After

Yüce isa aşkına!

Gab üniversiteye doğru koşmaya başlamıştı. Ama boş sokakta düşmeden koşacak kadar şanslımıydı Gab? Ah hayır. Diz kısmı kandan resmen 'İmdatt!' diye can çekişiyordu sanki. Gab toparlandı ve ilerideki okulun ismini gördüğünde rahat bir nefes verdi. Okuldan içeri girdi ve sınıfına doğru ilerledi. İlk dersi biyolajiydi, dersi Bayan Steven anlatıyordu. Sınıfa daha çok yaklaştı ve kapıyı açtı.

"Bayan green yine derse geç kaldınız! 'Bir insanda nasıl bu kadar tiz bir ses olabilirki? Bu ne biçim cırtlak sestir.'

"Üzgünüm Bayan Steven." 'Hayır değilim.'

"Çabuk geçin yerinize." Connor'un yanını işaret etti ve Connor bana yer ayırdı.

*****

Okul çıkışı Connor ile birlikte cafeye gitmeye karar verdiler. O deponun yakınlarındaki cafe olduğunu bildiği için ne kadar yalvarsa da Connor'u ikna edememişti. Cafedeki yerlerini aldılar ve oturdular.

Gab'in gözü bir anlık depoya takıldı ve o adamı görünce gerildi. Ona "Seni öldüreceğim" elleriyle işaret ediyordu. Bu Gab'in şaşkın bir Connor'u masada bırakmasına neden oldu. Adam hiç beklemeden içeri girdi vd ardından Gab de içeri girdi. Elindeki atkıyı bir kenara fırlattı. Ardından üzerindeki ceketi çıkardı. Ve... ve ardından şapkasını ve Gab'in bilmediği bir maskeyi çıkardı. "Yüce isa aşkına! O bir orta yaşlı adam değildi. O-o bir seksilik tanrıçasıydı. Gab'e doğru geldi geldi ve geldi. Yaklaşık arada1cm varken durdu. Kulağına fısıldadı.

''Artık kaçarın yok Gab, cezanı çekiceksin. Hem geçmişin hem de bugün yaptıklarından ötürü.'' Bıçağı çıkardı ve üstümdeki tişörtü sıyırdı. 'Bu piskopat ne yapacaktı?' 

''Sadece ufak bir iz.'' Dedi ve gözlerini kırptı. Sıyırdığı yere bıçağı bastırdı. ''Z'' harfiydi. Kanlar yavaş yavaş akmaya başladığını hissedebiliyordum. Ardından bıçaktaki kanı bana doğrulttu ve şunları dedi. 

''İşim bittiğinde bu kandan daha fazlasını alacağım Gab, inan bana. Şimdi gidebilirsin ve dediklerimi harfiyen yaparsan canın acımayabilir.'' 'Seni piç!' Kafamı tamam anlamında salladım. Hayır, korktuğumdan değil sadece olayın fazla uzamasını istemiyordum. Ellerimi tuttu ve kalkmama yardım etti. Ona kaçamak bir bakış attığımda alaycı bir sırıtma yer alıyordu dudaklarında. 'Şöyle gülmeyi kes, tıpki bir far görmüş tavşan gibi oluyorsun piç kurusu' Söyleyeceklerimi yuttum ve sesimi buz gibi yapmaya özen göstererek konuştum. Sesim çatlamıştı. 

''İsmin?'' Bana baktı ve kulağıma yaklaştı. Nefesi tüylerimi ürpertiyordu.

''Zayn. Zayn Malik.''