin sesin güzel mi?’Bizim sınıftan bir erkek olsa ‘Hayıy benim sesim çok yakışıklı derdi’bunu düşününce yüzüm buruştu.
‘Eh işte’Bunu söylerken bile sesi ninni gibi geliyordu.Eh miş?! Peh..
Ve konuşmaya öylesine daldımki zilin sesini bile duymadım.Bugün Cuma ve tören var.Beraber indik.Bana ‘Merve’yi tanıyor musun?’ dedi.İlk önce anlamamıştım ama sonra eski sevgilisi olabileceğini düşündüm.’Hayır’derken Emre yanımıza geldi ve tanıştık.Sıraya geçtiğimizde ne kadar yan yana dursakda benimle bir kelime bile konuşmadı sürekli Emreyle bişeyle söyleşip güldüler.
Servise alışmıştım ve çok eğleniyordum.Behlül’lede iyi anlaşmıştık baya komik.Bazen gülmekten karnıma kramp giriyordu resmen.O derece.Bugün biraz daha az güldük.Servisçi Osman abi en sondan bi önce bırakıyordu beni.
Eve geldiğimde apartmanın önündeki kalabalığa yaklaştım.Bir adam yerde yatıyordu.İyice yaklaştıktan sonra yüzüne baktım ve yerde yatan kişi bizim bakkal Haydar Abi.
Alacaklısı yapmış diyorlardı.Eve girmeden burnuma enfes su böreği kokusu geldi kokuyu takip ettim ve bizim kattan geliyordu.Canım öyle çekmişti ki meğersem karşı komşu yapmış.Yıkıldım.Eve girdiğimde tüm iştahım kaçtığı için bir şey yemedim.
Hemen sosyal hesaplarımdan Yağız Yakamoz’u aramaya başladım.Çocuğun durumu iyi.Tripleks bir villada Kurtköy tarafında oturuyor.Okulumuz ise Maltepe’de.Annesi doktor babası ise holdingde iyi bir mevkide çalışıyormuş.Onunda kardeşi yok anladığım kadarıyla.
Tam çoğun resmini büyükçe açtım annem içeri dalmaz mı. Elim ayağıma dolaştı laptop ‘ın kapağını hızlıca kapattım.Annemin bişeyler mi çeviriyon kız sen bakışı karşısında savunmaya geçtim.
‘Yeter artık ben bir genç kızım ve birazda olsa saygı görsem nolur?Ben yatak odanıza cuk diye dalıyor muyum?Belki üstüm müsait değil?Belki ders çalışıyorum dikkatimi dağıttınız işte yada özel işlerim var?İlla kapıyı kitle diyosunuz yani.Bu mudur he?He?’
Annem meyve tabağını bırakıp afallamış bi şekilde dışarı çıktı.Ben galip gelmiştim bu sefer.Yatağıma girip gözlerimi kapadığımda hayal dünyama geçiş yaptım.Elveda gerçek dünya..
